Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ABDULLAH AYDOĞAN KALABALIK

Arap Baharı'nın Mısır imtihanı başladı

25 Ocak Tahrir Devrimi'ni gerçekleştiren Mısırlılar, Cumhurbaşkanlığı seçimleri birinci turunun sonuçları ilan edilinceye kadar, devrim sürecinin normal işlediğini ve askerin 30 Haziran 2012'de yönetimi sivillere teslim edeceğini düşünüyordu. Ancak, Mübarek'in başbakanı Ahmed Şefik'in, Müslüman Kardeşler adayı Muhammed Mursi ile birlikte ikinci tura çıkmasının ardından, ülkede ciddi bir kriz ve kutuplaşma ortamının ilk işaretleri belirdi.
Mübarek ve İçişleri Bakanı Adli'nin 25 yıl hapis cezasına çarptırılmalarının yanı sıra, altı İçişleri Bakanı yardımcısının beraat etmesiyle birlikte, eski yönetim kalıntıları 'fulul' ile devrim ve değişim hareketleri arasında zorlu bir mücadele süreci fiilen başladı. Kısa süre sonra, iki aday arasındaki seçim propagandaları karşılıklı karalama kampanyasına dönüştü. Halk ayaklanması sürecinde Mübarek aleyhinde tavır sergileyen liberal medya ise bu süreçte, ya yayın çizgisini kısmen değiştirerek tarafsız kalmayı tercih etti veya Müslüman Kardeşler endişesinden dolayı Şefik lehine propaganda yapmaya başladı.
Öte yandan, yönetimi sivillere bırakma konusunda ayak direten Yüksek Askeri Konsey, Müslüman Kardeşler adayı Mursi'nin Cumhurbaşkanlığını kazanma ihtimaline karşı, Anayasa Mahkemesini devreye sokarak, seçimlerin sonuçlarını kontrol altına almak üzere harekete geçmişti bile. Seçimlerin ikinci turundan iki gün önce, Anayasa Mahkemesi'nin yüzde 70'i İslami akımlara ait milletvekillerinden oluşan parlamentoyu feshetmesi, Mübarek sonrası başlayan demokratik sürece ve Müslüman Kardeşler'e seçim öncesi indirilen büyük bir darbeydi.
Anayasa Mahkemesi aynı gün, parlamento tarafından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce çıkarılan, 'Mübarek döneminin son 10 yılında yüksek mevkilerde görev yapanlara 10 yıl siyaset yasağı' getiren kanunu da Anayasa'ya aykırı ilan etti. Bunun anlamı Ahmed Şefik'in ikinci turda yarışa devam etmesiydi. Anayasa Mahkemesi'nin ilk kararı, devrim ve değişim hareketlerinin yanı sıra İhvan'a darbe olarak algılanırken, ikinci kararı, Mübarek yandaşı Şefik'e seçim ödülü ve dopingi şeklinde yorumlandı.
Seçimlerden bir gün önce ise, ülkenin farklı yerlerine baltacıların yerleştirileceği, seçim bölgelerinde kargaşa ve arbede ortamı oluşturularak, seçimlerin iptal edilmesinin sağlanacağı şeklinde haberler kamuoyuna sızdırıldı. Haber son derece endişe vericiydi. Anarşi ve kargaşa ortamı gerekçe gösterilip Cumhurbaşkanlığı seçimleri iptal edebilirdi.
Bütün bu sıkıntılara rağmen, Müslüman Kardeşler adayı Muhammed Mursi, Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanan resmi rakamlara göre, 50 milyondan fazla seçmenin bulunduğu ülkede, oyların yüzde 51.73'ünü alarak, rakibi Şefik'i geride bıraktı ve ülkenin ilk sivil cumhurbaşkanı oldu.

Mısırlıları memnun etmek hem zor hem kolay
Mursi'yi bekleyen onlarca sorun var. 25 Ocak Devrimi'nin dinamiklerini oluşturan ve devrim esnasında atılan 'ekmek, özgürlük, saygınlık ve toplumsal adalet' sloganlarıyla özetlenen beklentileri yerine getirmek durumunda. Üstelik bunları yaparken, 60 yıllık askeri rejimler tarafından uygulanan politikalar nedeniyle yüksek mevkilere yerleştirilen asker ve polis kökenli bürokratlar ile çalışmak zorunda kalacak. Öte yandan, eski rejimin kadrolarının, 80 küsur yıldır yasaklı bir yer altı örgütü olarak gördükleri Müslüman Kardeşler'in ileri gelen yöneticilerinden birisi olan yeni Cumhurbaşkanı ile ne derece uyumlu çalışabileceklerini şimdiden tahmin etmek de oldukça zor.
Mursi, 85 milyon nüfuslu bir Mısır enkazı devralmaya hazırlanıyor. Mübarek hükümetlerinin özellikle de son 10 yıldır taş üstüne taş koymadığı, hiç bir projeye çivi çakmadığı bir ülkede, halkı memnun etmek hem zor hem de oldukça kolay. Öyle bir ülke düşünün ki, temizlik, sağlık, eğitim, ekonomi, işsizlik ve yolsuzluk gibi bir yığın problemi olsun. Diğer taraftan Mübarek yönetiminin kasti politikaları nedeniyle, nüfusun yüzde 35'ine yakınının okuryazarlığı bile olmasın. Çalışacağınız kadrolar da sizi yasaklı bir örgütün elemanı olarak görsün. Haliyle kat edeceğiniz yolun ne kadar uzun ve meşakkatli olduğu anlaşılacaktır.
Madalyonun diğer yüzüne bakıldığı zaman ise, organize bir görev dağıtımı, atılacak doğru ve kararlı adımlar ve normal bir çalışma temposuyla insanları memnun etmek çok daha kolay olabilir. Hiçbir hizmetin devlet tarafından verilmediği bir ülkede, Mursi yönetiminin sokakları temizleyip, yolları tamir etmesi, Süveyş Kanalı ve doğal gaz gelirleri gibi ülkenin gelir kaynaklarını adil bir şekilde halka dağıtması bile, zaten kanaatkâr olan Mısır halkını memnun etmeye yeter.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA