İbn Killis kimdir?

318'de (930) Bağdat'ta doğdu. Kaynaklarda Hz. Hârûn'un soyundan geldiğini iddia ettiği, bir rivayette ise ünlü şair Samuel b. Âdiyâ'nın neslinden olduğunu söylediği nakledilmektedir (İbn Hallikân, VII, 27). Bağdat'ta iyi bir öğrenim gören İbn Killis gençliğinde babasıyla birlikte Suriye'ye gitti. Remle'de yerleşip tüccarlara hesap işlerinde yardımcı olmaya başladı. Fakat bir süre sonra tüccarlardan aldığı malların parasını ödemeyip Mısır'a kaçtı (349/960). Mısır'da bulunduğu sırada İhşîdî Hükümdarı Kâfûr'un (966-968) ileri gelen adamlarıyla tanıştı. Hükümdar onu sarayın imar işleriyle görevlendirdi, ardından Dîvân-ı Hâss'ın başına getirdi. Malî ve idarî konulardaki yeteneği sayesinde Kâfûr'un nezdinde itibarı her geçen gün biraz daha artan İbn Killis'e hâcibler, eşraf ve ileri gelen devlet adamları da saygı göstermeye başladılar. Bir süre sonra diğer divanların idaresi de ona tevdi edildi.

İbn Killis, Kâfûr'un devlet erkânına kendisinden övgüyle söz ettiğini ve, "Müslüman olsaydı onu vezir yapardım" dediğini duyunca müslüman oldu (18 Şâban 356 / 29 Temmuz 967); bir âlimi de kendine ders vermekle görevlendirdi. Bu durum, Vezir Ebü'l-Fazl Ca'fer b. Furât'ın (İbn Hinzâbe) İbn Killis'i kıskanmasına sebep oldu. Kâfûr'un ölümü üzerine Vezir Ebü'l-Fazl, bütün kâtipler ve divan başkanlarıyla birlikte İbn Killis'i de tevkif etti. Ancak İbn Killis çeşitli hediyeler vererek hapisten kurtulmayı başardı ve ardından gizlice Mağrib'e kaçtı. Burada Fâtımî Halifesi Muiz-Lidînillâh'ın kumandanı Cevher es-Sıkıllî ile görüşerek Muizz'in hizmetine girdi ve onu Mısır'ı ele geçirmeye teşvik etti. Muiz'den büyük itibar gören İbn Killis devlet işlerini yeniden düzenledi ve divan teşkilâtında görev aldı. Muiz-Lidînillâh, Kahire'ye gelip Cevher'i görevden aldıktan sonra İbn Killis'i çağırıp devlet idaresini yeniden tanzim etmesini istedi; İbn Killis de Mısır'da merkezî bir sistem kurdu (DİA, XII, 233). Muiz, Uslûc b. Hasan'la iş birliği yaparak Mısır'da yeni bir vergi sistemi kurmasını da emretti. Bunun üzerine haraç, gümrük, cizye ve vakıf kaynaklarını gözden geçirip malî alanda ıslahat yaptılar. Bu sayede devletin gelirlerinde büyük bir artış sağlandı.

Fâtımîler'in Mısır'ı ele geçirmesi sırasında (358/969) İbn Killis'in Muiz-Lidînillâh tarafından vezir tayin edildiği ve onun Mısır'daki ilk Fâtımî veziri olduğu rivayet edilir (İbn Hallikân, VII, 29). Nüfuzu Halife Azîz-Billâh döneminde zirveye ulaşan İbn Killis'in yıllık geliri 100.000 dinardı. Bu dönemde kendisine "vezîrü'l-ecell" unvanı verilen İbn Killis bütün askerî, malî ve idarî divanları kontrolü altına aldı. 373'te (983) gözden düşüp azledildiyse de birkaç ay sonra serbest bırakılıp görevine iade edildi (374/984). Halife Azîz-Billâh, İbn Killis'i ölüm döşeğinde iken ziyarete gitmiş ve kendisine iltifatlarda bulunarak bir isteği olup olmadığını sormuş, İbn Killis de Bizans İmparatorluğu ve Hamdânîler'le barış içinde olmasını, ancak Cerrâhîler'den Müferric b. Dağfel'i ilk fırsatta bertaraf etmesini tavsiye etmiştir (Rûzrâverî, s. 185; Ebü'l-Kāsım İbnü's-Sayrafî, s. 51-52). İslâm tarihinde ilk mühtedi vezir olarak kabul edilen İbn Killis, 5 Zilhicce 380'de (23 Şubat 991) Kahire'de Bâbünnasr içindeki Dârü'l-vizâre'de öldü (Makrîzî, el-Ḫıṭaṭ, II, 7). Cenaze namazını bizzat Halife Azîz-Billâh kıldırdı ve devlet dairelerini birkaç gün tatil ettirdi. Kendisinin yaptırdığı türbede toprağa verilen İbn Killis için 100 kadar şair mersiye yazmıştır.

Âlim, şair ve edipler İbn Killis'in sarayında toplanır, kendisi de yazmış olduğu eserleri bu meclislerde okurdu. Kadıların, fakihlerin, hadisçilerin, nahivcilerin ve devlet adamlarının da katıldığı bu toplantıların sonunda şairler onu öven şiirler söylerlerdi. Kitâbü Envâʿi'l-escâʿ müellifi Hüseyin b. Abdürrahim (İbn Ebi'z-Zelâzil) onun yakın dostları arasında bulunuyordu. Sarayını ve gulâmlarının evlerini korumak için "tâifetü'l-vezîriyye" diye meşhur olan askerî birlik teşkil eden İbn Killis'in (Ebü'l-Kāsım İbnü's-Sayrafî, s. 52) büyük bir servete, 4000 köleye, ayrıca 400.000 dinar değerinde mücevherata sahip olduğu rivayet edilir.

İbn Killis Fâtımî Devleti'ne sadakatle hizmet etmiş, Suriye ve Filistin'deki Fâtımî nüfuzunu güçlendirmek için Dımaşk'ı Alp Tegin'den (Alf Tegin) geri almış, onun halefi Kassâm'ın Suriye ve Filistin'de çıkardığı karışıklıklara son vermiştir. Ezher Camii'ni medreseye dönüştürüp âlimlerin burada ders vermelerini sağlayan ilk devlet adamının İbn Killis olduğu rivayet edilir. Müslüman olduktan sonra özellikle İsmâilî fıkhıyla yakından ilgilenen İbn Killis, 371 (981) yılında Fâtımî hânedanının Hz. Ali ve Hz. Fâtıma'nın soyundan geldiğini gösteren yeni bir şecere hazırlamıştır.

Eserleri. 1. er-Risâletü'l-müẕhibe. Dört bölümden oluşan eserin yazma nüshasının kapağında İbn Killis'in adı yazılmışsa da ilk üç bölümü muhtemelen İsmâilî fakihi Kādî Nu'mân'a aittir; son bölüm ise İbn Killis tarafından kaleme alınmıştır. Eserin ilk üç bölümünü Ârif Tâmir Ḫamsü Resâʾil İsmâʿîliyye adıyla yayımlamış (Selemiye 1956), tamamı daha sonra neşredilmiştir (Beyrut 1988). 2. Kitâb fi'l-fıḳh (Muṣannefü'l-vezîr, er-Risâletü'l-Vezîriyye, er-Risâletü'l-ʿAzîziyye). İbn Killis'in tahâret, namaz, oruç, hac, zekât, cihad gibi konular hakkında Kādî Nu'mân'ın görüşlerini esas alarak hazırladığı bir eser olup Muḫtaṣarü'l-Muṣannef adıyla özetlenmiştir. İbn Killis, 369 Ramazanında (Mart-Nisan 980) Vezir İbnü'l-Furât'ın da hazır bulunduğu bir mecliste bu eserini okumuş, bazı âlimler daha sonra bunu esas alarak fetva vermişlerdir (İbn Hallikân, VII, 30; Poonawala, s. 79). İbn Killis'e nisbet edilen diğer eserler de şunlardır: Kitâb fî ʿilmi'l-ebdân ve ṣalâḥihâ, Kitâb fî âdâbi Resûlillâh, Kitâb fi'l-ḳırâʾât, Mensekü'l-ḥacci'l-kebîr (Ivanow, s. 41; Poonawala, s. 79).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA