İbnü’l-lebbâd el-kayrevânî

250 (864) yılında doğdu. Dedesi Vişâh, Emevîler'in Kuzey Afrika valisi ve Endülüs fatihi Mûsâ b. Nusayr el-Lahmî'nin âzatlılarından Akra'ın mevlâsı olup dokumacılık yapardı. İbnü'l-Lebbâd, Yahyâ b. Ömer el-Kinânî ve kardeşi Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer, Hamdîs el-Kattân, Himâs b. Mervân, İbnü'l-Haddâd el-Mağribî, Ebû Bekir İbnü'l-Cezzâr el-Endelüsî ve Ebü't-Tâhir Muhammed b. Münzir ez-Zebîdî gibi âlimlerden fıkıh ve hadis tahsil etti. Bir müddet Kayrevan Mezâlim Mahkemesi Kadısı İbnü'l-Haşşâb'ın kâtipliğini yaptıktan sonra ders vermekle meşgul oldu. Kayrevan Fâtımî Emîri Ubeydullah el-Mehdî tarafından kendisine teklif edilen Sicilya kadılığını yaşlılığını ileri sürerek kabul etmedi. Bir ara İmam Mâlik'in devletin resmî mezhebine aykırı görüşleriyle fetva verdiği, Abbâsîler'e benzemek için siyah giyindiği ve bayramlarda kına yaktığı iddiasıyla Fâtımîler'in Kayrevan kadısı İbn Ebü'l-Minhâl tarafından hapsedildi. Hapisten çıktıktan sonra da resmî mezhebe aykırı fetva vermesi ve ders okutması yasaklandı, buna rağmen öğretim faaliyetini vefatına kadar gizlice sürdürdü. Kendisinden Abdullah b. Ahmed el-İbyânî, İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî, Muhammed b. Hâris el-Huşenî, Ziyâd b. Abdurrahman el-Karevî, Ebü'l-Arab et-Temîmî, Derrâs b. İsmâil el-Fâsî ve Ebû Muhammed İbnü't-Tebbân gibi âlimler öğrenim gördü. Ebü'l-Arab, Ṭabaḳātü ʿulemâʾi İfrîḳıyye adlı eserinde her ne kadar hocasının biyografisine yer vermemişse de ondan birçok rivayet aktarmıştır. İbnü'l-Lebbâd 330 (941) yılında felç oldu ve 14 Safer 333'te (6 Ekim 944) Kayrevan'da vefat ederek Bâbü Silm denilen yerde defnedildi. Zamanla ziyaretgâh haline gelen kabri günümüzde de bu özelliğini sürdürmektedir.

Hocası İbnü'l-Haddâd el-Mağribî'den sonra Kayrevan'da Mâlikîler'in üstadı olan İbnü'l-Lebbâd'ın ardından bu önderlik talebesi İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî'ye geçmiştir. Yine hocası gibi Fâtımî Şiî hâkimiyeti altındaki Kayrevan'da Sünnî kelâm ekolünün riyâsetini de üstlenen İbnü'l-Lebbâd Kur'an ilimleri, hadis râvileri, ehl-i Medîne'nin ihtilâf ve icmâ ettiği konuları, nesep ve dil ilimlerini çok iyi bilen, güçlü bir hâfızaya sahip, takvâ ve zühd sahibi bir âlimdi.

Kayrevan'da el-Mektebetü'l-eseriyye'de (nr. 222) İbnü'l-Haddâd el-Mağribî adına kayıtlı bulunan Kitâbü'r-Red ʿale'ş-Şâfiʿî, Abdülmecîd b. Hamde tarafından İbnü'l-Lebbâd'a nisbet edilerek yayımlanmıştır (Tunus 1406/1986). Nâşir, hilâf ilminin ilk örneklerinden olan bu eserin İbnü'l-Lebbâd'a aidiyetini mevcut tek yazmasındaki bazı delillerden hareketle ispatlamaya çalışmıştır. Ancak Eric Chaumont, klasik kaynaklarda İbnü'l-Lebbâd'ın böyle bir eserinin zikredilmediğini belirterek ona nisbetinde şüphe bulunduğunu söyler. Kaynaklarda İbnü'l-Lebbâd'ın ʿİṣmetü'n-nebiyyîn (İṣbâtü'l-ḥücce fî beyâni'l-ʿiṣme), el-Âs̱âr ve'l-fevâʾid, Kitâbü'ṭ-Ṭahâre, Feżâʾilü Mekke ve Feżâʾilü Mâlik b. Enes adlı eserlerinin mevcut olduğu kaydedilmektedir. el-Mektebetü'l-vataniyye el-Cezâiriyye'nin katalogunu hazırlayan Edmond Fagnan'a istinaden Brockelmann'ın miras hukukuna dair bir mesele hakkında, Ziriklî ve Sezgin'in şer'î ölçülerle ilgili olduğunu belirterek İbnü'l-Lebbâd'a nisbet ettikleri Keşfü'r-rivâḳ ʿani'ṣ-ṣurûfi'l-câmiʿa li'l-evâḳ adlı risâle (el-Mektebetü'l-vataniyye el-Cezâiriyye, nr. 1324/1) Hamdûn diye bilinen Ahmed b. Muhammed İbnü'l-Ebbâr el-Fâsî'ye (ö. 1071/1660) ait olup birçok nüshası mevcuttur (Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, I, 632).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA