Ali b. Rabben et-Taberi Kimdir?

Taberistan'ın Merv şehrinde kültürlü ve dindar bir hıristiyan ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmediği gibi, klasik kaynakların ve modern araştırmaların onun hayatı ve ailesi hakkında verdikleri bilgiler de eksik ve kısmen yanlıştır. Nitekim yahudi din büyüklerine verilen rabben (rabbi) unvanının bir hıristiyan olan babası Sehl'e de verilmiş olması, onun yahudi kökenli olduğu kanaatine yol açmış, ayrıca bu unvanın kaynaklarda farklı şekillerde yer almış olması da bazı yanlış anlamalara sebep olmuştur. Meselâ bu konuda en eski kaynaklardan biri olan Taberî onun adını ve nisbesini Ali b. Rabben en-Nasrânî şeklinde doğru olarak tesbit ettiği halde Mes'ûdî "Ali b. Zeyd", İbnü'n-Nedîm "Ali b. Sehl b. Rabbel", Yâkut "Ali b. Zeyn (Rezîn)", İbnü'l-Kıftî "Ali b. Rabben" olarak zikretmektedirler.

Onun yahudi olduğu hususundaki yanlış bilginin ilk defa İbnü'l-Kıftî'den kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Nitekim o bu konuda şöyle demektedir: "Taberistanlı bir yahudi hekim olan Rabben, astronomi ve matematik ilimleriyle yahudi şeriatını çok iyi bilen ve aynı zamanda felsefî eserleri bir dilden diğerine tercüme eden bir âlimdi. Irak'a gidip Sâmerrâ'da yerleşen oğlu Ali ise meşhur hekimdi. er-Rabben, er-rabin ve er-râb kelimeleri de yahudi ilâhiyatında önde gelen kimselere verilen isimlerdendir". Halbuki Ali b. Rabben ed-Dîn ve'd-devle adlı eserinde kendisinin hıristiyan olduğunu açıkça belirtmekte, babasına Rabben unvanının verilişini ve bu kelimenin anlamını Firdevsü'l-hikme adlı eserinde şu şekilde açıklamaktadır: "Babam Merv şehrinin kâtiplerinden, soylu, kültürlü, iyilik seven, tıp ve felsefe kitaplarını çok iyi anlayan biriydi. Fakat atalarının sanatından çok tıbba öncelik tanırdı. Gayesi, bunu övünç ve kazanç vesilesi yapmak değil dinî ve mânevî açıdan tatmin olmaktı. Bu sebeple kendisine Rabben lakabı verilmişti. Bunun anlamı "büyüğümüz ve muallimimiz" demektir. Ayrıca er-Red ʿale'n-nasârâ adlı eserinde de yetmiş yaşına kadar hıristiyan olarak yaşadıktan sonra İslâm'ı seçtiğini söylemektedir. Bununla beraber bazı oryantalistler ondan yahudi asıllı bir hekim bazıları da Arapça yazan yahudi bilgini diye söz ediyorlarsa da, yukarıda adı geçen eserleri yayımlandıktan sonra bu gibi iddiaların ilmî bir değeri kalmamıştır.

Modern araştırmalarda Ali b. Rabben'in doğum ve ölüm tarihleriyle ilgili olarak verilen bilgilerin de yanlış olduğuna işaret etmek gerekir. Meselâ Brockelmann'a göre 192 (808), Meyerhof'a göre ise 193 (809) yılında doğmuştur. Ne var ki Firdevsü'l-hikme'de yer alan bir ifadeden, onun yukarıda zikredilen tarihlerden daha önce doğduğu anlaşılmaktadır. O burada şöyle diyor: "Taberistan'da babamla beraber akşam duasını yaparken gök yüzünde büyük bir sütun şeklinde ateş gördüm. Bu hadise üzerinden çok geçmeden hükümdarın başı belâya girdi ve topraklarının bir kısmını kaybetti". İbnü'l-Esîr ve İbn Kesîr gibi kaynaklar bu olayın Halife Mehdî zamanında, Vandad Hürmüz Taberistan hükümdarı iken 167 (783-84) yılında meydana geldiğini bildirdiklerine, ayrıca Ali b. Rabben'in olayı hatırlayacak yaşta bulunduğuna göre doğumunun 155-160 (772-777) yılları arasında olması gerekmektedir.

Küçük yaşlarından itibaren babası Sehl'den tıp, tabiat ilimleri, matematik, felsefe ve edebiyat alanlarında öğrenim gördü. Eserlerinden anlaşıldığına göre devrinin ilim ve kültür dillerinden olan Arapça, Farsça ve Süryânîce'yi, az da olsa İbrânîce ve Grekçe'yi biliyordu. Meselâ Arapça olarak kaleme aldığı Firdevsü'l-hikme'yi sonradan Süryânîce'ye tercüme etmiştir. Hayatını hekimlik yaparak kazanan Ali b. Rabben bir müddet Taberistan Valisi Mâzyâr b. Kārin'in kâtipliğini yaptı ve bu sırada adı geçen eserini telife başladıysa da ancak Sâmerrâ'da bitirebildi. 859 yılında isyan eden Mâzyâr yakalanıp idam edilince o da Merv'den ayrılıp Irak'a gitmek zorunda kaldı. Kısa zamanda Halife Mu'tasım'ın gözdeleri arasına girerek Sâmerrâ'da onun divan kâtipliğini yaptı. Her ne kadar İbnü'l-Kıftî ve İbn Ebû Usaybia gibi kaynaklar, onun Irak'a giderken Rey şehrinde bir süre kaldığını ve orada tabiat felsefesinin İslâm dünyasındaki temsilcisi sayılan ünlü hekim Ebû Bekir er-Râzî'yi yetiştirdiğini kaydetmekte ve bazı çağdaş yazarlar bu bilgiyi tekrarlamakta ise de bu mümkün değildir; çünkü Ali b. Rabben öldüğü zaman Râzî henüz doğmamıştı.

Ali b. Rabben asıl şöhretine Halife Mütevekkil zamanında kavuşmuş, onun hekimi ve nedimi olmuştu. Nihayet halifenin teşvik ve tavsiyesiyle müslüman olmuş ve Mütevekkil ona "mevlâ emîri'l-mü'minîn" unvanını vermiştir. Her ne kadar İbnü'n-Nedîm onu Halife Mu'tasım'ın teşvikiyle Müslümanlığı kabul etmiş gösteriyorsa da ed-Dîn ve'd-devle adlı eserinin sonunda kendisi, hidayetine vesile olduğu için Mütevekkil'e dua etmektedir.

Kaynaklarda ölüm tarihi hakkında herhangi bir bilgiye rastlamak mümkün olmamıştır. Ancak Halife Mütevekkil zamanında (847-861) yetmiş yaşlarında müslüman olduğuna ve ondan sonra bazı eserler kaleme aldığına göre 860 yılı civarında vefat ettiği söylenebilir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA