İbnü’n-neccâr el-fütûhî

898 (1492-93) yılında Kahire'de doğdu. Temel eğitimini, Mısır'ın son Hanbelî kādılkudâtlarından olan babasından ve bölgenin diğer âlimlerinden aldı. Bilgisini ve tecrübesini arttırmak için Şam'a giderek bir süre orada kaldı. Dinî ilimlerde, özellikle de fıkıh, usul ve Arap dili gramerinde kendini yetiştirerek yaşadığı dönemde Hanbelî mezhebinin en önde gelen şahsiyetlerinden biri oldu. İlminin yanı sıra ahlâk ve yaşayışıyla da toplumun saygısını kazanan İbnü'n-Neccâr Hanbelî kādılkudâtı olarak tayin edildi. Böylece yargı, öğretim ve fetva işlerinde babasının yerini aldı. 955'te (1548) hacca gitti. İbnü'l-İmâd, İbnü'l-Gazzî ve İbn Şattî gibi müellifler, İbnü'n-Neccâr'ın 980 (1572) yılı civarında vefat ettiğini söylemekteyse de onun arkadaşı Abdülkādir b. Muhammed el-Cezîrî'nin Dürerü'l-ferâʾidi'l-munaẓẓama adlı eserine atıfta bulunan İbn Humeyd (es-Süḥubü'l-vâbile, II, 856) ölüm tarihini 18 Safer 972 (25 Eylül 1564) olarak vermektedir. Cenaze namazını oğlu Muvaffakuddin Ezher Camii'nde kıldırdıktan sonra vasiyeti üzerine Kahire'deki Türbetülmücâvirîn'de Şemseddin el-Alkamî'nin kabri civarında, Zeynüddin el-Irâkī'nin mezarına yakın bir yere defnedildi.

Ders arkadaşı Abdülkādir el-Cezîrî, Şehâbeddin eş-Şüveykî'nin Medine'de ve onun öğrencisi Mûsâ el-Haccâvî'nin Şam'da vefatından sonra İslâm dünyasında İbnü'n-Neccâr'dan daha büyük bir Hanbelî âlimi kalmadığını belirtmekte (a.g.e., II, 855), Abdülvehhâb eş-Şa'rânî ise vefatıyla birlikte Mısır'da Hanbelî mezhebinin de söndüğü söylenen İbnü'n-Neccâr'la kırk yıla yakın dostluğu bulunduğunu ve onun kadar edepli bir kişi görmediğini kaydetmektedir (Kemâleddin el-Gazzî, s. 141-142).

Eserleri. 1. Müntehe'l-irâdât fî cemʿi'l-Muḳniʿ maʿa't-Tenḳīḥ ve ziyâdât (I-III, Beyrut, ts. [Âlemü'l-kütüb], Buhûtî'nin şerhiyle birlikte). Müellifin Şam'da iken yazdığı bu kitap, Muvaffakuddin İbn Kudâme'nin çok rağbet gören el-Muḳniʿi ile Ali b. Süleyman el-Merdâvî'nin et-Tenḳīḥu'l-müşbiʿ fî taḥrîri aḥkâmi'l-Muḳniʿ adlı eserlerine bazı eklemelerde bulunulup çıkarmalar yapılmak suretiyle hazırlanmıştır. Bizzat müellifi tarafından Meʿûnetü üli'n-nühâ ʿale'l-Müntehâ adıyla şerhedilen eser üzerine başka birçok şerh ve hâşiye yazılmıştır (Abdullah b. Ali es-Sübey'î, s. 298). Bunlar arasında Buhûtî'nin Deḳāʾiḳu üli'n-nühâ li-Şerḥi'l-Müntehâ (Şerḥu Müntehe'l-irâdât) adlı şerhiyle (I-III, Beyrut, ts. [Âlemü'l-kütüb]; I-IV, Kahire 1319-1320 [Keşşâfü'l-ḳınâʿın kenarında]) İrşâdü üli'n-nühâ li-Deḳāʾiḳı'l-Müntehâ adlı hâşiyesi en meşhurlarındandır. Ayrıca Mer'î b. Yûsuf, Müntehe'l-irâdât ile Haccâvî'nin el-İḳnâʿını Ġāyetü'l-müntehâ fi'l-cemʿ beyne'l-İḳnâʿ ve'l-Müntehâ adıyla bir araya getirmiştir (nşr. M. Cemîl eş-Şattî – M. Züheyr eş-Şâvîş, I-III, Dımaşk 1378). Hanbelî mezhebinin müteahhir âlimlerinin çok itibar ettikleri, fıkıh dersleri ve fetvaları için el kitabı olarak kullandıkları Müntehe'l-irâdât daha sonraki Hanbelî literatürünü de etkilemiştir. Meselâ Mer'î b. Yûsuf'un Delîlü'ṭ-ṭâlib li-neyli'l-meṭâlib adlı eseri (nşr. Abdullah Ömer el-Bârûdî, Beyrut 1985) âdeta Müntehe'l-irâdât'ın bir muhtasarı gibidir. 2. el-Muḥteberü'l-mübteker şerḥu'l-Muḫtaṣar (Şerḥu'l-Kevkebi'l-münîr). İbnü'n-Neccâr, Merdâvî'nin Hanbelî mezhebinin temel usul kaynaklarından biri olan Taḥrîrü'l-menḳūl fî tehẕîbi ʿilmi'l-uṣûl adlı eserini Muḫtaṣarü't-Taḥrîr (el-Kevkebü'l-münîr) adıyla ihtisar etmiş (Chester Beatty Library, nr. 3292/6 [müellif hattı]), ardından bu muhtasara el-Muḥteberü'l-mübteker şerḥu'l-Muḫtaṣar ismiyle bir şerh yazmıştır. Şerhi Muhammed Hâmid el-Fıkī yayımlamışsa da (Kahire 1372/1953) bu neşir eksik bir nüshadan yapıldığı için orijinal metnin ancak üçte biri kadardır. Daha sonra Muhammed ez-Zühaylî ve Nezîh Hammâd, çeşitli nüshalarıyla karşılaştırmak suretiyle şerhin tamamının ilmî neşrini yapmışlardır (I-IV, Dımaşk 1400-1402/1980-1982). İbnü'n-Neccâr'ın kütüphane kayıtlarında Arapça gramerine ve Kur'an tecvidine dair bazı küçük risâlelerine de rastlanmaktadır (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 363, vr. 16-29).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA