İbn Ât kimdir ?

5 Şevval 542'de (27 Şubat 1148) Şâtıbe'de (Jativa) doğdu. Dedelerinden Ât'a nisbetle İbn Ât diye tanındı. Endülüs'ün büyük kabilelerinden Nefze'ye mensup olup bazı kaynaklarda Nukrî nisbesiyle anılması doğru değildir. İlk öğrenimine Şâtıbe'de muhaddis ve fakih olan babasının yanında başladı. Ebü'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Hüzeyl'den kıraat dersi aldı. Şâtıbe Kadısı Muhammed b. Yûsuf b. Saâde, hâfız Uleym b. Abdülazîz, kadı ve muhaddis Ebü'l-Hattâb İbn Vâcib el-Belensî ve İbn Beşküvâl gibi âlimlerin talebesi oldu. Endülüs'teki öğrenimini tamamladıktan sonra hacca gitti. Ardından çeşitli ilim merkezlerine seyahatlerde bulunarak İskenderiye'de Ebû Tâhir es-Silefî ve İbnü'l-Mufaddal, Dımaşk'ta Ebü'l-Kāsım İbn Asâkir ve Musul'da Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî gibi âlimlerden ilim tahsil etti; bir kısmından hadis rivayeti ve öğretimi için icâzet aldı. Kendisinden İbnü'l-Kattân el-Mağribî, Ebü'l-Hasan Sâid, hocası Ebü'l-Hattâb İbn Vâcib ve Ebü'l-Abbas İbn Seyyidünnâs rivayette bulundular. İbnü'l-Ebbâr'a Zilkade 608'de (Nisan 1212) hadis rivayeti hususunda icâzet verdi.

İbn Ât, Mâlikî fıkhını iyi bilmekle beraber daha çok hadis alanında temayüz etti. Rivayet ve dirayetle ilgili hadis ilimlerine vâkıf, güvenilir bir muhaddis olup hadis metinlerini senedleriyle birlikte ezberinden rivayet etmesiyle tanınırdı. Nesir ve nazmının orta seviyede olduğu belirtilen İbn Ât'ın ulemâdan Abdullah b. Abdurrahman b. Ebü'l-Yâbis ed-Dîbâcî hakkında yazdığı mersiyesi meşhurdur.

Her gün düzenlediği hadis meclislerinde Ṣaḥîḥ-i Buḫârî ve el-Muvaṭṭaʾı ez-berinden okutan İbn Ât hayır işleriyle ilgilenen zâhid ve mütevazi bir kimseydi. Şâtıbeliler, üstün meziyetlerinden dolayı İbn Abdülber en-Nemerî ve onunla iftihar ederlerdi. Benî Abdülmü'min'e (Mü'minîler) mensup idareciler sık sık İbn Ât'ın görüşlerine başvurur, özellikle Şâtıbe şehriyle ilgili düzenlemelerde kendisinden faydalanırlardı. İbn Ât, 15 Safer 609'da (17 Temmuz 1212) İkāb savaşında şehid oldu.

İbn Ât'ın pek çok konuda eser telif ettiği bilinmekle birlikte bunlar günümüze ulaşmamıştır. Reyḥânetü'n-nefes (teneffüs) ve râḥatü'l-enfüs fî ẕikri şüyûḫi'l-Endelüs adlı eserinde Endülüs'te kendilerinden öğrenim gördüğü hocalarını, en-Nüzhe fi't-taʿrîf (ve't-taʿrîf) bi-şüyûḫi'l-viche'de ise doğuya yaptığı seyahatinde kendilerinden ilim tahsil ettiği hocalarını tanıttığı ve onlardan işittiği bazı hadislere yer verdiği belirtilmektedir. Birinci eser Keşfü'ẓ-ẓunûn'da Reyḥânetü'l-enfüs fî ʿulemâʾi'l-Endelüs adıyla geçmiş, müellifin ismi ise muhtemelen dizgi hatası sonucu İbnü'l-Fât diye kaydedilmiştir (I, 940). Şiirlerinden pek çoğunun yer aldığı bu iki eserini ihtisar ettiği başka bir kitabından da söz edilmekte, ayrıca Kitâbü'ṭ-Ṭurer ʿale'l-ves̱âʾiḳı'l-mecmûʿa adlı bir çalışması olduğu kaydedilmektedir (Nübâhî, s. 116).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA