Firuz Ağa Camii Nerededir?

Sultanahmet'te, eski hipodromun yerindeki Atmeydanı'nın şehrin ana caddesi olan Divanyolu'na kavuştuğu köşede bulunur. Kapısı üstündeki Arapça kitâbeye göre 896 (1490-91) yılında II. Bayezid'in başhazinedarı Fîruz Ağa tarafından yaptırılmıştır. Ayvansarâyî'nin Hadîkatü'l-cevâmi'de bildirdiğine göre caminin kurucusu Fîruz Ağa 918'de (1512-13) ölmüş ve cami hazîresindeki müstakil türbesine gömülmüştür. İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri'ne göre, bu belgenin düzenlendiği 953 (1546) yılında Fîruz Ağa b. Abdülhayy'ın camii yanında bir muallimhânesi, Havza'da medresesi, Semendire Kalesi ile Saray kasabasında çeşmeleri vardı. Bu eserler için çok sayıda evkaf yapılmıştır. Cami yanında kırk iki hücre, ayrıca yirmi hücre ile on dükkân, Elvanoğlu mahallesinde on hücre ve çeşme, Darphâne yakınında sekiz dükkân, cami yanında dokuz dükkân, Atmeydanı yakınında sekiz dükkân ve ahır, Saraçhane yakınında beş dükkân, cami yakınında başhâne ve önünde bahçe, Binbirdirek diye meşhur olan "serdâb-ı kebîr" bunlardandır. Ayrıca Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde çok sayıda evkaf ile bilhassa köyler de hayır eserlerine vakfedilmiştir. Vakfedilen mülklerin özellikle cami çevresinde oluşu etrafının evvelce dükkânlarla kaplı olduğunu gösterir. Nitekim cadde üzerindeki ahşap dükkânlar Fîruzağa Çarşısı olarak tanınmıştı. 1282'de (1865) Hocapaşa yangınında yanan bu dükkânlar Divanyolu caddesi genişletildiği için tekrar ihya edilmiştir. Ayrıca Bizans döneminden kalan Binbirdirek sarnıcının caminin evkafı arasında bulunuşu da dikkat çekicidir.923 (1517) yılında Sûfî Hayreddin adlı bir kişi tarafından camiye kürsü koydurulmuş, daha pek çok hayır sahibi de Fîruz Ağa'nın vakfına bağışlarda bulunmuştur. Nitekim Mustafa Ağa adında bir kişi 1070'te (1659-60) camiye 9000 akçe bağışlamıştır (Yüksel, s. 252, dipnot 3). Kanûnî Sultan Süleyman'ın ilk yıllarında İstanbul'a gelen Flaman ressamı Pieter Koeck (Peter Coeck van Aalst), Atmeydanı'nı tasvir eden gravüründe Fîruz Ağa Camii'ne de yer vermiştir. Tam olarak gerçeğe uymamakla beraber bu resim yine de değerli bir belge sayılır. Yine XVI. yüzyılda, içinde İstanbul'un güzel bir minyatürü bulunan Matrakçı Nasuh'un Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn adlı eserinde Fîruz Ağa Camii gösterilmiştir. İstanbul'da 6 Cemâziyelâhir 1058'de (28 Haziran 1648) vuku bulan çok şiddetli zelzelede Fîruz Ağa Camii'nin zarar gördüğü, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi'ndeki tarihsiz iki belgeden (nr. D. 9567, E. 8219) öğrenilmektedir; bu keşif raporunda camideki tahribat şu şekilde özetlenmiştir: "Câmi-i şerîf-i Fîrûz Ağa der Meydân-ı esb der İslâmbol - Câmi-i mezkûrun minaresinin peteği harab olmağla hedm olunup müceddeden yapılmağa muhtaç ve câmi-i mezkûrun derûnunda ve taşrasında bazı mahalleri tamire muhtaç."

Alemdar Vak'ası sırasında 1223 (1808) yılında çıkan kargaşada caminin kurucusunun türbesiyle sıbyan mektebi harap olmuştur. Eski fotoğraflarda görüldüğü gibi caminin etrafı yoğun biçimde evlerle sarılmıştı. Bunların sonuncuları 1938'e doğru istimlâk edilince mâbedin etrafı bütünüyle açılmıştır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA