Dihhudâ kimdir ?

Tahran'da doğdu. Babası Kazvinli Hânbâbâ Han'ı on yaşında iken kaybetti. Öğrenimini annesinin gözetiminde sürdürdü. Gulâm Hüseyin Burûcirdî gibi döneminin tanınmış bilginlerinden dinî ilimler, Farsça, Arapça ve edebiyat okudu. Medrese-i Siyâsî açılınca tahsiline burada devam etti. 1903'te Vezir Muâvinüddevle-i Gaffârî'nin refakatinde Bükreş'e ve Viyana'ya gitti. Avrupa'da iki yıl kaldıktan sonra meşrutiyetin başlarında İran'a döndü. Cihangir ve Kāsım Han'la birlikte yayımladığı Sûr-i İsrâfîl adlı gazete kısa sürede bu dönemin önemli yayın organları arasında yer aldı. Gazetenin "Çerendperend" (gevezelik) başlıklı sütununda Dihû (دخو) imzası ile yazdığı mizah yazıları, gerek düşünce gerekse üslûp bakımından İran edebiyatında yeni bir çığır açtı. Bu yazılarda mizahî bir üslûpla istibdadı, halka zulmeden devlet ricâlini, büyük mülk sahiplerini ve sahte din adamlarını yerdi. Dihhudâ, Muhammed Ali Şah'ın meclisi kapatması (15 Temmuz 1906) ve Cihangir Han'ı öldürtmesinden sonra Avrupa'ya sürgüne gönderildi. Paris'te İran'ın ünlü bilginlerinden Muhammed Kazvînî ile tanıştı. Daha sonra İsviçre'ye geçerek Iverdon'da Sûr-i İsrâfîl'i yeniden çıkardı (1909). Gazeteyi üç sayı yayımladıktan sonra İstanbul'a gitti ve oradaki İranlılar'ın da yardımıyla ancak on beş sayısı yayımlanabilen Surûş adlı bir gazete çıkardı. Muhammed Ali Şah'ın iktidardan uzaklaştırılması üzerine Tahran'a döndü. Bu arada milletvekili seçildi. I. Dünya Savaşı yıllarında Bahtiyârîler'in bulunduğu İsfahan civarındaki Çehâr Mahal köylerinde yaşadı. Savaştan sonra Tahran'a yerleşti. Bir süre Kültür Dairesi başkanlığı ve Adliye Bakanlığı'nda müfettişlik, Siyasal Bilgiler ve Hukuk Fakültesi'nde dekanlık yaptı. 27 Şubat 1955'te öldü ve Rey'de toprağa verildi.

Eserleri. 1. Luġatnâme*. Dihhudâ'ya asıl şöhretini sağlayan ve yirmi sekiz ciltten oluşan bu ansiklopedik sözlük, mukaddimesinde belirtildiğine göre, çeşitli konularda yazılmış 2000'in üstünde eserden derlenen malzemeye dayanır. İlk fasikülü 1946'da neşredilen eserin yayımı 1973 yılında tamamlanmıştır. 2. Emsâl ü Hikem* (I-IV, Tahran 1308-1311 hş.). Atasözlerini, hikmetli sözleri, bazı terimleri ve hadisleri ihtiva eder. Eser ayrıca Muhammed Debîr-i Siyâkī tarafından da neşredilmiştir (Tahran 1358 hş.). 3. Ebû Reyhân-ı Bîrûnî. Ünlü bilgin Bîrûnî'nin hal tercümesini ihtiva eden eser, önce Mecelle-i Âmûziş ü Perveriş'in Eylül-Ekim 1945 sayısında, sonra da Luġatnâme'nin içindeki "Bîrûnî" maddesinde yayımlanmıştır. 4. Dîvân. Eski tarzda yazdıklarıyla çağdaş İran şiirinin ilk örneği sayılabilecek şiirlerini ve halk diliyle yazdığı mizahî şiirleri ihtiva eder. Cahil din adamları ile alay eden eski tarz "İnşâallah Gürbest" adlı küçük mesnevisiyle arkadaşı Cihangir Han'ın anısına yazdığı "Yâd Ar Zi Şem'-i Mürde Yâdâr" adlı musammatı çağdaş İran şiirinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir. Divanı önce Mecmûʿa-i Eşʿâr-i Dihhudâ (nşr. M. Muîn, Tahran 1334 hş.) adıyla, daha sonra bu yayımda yer almayan diğer şiirleri de eklenerek yine aynı isimle Muhammed Debîr-i Siyâkī tarafından neşredilmiştir (Tahran 1358 hş.). 5. Şâhkârhâ-yi Nesr-i Fârsî-yi Muʿâsır (nşr. Saîd-i Nefîsî, Tahran 1330 hş.). Sûr-i İsrâfîl, Surûş, Îrân-ı Künûnî, Âftâb ve Şûrâ gazetelerinde yayımlanan makalelerinden meydana gelmiştir. Daha sonra Muhammed Debîr-i Siyâkī "Mecmaʿu'l-emsâl-i Dihû", "Hezeyânhâ-yi Men", "Yâddâşt-ı Perâkende" gibi makalelerini de ekleyerek eseri Makālât-ı Dihhudâ adıyla tekrar yayımlamıştır (Tahran 1358 hş.). 6. Nâmehâ-yi Siyâsî-yi Dihhudâ (nşr. İrec Efşâr, Tahran 1358 hş.).

Dihhudâ'nın, Fransız yazarlarından Rouchfoucauld'un özdeyişlerinden esinlenerek kaleme aldığı, felsefî ve ahlâkî özlü sözleri ihtiva eden Pendhâ ve Kelimât-i Kusâr adlı eseriyle Ferheng-i Franse be-Fârsî adındaki sözlüğü henüz basılmamıştır. Onun bu çalışmaları dışında, eski şair ve müelliflerin başkaları tarafından neşre hazırlanan eserleri hakkında eleştiri ve düzeltme niteliğinde çeşitli yazıları da yayımlanmıştır. Neşre hazırladığı Menûçihrî, Ferruhî, Mes'ûd-i Sa'd-i Selmân, Sûzenî ve İbn Yemîn-i Tuğrâî divanları ise henüz basılmamıştır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA