İbnü’l-uhuvve

Mısır Şâfiî fukahasından olduğu, Eş'arî mezhebini benimsediği, Reşîd el-Attâr ile Ebû Mudar'dan hadis dersleri aldığı ve 2 Receb 729 (2 Mayıs 1329) tarihinde vefat ettiği dışında hayatına dair bilgiye rastlanmamıştır. Künyesinin İbnü'l-Uhuvve mi İbnü'l-İhve mi olduğu hususu da açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu künyeyi, Uhuvve veya İhve lakabıyla tanınan ya da muhtemelen ahîlikle ilişkisi olan dedesine nisbetle almıştır. Eserinin Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki nüshasının kapağında Şemseddin olarak yazılan lakabını İbn Hacer el-Askalânî Ziyâeddin şeklinde kaydetmektedir.

Kâtib Çelebi tarafından er-Rütbe fî aḥkâmi'l-ḥisbe adıyla zikredilen eser, Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Molla Çelebi, nr. 116) Kitâbü'l-Maḥabbe ve'r-raġbe fî maʿrifeti aḥkâmi'l-ḥisbe, Kahire Üniversitesi Kütüphanesi'nde (nr. 24052) Kitâbü Meʿâlimi'l-ḳurbe fî ṭalebi'l-ḥisbe, Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'de (Fünûn ve sınâât, nr. 171) Kitâbü'l-Ḳurbe fî meʿâlimi'l-ḥisbe başlığıyla kayıtlı olup müellifin günümüze ulaşan tek kitabıdır. 742 (1341) yılında Dımaşk'ta (el-Methafü'l-Arabî, nr. 3271) ve 771'de (1369-70) Ayıntab'da (British Museum, Or., nr. 6976) istinsah edilmiş olması şöhretinin kısa zamanda yayıldığını göstermektedir. Eserin ilk neşri, Reuben Levy tarafından dört nüshaya dayanılarak ve kısmî İngilizce tercümesiyle birlikte Meʿâlimü'l-ḳurbe fî aḥkâmi'l-ḥisbe adıyla gerçekleştirilmiş (Cambridge 1938), kitap daha sonra Muhammed Mahmûd Şa'bân ve Sıddîk Ahmed Îsâ el-Mutîî'nin tahkikiyle yeniden yayımlanmış (Bağdad 1976) ve Ca'fer Şuâr tarafından Âyîn-i Şehrdârî adıyla Farsça'ya çevrilmiştir (Tahran 1347).

Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Fâtih, nr. 3495) Kitâbü'r-Rütbe fî ṭalebi'l-ḥisbe ve Kudüs'teki el-Mektebetü'l-Hâlidiyye'de (nr. 49) Kitâbü'l-Aḥkâm fi'l-ḥisbeti'ş-şerîfe adlarıyla Mâverdî'ye, yine Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Lâleli, nr. 1607) er-Rütbe fi'l-ḥisbe adıyla İbnü'r-Rif'a'ya nisbet edilen birer eser mevcuttur. Bu üç nüsha ile Meʿâlimü'l-ḳurbe'yi karşılaştıran Muhyî Hilâl es-Serhân'ın, el-Mektebetü'l-Hâlidiyye'deki yazmanın ilk sayfası ile son iki sayfası hariç bunların hepsinin aynı eser olduğunu, ayrıca Mâverdî'ye nisbet edilen nüshalarda ondan iki asır sonra yaşamış şahsiyetlere atıflarda bulunulduğunu tesbit etmesi söz konusu kitabın İbnü'l-Uhuvve'ye ait olduğunu göstermektedir (geniş bilgi için bk. İBNÜ'r-RİF'A). Meʿâlimü'l-ḳurbe ile Celâleddin eş-Şeyzerî'nin Nihâyetü'r-rütbe fî ṭalebi'l-ḥisbe'si ve Muhammed b. Ahmed b. Bessâm'ın aynı adı taşıyan eseri arasındaki benzerlikler ise kaynaklarının ortak oluşuyla açıklanabilir.

İbnü'l-Uhuvve, eserinin mukaddimesinde şeriata uygun olarak hisbe faaliyetlerinde bulunmak, kamu güvenliğini temin etmek, pazarları denetlemek ve tüketiciyi korumakla mükellef olanların faydalanmaları için ulemânın hadislere dayalı görüşlerini derlediğini belirtmektedir. Ancak hadis eğitimi almış olmasına rağmen eserindeki nakillerde bu ilmin usulüne uymakta gerekli titizliği göstermediği anlaşılmaktadır. Meselâ Buhârî ve Müslim'den yaptığı iki nakli, bu âlimlerin el-Câmiʿu'ṣ-ṣaḥîḥ'lerindeki orijinalleriyle karşılaştıran Ahmed Pâketçî senedlerin asıllarına tam uymadığını tesbit etmiştir (DMBİ, II, 715). Yetmiş bölümden oluşan eserin ilk bölümlerinde hisbeye dair genel bilgiler verildikten sonra altmış bölümde çeşitli ticaret ve zenaat dallarında rastlanabilecek hilelerle bunları önlemek için alınabilecek tedbirlere temas edilmektedir. Bu bilgilerden devrin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı hakkında oldukça ilginç ipuçları elde etmek mümkün olmaktadır. Zaman zaman Şâfiî mezhebi dışındaki imamların görüşlerine de işaret etmesi İbnü'l-Uhuvve'nin mutaassıp bir âlim olmadığını göstermektedir. Yer yer Irak'a ve Iraklı ulemâya atıflarda bulunması ise bu bölgede bir müddet kaldığını düşündürmektedir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA