Habbâzî kimdir ?

629 (1232) yılında Mâverâünnehir şehirlerinden Hucend'de doğdu. Aynı yerde öğrenim gördükten sonra Hârizm'e giderek orada ilimle meşgul oldu ve ardından Bağdat'a geçti. Daha sonra Şam'a gelip el-İzziyye el-Berrâniyye Medresesi'nde ders okuttu. Hac için gittiği Mekke'de bir yıl mücâvir olarak kalan Habbâzî ardından Şam'a dönüp el-Hâtûniyye el-Berrâniyye Medresesi'nde ders vermeye başladı ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Söz konusu medresede ders verebilmenin en önemli şartı zamanının en üstün Hanefî âlimi kabul edilmekti. Hayatından bahseden kaynaklar onun gerçekten de bu vasıfta bir âlim, fıkhın hem usulünü hem de fürûunu çok iyi bilen bir fakih, aynı zamanda ibadet ve zühd ehli bir kişi olduğunda ittifak etmişlerdir.

Leknevî, Habbâzî'nin Abdülazîz el-Buhârî'den (ö. 730/1330) ders okuduğunu zikretmekteyse de 1292 yılında vefat eden bir kimsenin 1330'da vefat eden bir hocadan ders aldığını kabulde ihtiyat gösterilmelidir. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Ebü'l-Abbas Ahmed b. Mes'ûd el-Konevî, Bedrü't-tavîl adıyla bilinen Dâvûd b. Ağlebek b. Ali er-Rûmî ve Hibetullah b. Ahmed et-Türkistânî en meşhurlarıdır.

Habbâzî'nin el-Muġnî fî uṣûli'l-fıḳh adlı eserini neşreden Muhammed Mazhar Bekā müellifin hayatından bahsettiği mukaddimesinde, Nuaymî'nin ed-Dâris fî târîḫi'l-medâris'te (I, 505) İbn Kesîr'in de Habbâzî'nin öğrencilerinden biri olduğunu söylediğine işaret ettikten sonra, 1301'de doğan İbn Kesîr'in 1292'de vefat eden Habbâzî'ye öğrenci olmasının imkânsızlığına dikkat çekmiştir.

Habbâzî 25 Zilhicce 691 (7 Aralık 1292) tarihinde Şam'da vefat etti ve Sûfıyye Kabristanı'na defnedildi. Bazı kaynaklar onun 671 (1272) yılında öldüğünü kaydeder (İbn Kesîr, XIII, 331; M. Mustafa el-Merâgī,II, 79).

Eserleri. 1. el-Muġnî fî uṣûli'l-fıḳh (nşr. Muhammed Mazhar Bekā, Mekke 1403/1983). En önemli eseridir. Üzerinde biri Habbâzî'ye ait olmak üzere (Princeton Üniversitesi Ktp., Yahuda, nr. 3713) on kadar şerh yazılmış olup müellifleri şunlardır: Alâeddin Ali b. Mansûr el-Makdisî, Muhammed b. Ahmed et-Türkmânî, Şehâbeddin Ahmed b. İbrâhim el-Ayıntâbî, Cemâleddin Mahmûd b. Ahmed el-Konevî, Sirâceddin Ömer b. İshak el-Gaznevî, Mansûr b. Ahmed el-Hârizmî, İbnü's-Sâiğ ez-Zümürrüdî, Alâeddin Ali Esved, Muhammed b. Yûsuf el-İsbîrî ve Eyyûbîzâde Mustafa (Keşfü'ẓ-ẓunûn, II, 1749; el-Muġnî, nâşirin girişi, s. 11-15). Bunlardan Sirâceddin el-Gaznevî'ye ait şerhin I. cildinin, Sâtiryâ Efendi Zeyn tarafından Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi'nde doktora tezi olarak edisyon kritiği yapılmış ve eser üç cilt halinde basılmıştır (Mekke 1406/1986). 2. Şerḥu'l-Hidâye. Hanefî fıkhının önemli kaynaklarından el-Hidâye'nin şerhidir. Değişik isimler altında çok sayıda yazma nüshası bulunan eserin bazı nüshaları şu adlarla kaydedilmiştir: Müşkilâtü'l-Hidâye (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 780), Ḥâşiye ʿale'l-Hidâye (Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 616; Esad Efendi, nr. 89; Yeni Cami, nr. 406), Şerḥu'l-Hidâye (Süleymaniye Ktp., Giresun, nr. 33; Turhan Vâlide Sultan, nr. 141), el-Kifâye fî şerḥi'l-Hidâye (Süleymaniye Ktp., Mahmud Paşa, nr. 212). 3. el-Hâdî fî uṣûli'd-dîn. Kelâma dair olan eserin bu adla (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2483) ve Kitâbü'l-Hâdî adıyla (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3169) kayıtlı yazma nüshaları mevcuttur.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA