Bütün hafta konuşulan Fenerbahçe'nin artıları, Galatasaray'ın eksileriydi. Bu maç öncesi çok avantajlı görülüyordu Fenerbahçe. Bu söylentiler, bu yorumlar çok iyi konsantre olmuş bir Galatasaray çıkardı Fenerbahçe'nin karşısına dün akşam. Hagi'nin Kadıköy'de oynatmak istediği sistem 4-5-1 oyun sistemiyle, kalabalık bir orta saha kurgusuyla o alanı ele geçirmekti. Özellikle ilk yarıda bu oyun yapısıyla çok başarılı oldular. Top rakipteyken geriye yaslanmadan ikinci bölgede, zaman zaman da önde basarak tek bir gol pozisyonu bile vermeden tamamladılar ilk yarıyı. Hatta bu anlayışa uyması zor gözüken Elano ve Misimovic bile savunma anlayışında olmaları gereken bölgelere gelip pozisyon aldılar.
Rijkaard'ın hiç kullanmadığı Elano'yu dün akşam çok beğendim. İleride çok daha iyi olabileceğini gösterdi bence. Belki ideal değildi ama Pino da o bölgede beklenenden çok daha iyi bir performans gösterdi. Hatta ilk dakikalarda bulduğu gol pozisyonunda yaptığı vuruşla Galatasaray öne bile geçebilirdi.
Fenerbahçe'ye baktığımızda ise son üç haftada uyguladığı 4-2-3-1 yapısıyla kalabalık Galatasaray orta sahası karşısında etkili olamadı. Stoch, Dia ve özellikle Alex'in etkisiz oyunları bunun başlıca nedeni olarak gösterilebilir.

G.SARAY İÇİN KAZANÇ
İkinci devre biraz daha baskılı oynamaya çalışan Fenerbahçe, oyunun ikinci yarısında Niang ile tek gol pozisyonunun buldu. Oyunun geneline baktığımızda tempo ve mücadelenin olduğu, kalitenin yer almadığı bir 90 dakikaydı.
Dün akşam çıkan beraberlik, sahada oynanan oyunun karşılığıydı.
Derbi müsabakaları böylesi maçlardır. Ne kadar avantajlı gözükürseniz gözükün bazen hiç beklemediğiniz sonuçlar alabilirsiniz. Bence Galatasaray'ın 10 yıldır alamadığı puanı böyle bir ortamda alması başarılı bir sonuç ve kazanılmış bir puandır. Hagi ile daha iyi ve farklı işler yapacaklar mı; kaybetmemeye değil kazanmaya oynadığı oyunlarda onu daha net göreceğiz.
Hakem Bülent Yıldırım, Lucas Neill'e gösteremediği ikinci kart dışında ortalama bir maç yönetti.