İsferayani Ebu Hamid hayatı...

344'te (955) İsferâyin'de doğdu. Babası Ebû Tâhir Muhammed'e nisbetle İbn Ebû Tâhir olarak da anılır. İsferâyin'de çeşitli hocalardan ilim tahsil etti, on yedi yaşlarında iken fetva vermeye başladı. 364'te (974) Bağdat'a gitti. Ebü'l-Hasan İbnü'l-Merzübân ile Ebü'l-Kāsım ed-Dârekî'den Şâfiî fıkhı okudu. Ebü'l-Hasan ed-Dârekutnî, Ebû Bekir el-İsmâilî, İbrâhim b. Muhammed (İbn Abdek) ve Ebû Ahmed İbn Adî'den hadis dinledi. 370 (980) yılından itibaren Bağdat'ta Abdullah b. Mübârek Mescidi'nde ders vermeye başladı ve birçok talebe yetiştirdi. Hatîb el-Bağdâdî, Ebü'l-Hasan el-Mâverdî, Ebû Tayyib et-Taberî, Muhammed b. Ahmed er-Rûyânî, Ebû Hâtim el-Kazvînî gibi âlimler ondan ders aldılar. 398'de (1007) Bağdat'ta Şiîler'le Sünnîler arasında çıkan olaylarda kendisinin de hedef alınması üzerine buradan ayrılıp bir müddet Dârülkutn'da ikamet etti. Olaylar yatıştıktan sonra tekrar Bağdat'a dönerek ömrünün sonuna kadar eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etti. 11 Şevval 406'da (23 Mart 1016) vefat etti ve kendi evine defnedildi. 410 (1019) yılında kabri Bâbüharb semtindeki kabristana nakledilmiştir.

Zamanında Irak Şâfiî ulemâsının lideri olan ve ashâbü'l-vücûh müctehidlerden sayılan İsferâyînî, aynı zamanda halk ve yöneticiler nezdinde büyük itibar sahibiydi. Halife Kādir-Billâh'a şöyle yazdığı nakledilir: "Allah'ın beni yetkili kıldığı makamdan beni azle sen kadir değilsin; fakat ben Horasan'a birkaç kelimelik bir yazı yazarak seni halifelikten azletmeye muktedirim" (Sübkî, IV, 64). Bazı âlimler, "Allah bu ümmete her yüzyılın başında dinini yenileyecek birini gönderir" (Ebû Dâvûd, "Melâḥim", 1) meâlindeki hadisten hareketle onu IV. (X.) yüzyılın müceddidi kabul etmişlerdir (Nevevî, I/2, s. 210). Saymerî ve Kudûrî gibi Hanefî âlimlerinin de hakkında takdirkâr ifadeler kullandıkları İsferâyînî (a.g.e., I/2, s. 209) ikinci Şâfiî olarak da anılmış (İbn Kādî Şühbe, I, 173) ve görüşleri daha sonraki eserlerde yer almıştır. Sübkî onun bazı görüşlerini kaydeder (Ṭabaḳāt, IV, 68-74).

İsferâyînî'nin kaynaklarda adı geçen eserlerinden en önemlisi, Müzenî'nin el-Muḫtaṣar'ı için kaleme aldığı elli cilt civarındaki Taʿlîḳ adlı şerhtir. Eser, Iraklı ve Horasanlı Şâfiî fakihlerinin çalışmalarında başvurdukları temel kaynak olmuştur. Nevevî, Taʿlîḳ'in bazı nüshalarındaki bilgilerin farklılık arzettiğini, Şîrâzî'nin el-Müheẕẕeb'ine yazdığı el-Mecmûʿ adlı şerhte bunların birçoğuna dikkat çektiğini söylemektedir (Tehẕîb, I/2, s. 210). Kaynaklarda İsferâyînî'ye er-Revnaḳ ve el-Bustân adlı iki eser daha nisbet edilmektedir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA