Secâvendî, Muhammed B. Tayfûr kimdir?

Hayatına dair yeterli bilgi yoktur

Biyografisine İnbâhü'r-ruvât'ta yer veren en eski müellif olan İbnü'l-Kıftî'nin (ö. 646/1248) onun hakkında yazdıkları birkaç satırı geçmediği gibi Zehebî, İbnü'l-Cezerî gibi müellifler de İbnü'l-Kıftî'nin kaydettikleri üzerine bir şey ekleyememiştir. Zehebî, Secâvendî'nin hocalarının kimler olduğuna ve kendisinden kimlerin faydalandığına dair bir bilgisinin bulunmadığını ayrıca ifade etmektedir. İbnü'l-Kıftî'nin onun tefsirinden söz ederken hacminin küçük olmasına rağmen önemli ve faydalı yanlarına işaret etmesi, Zehebî'nin Kitâbü'l-Vaḳf ve'l-ibtidâʾ adlı eserini zikrederken bu çalışmanın müellifin derinliğini gösterdiğini belirtmesi onu ancak eserleriyle değerlendirebildiklerini göstermektedir. İbnü'l-Kıftî, Secâvendî'nin vefat tarihi için "VI. asrın ortaları" ifadesini kullanırken Safedî bu tarihi 560 (1165) olarak zikretmiş, daha sonraki müellifler aynı tarihi tekrarlamıştır.

Secâvendî özellikle kıraat ve Kur'an'da vakıf yerleri hakkındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Kendisinden önce Ebû Bekir İbnü'l-Enbârî, Ebû Ca'fer en-Nehhâs, Ebû Amr ed-Dânî gibi müellifler vakıf ve ibtidâ konusunu işleyen eserler kaleme almışsa da mushaf yazımında onun kullandığı terimler ve rumuzlar kabul görerek yaygınlık kazanmıştır. Günümüzde de pek çok İslâm ülkesinde basılan mushaflarda onun sistemi dikkate alınmakta ve onun kullandığı rumuzlar kullanılmaktadır. İbnü'l-Enbârî vakıf yerleri için tâm, hasen, kabih; Ebû Amr ed-Dânî tâm muhtâr, kâfin câiz, sâlih (hasen) mefhum, kabih metrûk gibi terimler kullanırken Secâvendî lâzım (م), mutlak (ط), câiz (ج), mücevvez li-vechin (ز), murahhas li-zarûretin (ص) terimlerini belirlemiş, vakfın câiz olmadığı yerlere de lâmelif (لا) koymuştur.

Eserleri. 1. ʿAynü'l-meʿânî fî tefsîri's-sebʿi'l-mes̱ânî. Daha sonra yazılan bazı tefsirlerin kaynakları arasında yer alan mukaddimesinde tefsir usulü, Mekkî-Medenî âyetler, nâsih-mensuh gibi konular üzerinde durulan, kıraat imamları ile râvilerine yer verilen eserde dil ve kıraat farklılıkları ele alınmış, sûre başlarında o sûredeki harf, kelime ve âyet sayısı belirtilmiş, âyetlerdeki vakıf noktaları gösterilmiş ve nüzûl sebeplerine işaret edilmiş, ahkâm âyetlerinde kısa fıkhî izahlar yapılmış ve mezhep imamlarının görüşleri kaydedilmiştir (yazma nüshaları için bk. el-Fihrisü'ş-şâmil, I, 204; Mollaibrahimoğlu, s. 105). Hamed el-Yahyâ, tefsirin Nisâ sûresinin sonuna kadar olan bölümünü doktora tezi olarak tahkik etmiştir. Eserin müellifin oğlu Ahmed es-Secâvendî tarafından İnsânü ʿAyni'l-meʿânî adıyla ihtisar edildiği belirtiliyorsa da Mollaibrahimoğlu'na göre (s. 114) bu çalışma ʿAynü'l-meʿânî'den de yararlanılarak yazılmış muhtasar bir tefsirdir. 2. ʿİlelü'l-vuḳūf (el-Vaḳfü ve'l-ibtidâʾü'l-kebîr). Müellifin aynı konuda yaptığı iki çalışmadan hacimli olanıdır. Eser Muhammed b. Abdullah b. Muhammed el-Îdî tarafından tahkik edilerek neşredilmiştir (I-III, Riyad 1415/1994). Muhsin Hâşim Dervîş de kitap üzerinde doktora çalışması yaparak onu tahkik etmiş ve Kitâbü'l-Vaḳf ve'l-ibtidâʾ adıyla yayımlamıştır (Amman 1422/2001). 3. Ġarâʾibü'l-Ḳurʾân. 4. Maʿrifetü aḥzâbi'l-Ḳurʾân ve en-ṣâfihî ve erbâʿihî ve eczâʾih (kaynaklarda zikredilmeyen son iki eserin nüshaları için bk. el-Fihrisü'ş-şâmil, I, 204). 5. el-Vaḳfü ve'l-ibtidâʾü'ṣ-ṣaġīr. 6. ʿİlelü'l-ḳırâʾât. Son iki eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığına dair bir bilgi yoktur.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA