İran Kürtleri idam sehpalarında sallandırırken, Suriye yıllarca onları insan bile saymayıp vatandaşlık vermezken, Irak kimyasalla zehirlerken PKK, sadece Türkiye'de iç savaş çıkarmak için çırpınıyor.

PKK, İran'da eylemlerini durdurduğunu açıklamıştı. Suriye'de zaten yıllardır zalim Esed'in gönüllü askeri oldular. Irak'ta ise bağımsızlık için çırpınan Barzani'nin en büyük düşmanı PKK.

PKK, kırsalda darbeler aldıkça terörü şehirlere, şehirlerde ağır darbeler aldıkça da metropollere taşımak istiyor. Şehirleri terörize etmek istemesi, yaşadığı mağlubiyet psikolojisini, sıkıştığı çıkmazı işaret ediyor.

PKK ne yaparsa yapsın Kürt halkını yanına çekemedikçe panikliyor ve sıkıştığı bu yerden çıkmak için yalanlara sarılıyor.

Çatışma yaşanan bölgelerde güvenlik güçleri teröristlere ağır darbeler indiriyor.

PKK'nın, terörü şehirlere taşıma stratejisi, evini, işini, ekmeğini, mahallesini terk etmek zorunda kalan on binlerce Kürdü perişan etti. Sivillerin yaşadığı sokaklara devasa çukurlar kazıp bunları bombalarla dolduran PKK'nın çatışma bölgelerindeki tahribatı insanların travma yaşamasına sebep oldu.


Çocuklar okullarının yakıldığını görüyor, eğitimden uzak kalmanın sarsıntısını yaşıyor.

Kadınlar çukurlara, barikatlara, evlerinin gasp edilmesine, duvarlarının delik deşik edilmesine, evlatlarının kurşun ve bomba seslerinden uyumamasına lanet ediyor.

Erkekler eve ekmek götüremediği için, çoluk çocuğunun güvenliğini sağlayamayacağı korkusu içinde geleceğinden endişeli.

Hasta ve yaşlı amca ve teyzeler evden çıkıp hastaneye gitmek için beyaz bayrak sallamaya, askerlerin sırtında panzerlerle taşınmaya mahkûm ediliyor.


PKK'nın terörize ettiği bölgelerde tam bir travma hali yaşanıyor.

Önceki gün İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın süre vererek kısa zamanda çatışmalı bölgelerin terörden arındırılacağını söylemesi insanları umutlandırdı ancak hala yapacak çok iş var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu haftalardır Ankara'da, bölgeden gelen STK temsilcilerini, iş dünyası temsilcilerini, kanaat önderlerini ve yöneticileri dinleyerek, onların önerilerini not alarak devletin atacağı hamlelerin yol haritasını çıkardı.


Terörün şehirlerde yenilgiye uğratılmasının ardından hızla yeni bir evreye geçilecek.

Başbakan Davutoğlu her hafta Güneydoğu'da bir ili ziyaret ederek yapılacakları yerinde takip edecek.

Devlet olmak, hükümet olmak böyle bir tecrübedir. Devlet insanını kurda kuşa yem etmeden onları huzura kavuşturmak için her türlü adımı atmak için kolları sıvadı.

Yıkılan kentlerin yenilenmesi, terörün izlerinin biran önce silinmesi, esnafa ve çalışana ekonomik destekler, sivil toplum kurumlarıyla sürekli irtibat halinde olmak, terörle mücadelenin psikolojik, sosyal ve ekonomik tamamlayıcı unsurlarıdır.

Devletin rehabilitasyon ve restorasyon adını verdiği bu dönemde bölge insanının yaşadığı travmanın hafifletilmesi için önemli adımlar atılıyor ve atılacak.


Her bakanlık ve kurum kendi görev alanı kapsamında terörden mağdur olan yerlerdeki vatandaşların sosyal, ekonomik ve psikolojik mağduriyetlerini giderecek çalışmalar başlatacak.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar çatışma yaşanan bölgelerde yüzlerce aileyi ziyaret etti. On binlerce insanla yüz yüze görüşüldü ve onların sorunlarının çözülmesi için bakanlık o ailelere rehberlik edecek.

Milli Eğitim Bakanlığı eğitiminden uzak kalan çocukların eksiğini tamamlaması için birçok proje hazırladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, terör olaylarının yaşandığı ilçelerde primlerin ertelenmesi ve borç yapılandırmaları için çalışmalar yürütüyor.

Göç eden binlerce aileye kira yardımı yapılıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı TOKİ eliyle can güvenliği için risk oluşturan yapıları yıkarak sahiplerine yaşanabilir konutlar inşa edecek.

Terör bölgelerinde kentsel dönüşüm başlatacak.

Başbakan Davutoğlu'nun yarın Mardin'de açıklayacağı yeni Terörle Mücadele Master Planı, devletin şiddete karşı şefkat elini uzatacağını ve hızla yaraları saracağını gösteriyor.

Haydi Bismillah...