Ebu Firas el-Hamdani Kimdir?

320 (932) yılında Menbic'de, bir başka rivayete göre ise Musul'da Rum asıllı bir câriyeden dünyaya geldi. Babası Ebü'l-Alâ Saîd, 323'te (935) Musul'u işgale teşebbüs ettiği bir sırada yeğeni Nâsırüddevle Hasan b. Abdullah tarafından öldürülünce Ebû Firâs daha üç yaşında iken yetim kaldı. Annesiyle birlikte Âmid (Diyarbakır), Meyyâfârikīn (Silvan), Mardin, Rakka gibi şehirlerde on yıl kadar dolaştıktan sonra Halep'e gitti. Orada, amcazadesi ve aynı zamanda kız kardeşinin kocası olan Melik Seyfüddevle el-Hamdânî'nin himayesine girdi. Sarayda başta Arap dil bilgini İbn Hâleveyh olmak üzere devrin meşhur âlimlerinden ders aldı. 336 (947-48) yılında daha on altı yaşında iken Seyfüddevle tarafından Menbic'e, ardından da Harran'a vali tayin edildi.

Ebû Firâs'ın hayatı, Hamdânîler'in kuzeydeki komşuları Bizanslılar'la ve Hamdânîler'e karşı sürekli isyan eden Suriyeli bedevî kabilelerle mücadele içinde geçti. Zaman zaman Seyfüddevle'nin Bizans'a ve isyancı kabilelere karşı yaptığı seferlerde ona refakat etti. 351'de (962) Halep muhasarasından önce Bizanslılar'ın giriştiği harekât sırasında Menbic civarında esir düştü. Önce Malatya yakınlarında Fırat nehri kıyısında bir Bizans kalesi olan Harşana'ya, oradan da İstanbul'a götürüldü. Receb 355'te (966) yapılan esir mübadelesine kadar İstanbul'da kaldı. Onun ayrıca 348 (959) yılında Bizanslılar'a esir düştüğü, fakat daha sonra kaçarak kurtulduğu söylenmektedir. Başından geçen her olayı şiirle anlatan Ebû Firâs'ın bu olaydan hiç söz etmemesi bu rivayeti zayıflatmaktadır.

Ebû Firâs memleketine döndükten sonra bu defa Humus'a vali tayin edildi. Safer 356'da (Ocak 967) Seyfüddevle ölünce yerine oğlu Ebü'l-Meâlî Sa'düddevle Şerîf geçti. Fakat Ebü'l-Meâlî ile aralarında anlaşmazlık çıktı. Halep'i de ele geçirmek maksadıyla isyan eden Ebû Firâs sonunda yenik düştü. 2 Cemâziyelevvel 357'de (4 Nisan 968), başka bir rivayete göre de 8 Rebîülâhir 357'de (12 Mart 968) Ebü'l-Meâlî Sa'düddevle'nin ordu kumandanlarından Kargaveyh (veya Kargûye) tarafından Humus civarındaki Serîr dağında öldürüldü.

Ebû Firâs'ın asıl şöhreti, Bizans'taki esareti sırasında kaleme aldığı ve onun âdeta günü gününe tutulmuş hâtıraları mahiyetindeki şiirlerinin önemli bir bölümünü teşkil eden "Rûmiyyât"ından gelir. Bu şiirlerinde bir esirin vatanına, ailesine, dostlarına ve hürriyete duyduğu özlemi müessir ifadelerle dile getirir.

Kaynaklarda şairin ölümünden önce bizzat kendisi tarafından elden geçirildiği kaydedilen divanını, vefatından kısa bir süre sonra ve çoğu ondan nakledilen şerhlerle birlikte hocası İbn Hâleveyh derlemiştir. Bu divan ilk defa Beyrut'ta basılmış (1873), Nahle Kalfât tarafından şerhedilerek yapılan hatalı ve noksan neşirlerinden sonra (Beyrut 1900, 1910) Sâmî ed-Dehhân eseri tahkik ederek üç cilt halinde mükemmel bir bibliyografya ile birlikte yayımlamıştır (Beyrut 1944).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA