Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bu bambaşka bir film..

Sinemadan çıktığımda boks deyimi ile grogi olmuş durumdaydım.. Yani sersemlemiş.. Film şoke etmişti beni.. Siyah Kuğu.. Black Swan.. Ben yaşadığım bir şeyi anlatacaksam mümkün olduğu kadar sıcağı sıcağına yazmayı severim. Üzerimdeki etkisi kaybolmadan.. Bu defa tersi oldu. Ertesi sabah yazamadım. Daha ertesi sabah da.. Dört gün geçmesi gerekti aradan, kafamı toplayana kadar, yanlış bir şey söylememek için..
Yığınla yazı okumuştum. İzledikten sonra bir o kadar daha okudum.. Filmi, okuduklarımı düşündüm..
Sonunda işte kararım..
Bu bir bale filmi falan değil.. Baleyi kullanmış, o zemine yerleştirilmiş bir gerilim filmi..
Filmin başrolü bir balerin olabildiği gibi, bir tiyatrocu, bir şov kızı, herhangi bir sanatçı olabilirdi, rahatça..
Bir genç kız.. Şizofren.. Gerçekle, hayal dünyasını ayırt edemiyor.. Sahnede durmadan onu izliyorsunuz.
Ama gördükleriniz gerçek mi, kızın rüyaları mı, yoksa hayal dünyası mı, belli değil.. Bazı sahnelerde yönetmen size ipuçları veriyor. Gerçek, rüya, hayal ayrımı yapıyorsunuz. Ama final dahil pek çok sahnenin ne olduğunu düşünmek, tahmin etmek seyircinin keyfine bırakılmış.. Size nasıl geliyorsa öyle..
Rüyalar, hayaller ve gerçeğin karışımından ortaya çıkan da, insanı fevkalade geren, bazı sahnelerde yerinden fırlatan, bazı sahnelerde elleriyle gözlerini kapattıran, "Bu kadarı da olmaz" dedirten bir film..
..Ve bu müthiş gerilim filmi, dünyanın en klasik, en romantik, en güzel balesinin üzerine kurulmuş..
Kuğu Gölü, benim defterimde
"Bir numara" diye yazar.. Çaykovski'nin müziği ile anlatılan öykü, hele Petipa'nın koreografisiyle muhteşemdir ve balenin en zor, en kutsal rolüdür.. Balerinler Kuğu Gölü oynamadan "Ben balerinim" diyemezler, öylesi.. Oynayan, hakkını vererek oynayan da zaten sanat tarihine yazdırır adını..
Kuğu Gölü'nde büyücü tarafından Kuğu'ya döndürülen bir prenses Odette vardır. Masum.. Tertemiz..
Ürkek.. Hüzünlü.. Bembeyazdır o.. Bir de Büyücü'nün kızı Odile.. Günahkâr, baştan çıkarıcı, dişi.. Odile, simsiyahtır.
Büyücü, Prensi kandırıp kızı ile evlenmesini sağlamak için, Odile'i, Odette'e çevirir..
Kuğu Gölü'nün güçlüğü de burdan çıkar.. Dans etmek balerinler için zor değildir. Ama ayni sahnede, ayni temsil içinde bir Beyaz, bir Siyah Kuğu olmak, bir ürkek, çekingen, ama saf ve temiz kızken, bir kaç dakika sonra, baştan çıkarıcısı, seksi bir dişiye dönüşmek ve bu ifadeleri seyirciye, jestleri, mimikleri ve dansları ile verebilmek, çok değişik yeteneklerin bir araya gelmesiyle mümkündür. Bu yüzden Kuğu Gölü, iki rolün de hakkını vererek oynayacak dansçı zor yetişir zaten..
Filmin başında, o yıl başlayacak temsilde Kuğu'yu oynamak için çırpınan Nathalie Portman'a, balenin yönetmeni Vincent Cassel "Sadece beyaz kuğu olsaydı, rol kesin senindi. Çünkü senin hayatın bembeyaz. Ama bu halinle Siyah Kuğu olman mümkün değil" deyişi, işte bundandır.
Şimdi kafamdan geçen film neydi?.
Balerin bir anne. Geleceği parlak.. Ama hamile kalıp, doğurunca sahneyi bırakıyor. Ve de kendi bıraktığını kızında gerçekleştirmek için, beş yaşından başlayarak kıza müthiş bir baskı uyguluyor..
Balerinlik dünyanın en zor işlerinden biri.. Dünyanın damında da olsanız, her gün çalışmanız gerek.
Annenin ihtirasına, kızın hırsı da eklenince, içinde danstan başka şeye yer kalmayan, sadece bale için yaşanan, kiloyu dengelemek için, yemekten içmekten bile kesilen, sahne ışıklarının dışında nerdeyse yok olan bir hayat hikâyesi.. Bu arada da, tabii bol bol Çaykovski ve Petipa..
Hayır.. Seyrettiğim bir bale değil, bir gerilim filmi..
Müthiş bir yönetmen Darren Aronofsky, dünyanın en güzel, en romantik balesini kullanıp, seyirciyi gerçekten çarpan bir gerilim filmi ortaya çıkarmış..
Bu filme bir tek Oscar verirdim ben, Akademi üyesi olsam..
En İyi Yönetmen..
Peki, adayların açıklandığı günden beri rakipsiz, nerdeyse dünyanın ittifak ettiği Natalie Portman..
Bence değil.. Portman başından sonuna, ürkek, korkak, ağlamaklı yüzlü tek tipi oynadı.. Yani hep Beyaz Kuğu oldu. Siyaha dönüştüğü sahnede ağır makyaj ve maskeliydi. Onu filmin adı olan Siyah Kuğu'yu anlatırken görmedim. Vincent Cassel haklı.. Siyah Kuğu, rolü kapmak için Portman'la çekişen Mila Kunis'ti, asıl.
Siyah Kuğu gerilim sevenler için müthiş ve mutlak görülmesi gereken bir film.. "Bale" diye gidenler, ya da "Bir sanat dalında yükselmek için insanlar nelere katlanmalı, nasıl fedakârlıklar yapmalı" üzerine çarpıcı bir şeyler izleyeceklerini düşünenler, benim gibi fena halde şaşıracaklardır.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA