Yer, 'Türk Telekom Arena' stadı olunca, gladyatör çok olur. Galatasaray'da da öyle oldu. Problem üzerine problem yaşıyor.
Sorun şu: Adnan Polat, 1986 ruhuyla koltuğa oturdu. Hagi'yle birlikte o dönemin kahramanıydı. Kabul etmek gerekir ki, Galatasaray çıkış arıyordu. Polat, iç açıcı olmayan bir mali yük ve yenilgilerle koltuğu devraldı.
O güne kadar koltuğun çok da taliplisi yoktu.
Oturunca hevesliler belirdi. İlerledikçe, eleştiriler spordan ve skordan çok, siyaset kokan bir çerçeveye taşındı.
Olaylar da demokratik açılımın başlangıç günlerine denk geldi. Sataşmalar arttı.
Başkan Polat'a, "Bırakın bu ayrımcılığı" dedirtecek olaylar, hiç ama hiç sıradan değildi. Tam da bu dönemde Polat'a en büyük destek, Fenerbahçeli Başbakan Erdoğan'dan geldi. Kangrene dönen stat hızlı bir şekilde bitirildi.
Ancak finiş tatsızdı.

***
Galatasaray'da terbiye sınırlarında eleştiri vardır. Okulun terbiyesi okullu olmayan GS'lilere de yansımıştır.
Yani, tam bir Avrupalılık...
Başkan, eleştiri varsa, seçime gider. Yahut, bir dönem dinlenir. İşte şimdi hem bu gelenek bozuldu hem de ağızlar...
Yakışıksız demeçler taraftarı adeta böldü.
Önce Hagi, sonra Polat, boynu bükük kopuş yaşadı. Bu tablo, Polat karşıtlarının bile içini acıttı.
Galatasaray ruhu çok renklidir.
Kırmızı kırmızıdır, sarı sarıdır, mavi de mavidir. Buluşurlarsa çok renklilik ve seslilik olur. Sanki çok renklilik bozulmuş gibi!
Ama pek çok cimbomlu, "Polat, acıların çocuğu rolünü oynamamalı, taraftarın sesine kulak vermeli, işadamlığıyla, başkanlık kimliğini karıştırmamalıydı.
Açıkçası mağdur olan taraftar" diyor.
Polat'ın hatası, koltuğa otururken desteğini aldığı taraftarı yok sayması...
Dışarıdan manzara böyle görünüyor.
***
Peki ya içerisi?
Ortalık toz duman.
Sorunun büyük bölümü mali ağırlıklı. Galatasaray'ın 570 milyon lira borcu var.
Sadece bankalardan kullanabileceği 30 milyon dolarlık bir kredi limiti açık. Futbolcu borcu, 95 milyon lira.
UEFA şart koydu:
2012'de futbolcu borçlarını ödeyemeyen, Avrupa maçlarına çıkmayacak.
Şu an cimbomun kasası boş.
Riva'daki bin dönüm araziyi 250 milyon dolara satmak istiyor. Yanındaki 4 bin dönüm araziyi, "Ottoman Fon" almış,"275 milyon doları verene araziyi bırakacağım" diyor. Kel alıcının kör bakıcısı vardır.
Arsa satılırsa sorun aşılır.
Kürk zenginliği temsil eder.
Dolayısıyla aslanımız var ama kürkü yok.