Futbolda topu ayağınızın üst kısmında hafif hafif zıplatmaya top sektirme denir. Maharet topu düşermeden uzun süre sektirebilmektir. Ayağınızın üstüyle topun bir nevi aşk yaşaması gerekir. Sözü uzatmadan bizde sözcük topunu hafif hafif sektirmeye başlayalım. Birinci sekme: Buna 'Haftanın cinliği!' diyebiliriz. Olay Nusaybin'de geçiyor. Eylemciler MOBESE kameralarını sökmeye kalkınca polis bir çözüm üretmiş. Eylemciler direğe tırmanmasın diye beton direkleri yağlamış! Tabii ki, zeytinyağıyla değil. 'Halis' gres yağı ile! Benim korkum bu yöntem tutarsa, birilerinin uçaklarla Kandil'e de yağ dökmeye kalkması. PKK'lıların ayağını kaydırmak için! Bakarsınız dünyaya, "Etnik meselelerin çözümünde yağlama metodu" başlıklı bir tez konusunu armağan ederiz! İkinci sekme: Buna da 'Haftanın alınganlığı' diyebiliriz. Cihat Kemal Pehlivanoğlu, İzmirli bir mimar. Belli ki 'hassas' bir insan! İşini gücünü bırakmış, yememiş içmemiş komedi dizisi İzmir Çetesi'nin adının değiştirilmesi için dava açmış. "Why?" diye bağırdığınızı duyuyorum? Baba, çete sözcüğünün demokrasinin beşiği olan İzmir'in adını kirlettiğini iddia etmiş. İnsanın içinden "Pehlivan pehlivan!" diye ünlemek geçiyor! Üçüncü sekme: Alın size 'Haftanın aymazı.' Şarkıcı Nil Karaibrahimgil, şarkılarında eski kelimeler kulanabilmek için Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanını okuduğunu açıklamış. Huzur'a sözlük muamelesi. İnsanı huzursuz eden bir durum. Dördüncü sekme: Haftanın yalanı Ertuğrul Özkök yazısında yeni yayımlanacak Aydınlık gazetesinde köşe yazacak isimleri sıraladıktan sonra şöyle diyor: "...Büyük bir gazetede yazmasaydım, öğretim üyesi olsaydım, acaba o listede ben de yer alır mıydım? Sanmıyorum. Çünkü içim hiçbir zaman cemaatlere, kamplara, gecici ittifaklara sığmadı. Benim kesin tarafım yok....." Şimdi burada topu yere indirelim. Ceza sahası içine doğru girelim. Özkök, doğru söylemiyor. Çünkü, Türkiye'de merkez medya her zaman taraf olmuştur. Hayata dönüş operasyonlarında taraftı. Ahmet Kaya olayında da. Türbanlı kızlar üniversiteye giremezken; Hrant'ın ölümü hazırlanırken de taraftı. Bu liste uzayıp gider... Militarizm ve ırkçılığı savundu. Ez cümle, merkez medya da Özkök de, her zaman devletten, statükodan, güçlüden yana oldu. Ezilenlere, mazlumlara, yoksullara ise karşı.
