Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADALET CİNGÖZ

Geç olsun ama güç olmasın

İki yıl aradan sonra yeniden düzenlenen Uludağ Üniversitesi Fotoğraf Amatörleri Fotoğraf Günleri UFAT, beş bağımsız yayınevinin güç birliğinden doğan Bandrolsüz ve Hugo'nun 'otomaton'u...

Zaman dediğin sarmaldır. Ebru Özseçen'le Martin Scorsese'yi kıyaslamak için geç değil, ancak güç olabilir! Özseçen'in Kısmet'iyle Hugo'daki 'otomaton'u düşünün. Kısmet, sanatçının Amsterdam'da bir antika dükkanında karşısına çıkan ve içinde üzeri harflerle işaretlenmiş fasulyelerle dolu bir kese bulunan, fildişi bir fanustan yola çıkıyordu.
Fransız bir kontesin aşk oyuncağı olduğunu öğrendiği bu objenin hikayesine göre kontes, fildişi fanustan rastgele bir fasulye seçerek, o gece hangi sevgilisiyle olacağına karar verirmiş.
Özseçen, bu hikayeden yola çıkarak, kendi ekseninde dönebilen bir kaidenin üzerine yerleşen abanoz bir kürenin altında, boğa hayası derisinden ürettiği konik heykelin gövdesini porselen bir zırhla koruyordu. Hiç görmediği oyuncağı kendi hayal gücüne, duyduklarına ve ardında bıraktığı parçasına göre yeniden üretmişti. Scorsese'nin mekanik robotu otomaton ise iki yüzyıldan fazla zaman önce İsviçreli saat ustası Henri Maillardet tarafından yaratıldı. 19. yüzyıl şov organizatörlerinden P.T. Barnum tarafından ABD'ye getirildi ve bir yangında hasar gördü.
1928'de ise Franklin Enstitüsü'ne bağışlandı.
En son Brian Selznick'in 2007'de yayımlanan The Invention of Hugo Cabaret isimli çizgi romanında görüldü. Selznick büyük oranda Franklin Enstitüsü'ndeki bu robottan esinlenerek kitabı üzerinde çalışırken, hikayesinde merkezi bir yer kaplayan, erken dönem Fransız filmci Georges Melies'den ve onun vaktiyle sahip olduğu, fakat sonra bir kenara atılmış olan otomaton koleksiyonundan haberdar olmuştu. Martin Scorsese de bu çizgi romanı yeniden üretince ortaya Hugo çıktı.

UFAT GÜNLERİ TEKRAR BAŞLADI
İlk defa iskender yemeden Bursa'dan döndüğüm için mutsuz değildim. Çünkü Uludağ Üniversitesi kampüsünde geçirdiğim günden dolayı büyük bir tatmin içindeydim.
UFAT (Uludağ Üniversitesi Fotoğraf Amatörleri) Fotoğraf Günleri, iki yıllık bir aradan sonra tekrar düzenlendi. Bunu fırsat bilip kampüsün yeni güzel sanatlar binasını görmeyi başardım. Yeni binadan çok etkilendim. Sarısından, modernist büyük camekanlarından, boşluğundan, temizliğinden verdiği özgürlük duygusundan...
8. UFAT Fotoğraf Günleri boyunca hem bu binada fotoğraf üzerine konuşmalar ve workshoplar oluyor hem de iki büyük fotoğraf sergisi... Sergiler fotoğraf adına umut vericiydi. Konuşmalardan, Gözde Türkan'ınkini ilginç buldum. Genç fotoğrafçı, sergi yaparken serginin işin son noktasını oluşturduğu fikrinden uzaklaşmak gerektiğini tavsiye ediyordu. Her seçkinin başka kareleri dışladığını ve neyin, neye göre dışlandığını anlamanın imkansızlığına işaret ediyordu.
Düşünmeye değer bir konu. Mevzu fotoğraf olunca... Çünkü bir fotoğraf sergisi, onlarca fotoğrafın elenmesi sonucu karşımıza çıkıyor.
Neler eleniyor? O elenenleri de görmenin bir yolu yok mu? Çekmenin kendisini en güzel o elenenler anlatıyor olamaz mı? Bu sorular doğru sorular. Türkan, samimi konuşmasında bunlara dikkat çekmemizi sağladı. Dinleyiciler arasında Serkan Taycan, Sevim Sancaktar, Civan Özkanoğlu gibi son kuşak fotoğraf sanatçılarıyla birlikte bunu düşündüğüme sevindim.

BU KİTA PLAR BANDR OLSÜZ
Bandrolsüz, Şubat 2011'de Bakkal Press, Folio, Onagöre, REC Collective ve Too Many Books gibi bağımsız grupların çabalarını birleştirmeleriyle oluşmuş bağımsız bir yapı.
Kitap ve çoğaltmaların satışı ve dağıtımı için bir imkan oluşturmayı amaçlıyor. Elektronik yayınların ve dergilerin basılı işlerin yerine geçmeye başladığı bir zamanda, sanatçı kitabı kavramını gündeme getiriyor. Onun sınırlarını sorguluyor, genişletmeyi deniyor.
Kitabı, bir mecra ve mekan olarak düşünüyor.
Küçük ölçekli yayıncıların dağıtım şirketleri ve zincir kitabevlerinden uzakta, kendilerine oluşturdukları bir alan olmayı istiyor.
Bandrolsüz, karşınıza her an çıkabilir. Ali Taptık'ın kitabını onlar sayesinde gördüm.
Çok çok beğendim. Çok film gibi olmuş.
Duygusu derin ve sayfaların arasından çıkarak, ruhu sarabiliyor. Kendisini tebrik ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA