İbnü’r-rûmiyye

Muharrem 561'de (Kasım 1165) İşbîliye'de (Sevilla) doğdu. Benî Ümeyye'nin mevâlîsi olup Kurtuba'dan (Cordoba) İşbîliye'ye göç eden ve başta ilm-i nebât olmak üzere edebiyat, şiir ve felsefeyle uğraşan bir aileye mensuptur. Benî Ümeyye ile ilgisi sebebiyle Ümevî, İbn Hazm'a ve mezhebine bağlılığı dolayısıyla Hazmî ve Zâhirî, nebâtat âlimi olduğu için Nebâtî ve Zehrî nisbeleriyle, ayrıca Aşşâb (botanikçi) lakabıyla da anılmakta, kendisine İbnü'r-Rûmiyye denmesinden hoşlanmadığı belirtilmektedir. Ebü'l-Hasan İbn Zerkūn'dan Mâlikî fıkhı, İbn Ced Muhammed b. Abdullah el-Fihrî ve Muhammed b. Ali et-Tücîbî gibi muhaddislerden hadis tahsil etti. Nebâtat ilmini ise babasından ve dedesinden öğrendi. 580 (1184) yılında Endülüs'ün muhtelif şehirlerine ve daha sonra Afrika'ya seyahat ederek nebâtat konusundaki bilgisini geliştirdi. 612'de (1216) hadis ve ilm-i nebât tahsil etmek, ayrıca hac görevini yerine getirmek için gittiği Mısır, Şam, Irak, Hicaz gibi bölgelerde Furâvî ile Ebü'l-Vakt'in talebelerinden, Mansûr b. Abdülmün'im es-Sâidî, İbnü'l-Harestânî Abdüssamed b. Muhammed ed-Dımaşkī, İbn Mülâib Dâvûd b. Ahmed el-Bağdâdî, Mes'ûd b. Muhammed el-İsfahânî, Muhammed b. Nasr es-Saydelânî gibi muhaddislerden hadis rivayet etti. İskenderiye'de bulunduğu sırada onun ilm-i nebât sahasında otorite olduğunu öğrenen Eyyûbî Sultanı I. el-Melikü'l-Âdil Ebû Bekir b. Eyyûb kendisini Kahire'ye çağırdı, aylık maaş bağlayarak yanında kalmasını istedi; ancak İbnü'r-Rûmiyye öğrenim ve hac görevi için yola çıktığını söyleyerek bu teklifi kabul etmedi. Yolculuk esnasında uğradığı yerlerde sadece Endülüs'te bilinen âlî rivayetleri ezberinden nakletmesi sebebiyle büyük takdir topladı. Bu seyahati süresince tanınmış âlimlerden faydalanan ve icâzet alan İbnü'r-Rûmiyye, üç yıl sonra âlî rivayetler ve değerli kitaplarla Endülüs'e döndü; bir dükkân açarak muhtelif bitkileri ve bunlardan elde ettiği ilâçları satmaya başladı. İbnü'l-Ebbâr onu bu dükkânda birkaç defa gördüğünü söyler. İlm-i nebât konusundaki bilgisini arttırmak için yabancı dil öğrenen İbnü'r-Rûmiyye bitkiler üzerinde keşiflerde bulundu; devrinin önde gelen nebâtat âlimi ve eczacısı oldu. Lisânüddin İbnü'l-Hatîb onu devrinde bu konuda benzeri bulunmayan bir âlim olarak tanıtmaktadır (el-İḥâṭa, I, 208).

İbnü'r-Rûmiyye, aynı zamanda muhaddislerin hayatını ve güvenilirlik derecelerini çok iyi bilen bir münekkitti. İbn Nukta onun sika bir hadis hâfızı olduğunu söyler. Kendisinden Bağdat'ta İbnü'd-Dübeysî, Mısır'da İbn Nukta gibi âlimler faydalanmış, ayrıca İbnü'l-Baytâr'ın yetişmesinde önemli rolü olmuştur. Mâlikî mezhebine mensup iken Zâhiriyye'ye geçip İbn Hazm'ın bütün eserlerini okuduktan sonra onların yayılması için büyük bir servet harcayan İbnü'r-Rûmiyye ehl-i re'ye şiddetle karşı çıkmıştır. 30 Rebîülevvel 637'de (30 Ekim 1239) İşbîliye'de vefat etti. Dostları ve talebeleri kendisi için mersiyeler söylemiş, öğrencisi Ebû Muhammed Abdullah b. Kāsım el-Harrâr onun faziletine dair bir eser kaleme almıştır (a.g.e., I, 214). Kaynaklarda İbnü'r-Rûmiyye'nin zâhidâne bir hayat yaşadığı, çeşitli konulara dair kitap toplamaya meraklı olduğu belirtilmiş ve şiirlerden örnekler verilmiştir.

Eserleri. İbnü'r-Rûmiyye hadis ve ilm-i nebâta dair birçok eser kaleme almakla birlikte yalnız tefsirinin bugüne ulaştığı bilinmektedir. On cüz hacminde olduğu belirtilen Tefsîrü'l-ʿAşşâb'ın birinci cüzünün eksik bir nüshası (el-Bakara 2/4'ten öncesi) Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'de (Tefsir, nr. 147) bulunmaktadır (Fuâd Seyyid, I, 27-28). Hadise dair el-Muʿlim (Raccâletü'l-muʿallim) bi-zevâʾidi'l-Buḫârî ʿalâ Müslim (el-Muʿlim bimâ zâde'l-Buḫârî ʿalâ Müslim), Naẓmü'd-derârî fîmâ teferrede bihî Müslim ʿani'l-Buḫârî, İḫtiṣâru ġarîbi (ġarâʾibi) ḥadîs̱i Mâlik li'd-Dâreḳutnî, Tevhînü ṭuruḳı ḥadîs̱i'l-erbaʿîn, Ḥükmü'd-duʿâʾ fî edbâri'ṣ-ṣalevât, Keyfiyetü'l-eẕân yevme'l-cumʿa, İḫtiṣârü'l-Kâmil fi'ḍ-ḍuʿafâʾ ve'l-metrûkîn li-Ebî Muḥammed b. ʿAdî, el-Ḥâfil fî teẕyîl (tekmilet)i'l-Kâmil, Aḫbâru Muḥammed b. İsḥâḳ; rivayette bulunduğu hocalarına dair et-Teẕkire, el-Fehrese (İbnü'l-Ebbâr, I, 148-149; Makkarî, II, 598) adlı eserleriyle Kitâbü'l-Bir, Cevâmiʿu kütübi Arisṭoṭâlîs fi'ṭ-ṭabîʿiyyât ve'l-ilâhiyyât, Edviyetü Câlînûs, Kenzü'l-aḫbâr, Kitâbü'ṣ-Ṣaydele, Maḳāle (Risâle) fî terkîbi'l-edviye, Maḳāle fi't-tiryâḳ, Miʿyârü'l-fuḳahâʾ, el-Müstedreke onun kaynaklarda adı geçen diğer çalışmalarıdır. Botanik ilminin ilk temsilcisi sayılan Dioskorides'in (m. I. yüzyıl) bitkilere dair kitabının şerhi olan Şerḥu ḥaşâʾişi Diyüsḳūrîdis, İbn Cülcül'ün aynı adı taşıyan kitabı gibi Tefsîru esmâʾi'l-edviyeti'l-müfrede min Kitâbi Diyüsḳūrîdis diye de anılmaktadır. et-Tenbîh ʿalâ aġlâṭi'l-Ġāfiḳī'de müellif, Ahmed b. Muhammed el-Gāfikī'nin el-Edviyetü'l-müfrede (el-Câmiʿ fi'ṭ-ṭıb fi'l-edviyeti'l-müfrede) adlı kitabındaki yanlışları göstermiştir (DİA, XIII, 281). Talebesi İbnü'l-Baytâr'ın el-Câmiʿ li-müfredâti'l-edviye ve'l-aġziye'de büyük ölçüde faydalandığı er-Riḥletü'l-meşriḳıyye (er-Riḥletü'n-nebâtiyye) müellifin Endülüs, Kuzey Afrika, Mısır, Şam, Irak ve Hicaz gibi ülkelerde tesbit ettiği bitkilerin adlarının alfabetik olarak sıralandığı bir çalışma olup İbnü'l-Adîm bu eseri gördüğünü söylemektedir (Buġyetü'ṭ-ṭaleb, III, 7).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA