Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Fazıl Say, Türkiye'dir, Sayın Kültür Bakanı!..

"Ben kuşkusuz hiç kimsenin, söylediği bir sözden dolayı yargıyla muhatap olmasını istemem. Hele sanatçıların, kültür adamlarının yargıyla muhatap olmasını, yargı kararlarıyla muhatap olması, doğrusu bu benim temenni etmediğim bir şeydir. Ama nihayetinde de yargı karşısında sanatçı, kültür adamı, sıradan vatandaş, politikacı hepimiz eşit durumdayız. Ortaya çıkan sonuç nihayetinde bir yargı kararıdır. O sebeple söyleyebileceğim fazla bir şey yok."
Fazıl Say'ın 10 ay hapse mahkum olması üzerine, Kültür Bakanı'nın söyledikleri bunlar.
Birinci ve ikinci cümleleri, demokrat olan, demokrat görünmek isteyen herkesten milyon defa duymuşsunuzdur.. Klasik ve klişe sözcükler..
Şimdi devamına bakalım..
Derler ki, "Bir cümlenin içinde 'Ama' geçiyorsa, ondan önce söylenenlerin zerre kıymeti yoktur.."
En doğru laftır bu.. "Ama" diyorsanız, ondan öncekiler, gönül almak, söylemek zorunda olmak gibi bahanelerle sıralanmış sözcüklerdir. Gerçek niyetinizi, duygularınızı ve amacınızı "Ama"dan sonrakiler açıklar..
Kültür Bakanımız hem de Ömer Hayyam'a ait dizeleri, kendisine gelen bir tweette görüp, takipçilerine "Retweet" ettiği için 10 aya mahkum edilen bir sanatçı, dünya çapında bir sanatçı için "Söyleyebileceğim fazla bir şey yok" diyorsa eğer, o zaman asıl iş bitmiştir..
1960'da, Fransa bağımsızlık için baş kaldıran sömürgesi Cezayir'i elinde tutmak için savaşırken, Paris'te gençler ve aydınlar Cezayir'i destekliyor, hükümeti en ağır şekilde eleştiriyorlardı. Gösterilerde en önde giden, bildiriler dağıtanların başında Jean Paul Sartre da vardı. Başkan de Gaulle'ün kurmayları Sartre'ın gençleri fena halde tahrik ettiğini anlatıp, tutuklanmasını istediler..
de Gaulle'ün yanıtı tarihe geçti.
"Sartre, Fransa'dır!."
1968 olayları sırasında Paris'i kana bulayan gençlerin başında gene Sartre vardı.
Bir savcı tutuklanmasına karar verdi. Başkan de Gaulle gene devreye girdi..
"Voltaire'i tutuklayamazsınız!.."
..Ve yetkilerini kullanıp, ezeli ve azılı muhalifi Sartre'ı affetti, serbest bıraktı.
Kültür Bakanımızın, Fazıl Say kültürü nedir acaba?.
Onun yaptıklarından haberdar mı?.
Dünyanın dört bir yanında, biletleri aylar öncesinden satılan konserlerle "Türkiye" adını dünyaya saygı ve sevgiyle duyurma görevini en iyi yapanların başında geldiğini biliyor mu acaba?.
Yurt dışındaki bir konserini izleme, yarattığı havayı koklama şansı oldu mu acaba?.,
Ya da kurmayları "Dünyada Fazıl Say" diye bir rapor hazırlayıp önüne koydular mı?.
Sayın Bakan, Fazıl Say'ın "İstanbul Senfonisi"ni, hadi o uzun gelir, sıkılır belki, Hezarfen Ney Konçertosunu dinledi mi?.
İsimlerine baktı mı önce?.
"İstanbul.. Hezarfen.. Ney!.."
Bunların hepsi Türk, hepsi Türkiye değil mi?. Japonya'da, Almanya'da, bilmem nerde, kalabalıkların dinlediği, alkışladığı şey, Türkiye, Sayın Bakan!.. Bunu yapan, bunu başaran kaç kişi var, uluslararası alanda, söyleyebilir misiniz?.
İstanbul Senfonisi..
Senfoni.. Batı müziğine ait bir sözcük değil mi?.
Ama bakanlığınızdaki alaturka uzmanlarına dinletin, sonra gelip size anlatsınlar, İstanbul Senfonisi'nin hem de nasıl Türk müziği, nasıl makamsal bir yapıt olduğunu.. Fazıl'ın senfoninin bölümlerinde alaturka makamları hem de ne muhteşem kullandığını.. Ve de 9/8'li aksak ritmleri..
Fazıl'ın Anadolu'yu, bu ülkenin melodilerini, nağmelerini, usullerini çok seslendirip dünyaya nasıl dinlettiğini bilseydiniz eğer Sayın Bakan, o zaman "Söyleyeceğim fazla bir şey yok" diye kararı adeta tasvip etme yerine gürler ve "Fazıl Say gibi bir sanatçıyı, hem de 2013 yılında fikirlerinden dolayı mahkum eden bir ülkede Kültür Bakanı olmanın anlamı yok" der, gereğini yapardınız..
Fazıl Say'a kızabilirsiniz, Sayın Bakan.. Başkaları da kızabilir.
Ama siz bu ülkenin Kültür Bakanı olarak, sanatçının sıradan değil, aykırı adam olduğunu bilmek ve ona sahiplenmek zorundasınız. Sıradan olsa sanatçı olmazdı zaten, bir.. Fazıl Saylar tarlada yetişmiyor, iki.
Söyleyeceğiniz çok şey olmalıydı Sayın Bakan..
Çok, hem de ne çok şey olmalıydı..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA