İbn Cülcül kimdir ?

Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Her ne kadar Ṭabaḳātü'l-eṭıbbâʾ ve'l-ḥükemâʾ adlı eserinin 116. sayfasında kitabın sonunda bu hususta açıklama yapacağını söylüyorsa da neşredilen tek nüshada söz konusu kısım bulunmamaktadır. Fakat İbnü'l-Ebbâr, Kādî Sâid ve İbn Hazm gibi müellifler eserin tam metnini görerek hayatıyla ilgili bölümü kısmen veya tamamen iktibas etmişlerdir. Bu kaynaklardan öğrenildiğine göre Ebû Eyyûb künyesiyle de anılan İbn Cülcül 333 (944) yılında Kurtuba'da (Cordoba) doğmuş, on yaşında iken Ebû Alâka, Kurtuba ve Zehrâ camilerinde kardeşi Muhammed b. Hassân ile birlikte Ahmed b. Fazl el-Haffâf ed-Dîneverî, Ebü'l-Hazm Vehb b. Meserre ve Ahmed b. Saîd es-Sadefî gibi âlimlerden fıkıh ve hadis dersleri almıştır. On dört yaşında tıbba merak sarmış, yirmi dört yaşına geldiği zaman hasta tedavi edecek derecede uzman bir hekim olarak tanınmış ve Kurtuba'nın ünlü hekimlerinden takdir görmüştür. Onun yirmi beş yaşında iken de Muhammed b. Yahyâ er-Ribâhî'den Sîbeveyhi'nin Arap gramerine dair el-Kitâb'ını okuduğu görülmekte ve buradan bir hekim ve eczacılık uzmanı olmasının, fıkıh ve hadis bilmesinin yanında Arap dil bilimiyle de uğraştığı anlaşılmaktadır. Hayatının olgunluk döneminde Halife II. Hişâm'ın (976-1009) özel hekimliğini yapmış ve eserlerinin çoğunu bu sırada kaleme almıştır. 384 (994) yılından sonra vefat ettiği sanılmaktadır (EI2 [İng.], III, 755-756). Yetiştirdiği öğrenciler hakkında da bilgi yoktur; sadece kendisinden bazı rivayetlerde bulunan Tuleytulalı (Toledo) Saîd b. Muhammed b. Begūniş'e ders vermiş olabileceği düşünülmektedir (Ṭabaḳātü'l-eṭıbbâʾ, neşredenin girişi, s. yv).

Eserleri. 1. Ṭabaḳātü'l-eṭıbbâʾ ve'l-ḥükemâʾ. Bazı kaynaklar adını Aḫbârü'l-eṭıbbâʾ şeklinde kaydetmekteyse de kitabın ilmî neşrini gerçekleştiren Fuâd Seyyid (Kahire 1955; Beyrut 1405/1985), o dönemdeki kaynaklarda yer alan ifadelerden hareketle eseri Ṭabaḳātü'l-eṭıbbâʾ ve'l-ḥükemâʾ adı altında yayımlamıştır. İbnü'l-Ebbâr'ın verdiği bilgiye göre 377'de (987) yazılan eserde farklı dönemlerde yaşamış çeşitli milletlerden ünlü bilgin ve filozoflar dokuz tabaka halinde incelenmiştir. Birinci tabakada önce, tabiat felsefesinden ve yüce hikmetten söz eden Hermes, genellikle İslâm düşünce tarihinde görüldüğü gibi İran, Bâbil ve Mısır kültürlerindeki üç ayrı hüviyetiyle tanıtılmakta, ardından onun öğrencisi diye bilinen Asclepius ile Grek-Roma dünyasında tıp üzerine ilk çalışmaları yaptığı ileri sürülen Apollon hakkında bilgi aktarılmaktadır. İkinci tabakada eski Yunanistan ve Roma'da daha çok tıp ve felsefe alanında isim yapmış kişilerden Hipokrat, Dioskorides, Eflâtun, Aristo, Sokrat ve Demokritos'a; üçüncü tabakada Büyük İskender'den sonra Yunanistan'da üne kavuşan Batlamyus, Cato ve Öklid'e; dördüncü tabakada Roma döneminde ortaya çıkan Yunanlı hekim-filozoflardan Câlînûs'a; beşinci tabakada İskenderiye felsefe okulundan (III-VI. yüzyıl) Nicolaus'a; altıncı tabakada Hz. Peygamber döneminde yaşayan Arap asıllı tabiplerden Hâris b. Kelede, İbn Ebû Rimse ve İbn Ebhur ile Arap olmayan Mâserceveyh'e; yedinci tabakada müslüman ve gayri müslim hekim-filozoflardan Buhtîşû', Cibrâîl b. Buhtîşû', Yuhannâ b. Mâseveyh, Yuhannâ b. Bıtrîḳ, Huneyn b. İshak, Ebû Yûsuf Ya'kūb b. İshak el-Kindî, Sâbit b. Kurre, Kustâ b. Lûkā, Ebû Bekir er-Râzî, Sâbit b. Sinân b. Kurre ve İbn Vasîf es-Sâbiî'ye; sekizinci tabakada İshak b. İmrân, İshak b. Süleyman el-İsrâîlî, Ebû Ca'fer el-Kayrevânî gibi Mağrib kökenli; dokuzuncu tabakada Hamdûn b. Ebbâ, Cevâd en-Nasrânî, (Yûnus) el-Harrânî, Hâlid b. Yezîd b. Rûmân en-Nasrânî, İbn Melûke en-Nasrânî, İmrân b. Ebû Ömer, Muhammed b. Feth, Yahyâ b. İshak, Ebû Bekir Süleyman b. Bâce, İbn Ümmü'l-Benîn ve Saîd b. Abdürabbih gibi Endülüslü filozof ve tabiplere yer verilmiştir. İbn Cülcül'ün daha çok Endülüslü âlimler hakkında verdiği orijinal bilgilerle temayüz ettiği görülür. Nitekim kitabına aldığı toplam elli yedi kişiden yirmi ikisi Mağrib ve Endülüslüdür. Eser daha sonra gelen düşünce ve bilim tarihçileri için, özellikle İbnü'l-Kıftî, İbn Ebû Usaybia ve Kādî Sâid için başlıca kaynaklardan birini teşkil eder. İbn Cülcül'ün kaynakları arasında İshak b. Huneyn'in Târîḫu'l-eṭıbbâʾ ve'l-ḥükemâʾ adlı eseriyle Huneyn b. İshak'ın Nevâdirü'l-felâsife'si, ayrıca Orosius, Heron ve Sevillalı (İşbîliye) Isidorus gibi Batılı müelliflerin eserleri bulunmaktadır; dolayısıyla İbn Cülcül, Latin kaynaklarını kullanan ilk müslüman müellif olarak tanınır. Juan Vernet, Ṭabaḳātü'l-eṭıbbâʾı tanıtmak üzere kaleme aldığı bir çalışmasında eserin son bölümünü İspanyolca'ya çevirerek yayımlamış (bk. bibl.), E. Llavero Ruiz ise 1979 yılında Granada Üniversitesi'nde hazırladığı tezinde eserin bütününü giriş ve notlar ilâvesiyle yine aynı dile aktarmıştır (Tabaqāt d-atibbāʾ wa-l-hukamāʾ: Generaciones de médicos y sabios). 2. Tefsîru esmâʾi'l-edviyeti'l-müfrede min Kitâbi Diyüsḳūrîdis. 372 (982) yılında yazılan eserin sadece bir bölümü günümüze ulaşmıştır (Madrid, Biblioteca Nacional, nr. 233; Bankipûr, Oriental Public Library, nr. 2189; Tahran, Meclis Ktp., nr. 1538, 1545). Eserden Ahmed b. Muhammed el-Gāfikī ve İbnü'l-Baytâr bazı alıntılar yapmış, İbn Ebû Usaybia da Dioskorides'in İslâm dünyasında el-Edviyetü'l-müfrede adıyla bilinen kitabı (Materia Medica) münasebetiyle mukaddimesinin önemli bir bölümünü nakletmiştir (ʿUyûnü'l-enbâʾ, s. 493-494). Burada müellif, İstifân (Stephan) b. Bâsîl tarafından Bağdat'ta Kitâbü'l-Ḥaşâʾiş adı altında Grekçe'den Arapça'ya çevrilmiş olan Dioskorides'in diğer bir kitabının Endülüs'e nasıl intikal ettiğini anlatmaktadır. Eser, Ildefonso Garijo Galán tarafından Cordoba Üniversitesi'nde tez olarak İspanyolca tercümesiyle birlikte neşre hazırlanmışsa da (Libro de la explicación de los nómbres de les medicamentos simples tomados del libro de Dioscórides de Abū Dāwūd Sulaymān b. Hassān Ibn Yulyul) henüz yayımlanmamıştır. 3. Maḳāle fî ẕikri'l-edviyeti'lletî lem-yeẕkürhâ Diyüsḳūrîdis fî kitâbih (İbn Ebû Usaybia, s. 495; Safedî, XII, 87). Günümüze ulaşmamış olan bu kitabın, Oxford'da (Bodleiana, nr. 573) bulunan bir mecmuada İbn Cülcül'e ait el-İstidrâk ʿalâ Kitâbü'l-Ḥaşâʾiş li-Diyüsḳūrîdis adlı eserle aynı olması muhtemeldir (bu risâlenin bir nüshası için bk. Nuruosmaniye Ktp., nr. 3589). 4. Maḳāle fî edviyeti't-tiryâḳ. Bir nüshası yukarıda sözü edilen Oxford'daki mecmuanın içinde olup panzehirler ve ağrı kesici ilâçlar hakkındadır. Ildefonso Garijo tarafından İspanyolca tercümesiyle birlikte yayımlanmıştır (Tratado sobre los medicamentos de la Triaca, Córdoba 1992). 5. et-Tebyîn fîmâ ġalata fîhi baʿżü'l-müteṭabbibîn (İbn Ebû Usaybia, s. 495; Safedî, XII, 87).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA