Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

ABD kendi krizini yaşıyor

WASHINGTON

Erdoğan ve Obama arasındaki görüşme konusuna gelmeden, geçen hafta Amerika'da hangi krizin gündemi belirlediğini hatırlatmakta yarar var. Bu kriz tabii ki Afganistan'daki Amerikan güçlerinin komutanı Orgeneral Stanley McChrystal'in görevinden alınmasıydı. Türkiye gibi asker-sivil ilişkilerinin halen tam olarak demokratik normlara oturmadığı bir ülkede bu olaydan çıkarılması gereken birçok ders var.
Bu beklenmedik gelişmeye, McChrystal ve yaverlerinin Obama yönetimi hakkında "Rolling Stones" dergisine verdikleri demeçler neden oldu. Rolling Stone aslında siyasi kimliği olmayan ve gençlere hitap eden bir dergi. Amerikan ordusunun gençliğin gözünde yeterince tanınmıyor ve sevilmiyor olması nedeniyle bir nevi "siyasi açılım" amacı gütmüş olmalı bu makaleye izin veren Pentagon basın uzmanları. Şimdi herhalde bin pişman durumdalar. Genç bir Rolling Stone muhabiri McChrystal'ın Paris ziyaretini izlemek için konuşlandırılmış. Ziyaret yanardağ külleri nedeniyle uzayınca Komutan ve çevresindeki yaverlerle Rolling Stone muhabiri arasındaki samimiyet artmış. Bu rahat ortamda hem McChrystal hem de yaverleri Obama yönetimindeki en önemli isimler hakkında saygı sınırlarını aşan alaycı ifadeler kullanmışlar. İlk bakışta çok fazla ciddiye alınacak gibi görünmese de, alay edilen insanlar, Obama yönetiminde Afganistan stratejisini belirleyen ve uygulayan Başkan Yardımcısı Biden, Ulusal Güvenlik danışmanı James Jones, Özel Temsilci Holbrooke, Büyükelçi Eikenberry gibi yetkililer olunca birden olayın rengi değişti. Hele yazıda McChrystal'in ilk tanışması sonrasında Obama hakkında pek de olumlu şeyler düşünmediği yaverleri tarafından dile getirilince iş Beyaz Saray için ciddi bir kriz boyutunu aldı.
Zira durum artık basit bir haber olmaktan çıkmış, sivil otoriteye karşı saygısızlık boyutunu almıştı. İşin arka planında aslında Obama ve Biden'ın McChrystal ile Afganistan stratejisi konusunda geçmişte yaşadıkları bir sorun yatıyor. McChrystal göreve geldikten hemen sonra Beyaz Saray'dan Afganistan'a 40 bin ilave asker gönderilmesini isteyince yönetimle arasında sürtüşme yaşanmıştı. Aylar süren bir karar verme süreci sonrasında Obama şahin Cumhuriyetçilerin gözünde zayıf duruma düşmemek için istemeye istemeye 30 bin ilave askeri Afganistan'a yolladı. Ama bu süreçte asker-sivil ilişkileri oldukça gerildi.
Geçen hafta, görevden alırken Obama'nın yaptığı açıklamada, Org. McChrystal'ın sözlerinin "sivil otoritenin askerler üzerindeki kontrolünü zedeleyecek" nitelikte bulduğunu, bunun ise "Amerikan demokrasisinin temeli" ile ilgili bir konu olduğunu belirtmesi bu açıdan çok anlamlıdır. Türkiye gibi "atanmış askerler" ve "seçilmiş iktidar" arasında bitmek bilmeyen mücadeleler yaşanan bir ülkede ABD'de geçen hafta yaşanan bu önemli olaydan demokrasi adına önemli dersler çıkarmak gerekiyor.

Obama-Erdoğan görüşmesi
İran ve Gazze krizi nedeniyle zor bir dönemden geçen Türk-Amerikan ilişkilerinde iki liderin G-20 toplantısı vesilesiyle görüşmeleri son derece olumlu bir gelişme oldu. Eğer Türkiye bir G-20 ülkesi olmasaydı böyle bir görüşmenin gerçekleştirilmesi Washington'da Türkiye konusunda resmi ağızdan dile getirilen "hayal kırıklığı" nedeniyle oldukça uzun bir süre alabilirdi. Amerika'da Başkan ile görüşme her zaman en önemli ayrıcalık olarak kabul edilir. Bu ciddi bir prestij vesilesi olur. O nedenle bu görüşmenin gerçekleşiyor olması aslında Türkiye ve ABD arasındaki sorunların bir "kriz" seviyesinde olmadığını da kanıtlıyor.
Öte yandan, Türkiye dosyasının ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki sorumlusu Bakan Yardımcısı Philip Gordon'un "Türkiye'nin NATO'ya, Avrupa'ya ve ABD'ye bağlı kaldığını düşünüyoruz, ancak bunun gösterilmeye ihtiyacı var. Bu konuda insanlar daha önce olmadığı şekilde sorular soruyor. Bu, başlı başına kötü bir durum ve Türkiye'nin ABD'den destek beklediği konularda ABD'nin destek vermesini zorlaştırıyor" ifadesi ilişkilerin tozpembe durumda olmadığının da açık bir kanıtı. Kanımca artık Türkiye ve ABD'nin İran konusunda ortak bir söylem geliştirmelerinin zamanı geldi. Bu konuya haftaya devam edeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA