Beşiktaş kendisi için asıl önemli kulvar olan kupadaki ilk Gaziantep maçında aldığı büyük avantajlı sonuçla, rahat oynadı. Rahat olmaları normal de, asıl bana farklı gelen özellikle ilk yarı bu kadar istekli olmaları. Futbolda iddianız kalmasa bile futbolun ne kadar zevkli bir oyun olduğunu bir kez daha anladık. Hedefiniz kalmasa da futbol oynamak oyunculara her zaman keyif vermiştir. Beşiktaş da bunu yaptı dün akşam.
Tayfur Havutçu, Schustervari bir anlayışla zayıf olarak düşündüğü rakibine karşı orta sahadan bir oyuncu eksiltip Nobre'yi de kullanarak başladı oyuna. Ama esas Beşiktaş'ın oyundaki etkinliğini sağlayan sakatlanana kadar Quaresma oldu.

KASIMPAŞA GALİBİYETİ İSTEDİ
Beşiktaş'a galibiyeti Quaresma'nın kişisel becerisiyle yaptığı asist sağladı.
Belki galibiyete çok daha fazla ihtiyacı olan taraf Kasımpaşa'ydı. Bu düşünceyle de oyunları kendi yarı sahalarında savunma anlayışlı değil, Beşiktaş'a önde basarak kazanmak amaçlıydı. Ama bazen isteğiniz ve ihtiyacınız olsa bile gücünüz ve beceriniz olmayınca istediğinizi alamıyorsunuz.
Çünkü futbol, takım oyunu olduğu kadar kişisel yetenekleri de gerektiren bir oyun. Bunun en önemli örneği de gol yapabilmek.

KALİTE FARKI SONUCU GETİRDİ
Kasımpaşa bu anlamda dün çok yetersizdi. Oyunun son bölümünde pozisyonlar ürettiler ama o da Beşiktaş'ın oyundan kopuşuyla oldu. Ancak bu çabalar gol bulmalarına yetmedi. Gol atamayınca da kazanma şansınız kalmıyor.
Beşiktaş dün aman aman bir futbol oynamadı ama aradaki güç ve oyuncular arasındaki kalite farkı maçı kazanmasına yetti.
Bu galibiyet Beşiktaş için çok şey ifade etmiyordu ama Kasımpaşa'nın artık bu seneki geleceğini belirliyordu. Bu sonuçla bence ligin altı şekillenmiş oldu. Bu saatten sonra Konya, Kasımpaşa ve Buca'nın lige tutunabileceğini tahmin etmiyorum.