İbnü’ş-şarkī

Receb 240'ta (Aralık 854) Nîşâbur'da doğdu. Nîşâbur'un doğusunda ikamet ettiği için İbnü'ş-Şarkī lakabıyla anıldı (Sem'ânî, VII, 317). Müslim b. Haccâc, Zühlî, Abdurrahman b. Bişr b. Hakem ve Hamdân es-Sülemî önde gelen hocalarıdır. Ayrıca Rey'de Ebû Hâtim er-Râzî, birçok defa hac için gittiği Mekke'de Ebû Yahyâ Abdullah b. Ebû Meserre, Bağdat'ta Abdüssamed b. Ali et-Tastî, Kûfe'de Ebû Hâzim Ahmed b. Ebû Garze gibi muhaddislerden hadis öğrendi. Kendisinden İbn Ukde, Assâl, İbn Adî, Cevzakī, Ebû Ali en-Nîsâbûrî ve İbnü'l-Bâgandî gibi muhaddisler rivayette bulundu. Dindarlığı ile bilinen ve Horasan hâfızı diye anılan İbnü'ş-Şarkī Ramazan 325'te (Temmuz 937) vefat etti; Ebû Ya'lâ el-Halîlî onun 318'de (930) öldüğünü ileri sürmüştür.

İbnü'ş-Şarkī'yi büyük bir hadis münekkidi kabul eden İbn Huzeyme onun sahih ve mevzû rivayetleri iyi tanıdığını ve Resûlullah'a isnad edilen yalanlardan insanları korumada önemli bir görev ifa ettiğini söylemiş; İbn Adî de hadisleri ezberleme ve okuma konusunda benzersiz olduğunu belirtmiştir (Ebû Ya'lâ el-Halîlî, III, 837). Hatîb el-Bağdâdî, İbnü'ş-Şarkī hakkında "sika, sebt, mütkın, hâfız", Zehebî, "sika, hâfız, hüccet" terimlerini kullanırken Dârekutnî de "sika, me'mûn" diye takdir ettiği İbnü'ş-Şarkī'yi eleştiren ve onun râviler hakkındaki cerh ve ta'dîline itibar edilemeyeceğini ileri süren talebesi İbn Ukde'nin görüşlerine katılmadığını ifade etmiştir (Ebû Abdurrahman es-Sülemî, s. 53; Sübkî, III, 42).

İbnü'ş-Şarkī'nin eṣ-Ṣaḥîḥ ve Ḥadîs̱ü'l-müks̱irîn ve'l-muḳıllîn mine'ş-şüyûḫ (Sem'ânî, VII, 320) adlı eserlerinin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. eṣ-Ṣaḥîḥ'in Eḥâdîs̱ adı altında kayıtlı bazı kısımlarının Dârü'l-kütübi'z-Zâhiriyye'de bulunduğu belirtilmişse de (Sezgin, I, 174; DMBİ, IV, 84) adı geçen nüshanın Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed b. Yahyâ en-Nîsâbûrî'ye (ö. 330/941-42) ait olduğu kaydedilmektedir (Elbânî, s. 148). İbn Adî, İbnü'ş-Şarkī'nin Ḥadîs̱ü Eyyûb es-Saḫtiyânî adıyla bir eser daha kaleme aldığını söylemektedir. el-Bidâye'de (XI, 188), İbnü'ş-Şarkī'den sonra yer verilen Ebü'l-Hasan Abdullah b. Muhammed en-Nahvî ile İbnü'ş-Şarkī'nin biyografilerini birbirine karıştıran Kays Âl-i Kays'ın onun ulûmü'l-Kur'ân'a ve tarihe dair eserleri bulunduğunu söylemesi (el-Îrâniyyûn, II/2, s. 382) doğru değildir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA