İbnü’l-kattâ‘ el-yahsubî

Yahsub (Yahsıb) adlı köklü ve nüfuzlu bir Arap kabilesine mensuptur. Endülüs Emevî hilâfetinin sonlarına doğru devletin idaresini elinde tutan Hâcib İbn Ebû Âmir el-Mansûr'un zamanında memuriyet hayatına başladı ve kısa sürede onun gözüne girerek sırasıyla kâtip, sâhibü'ş-şurta ve 386'da (996) Zîrî b. Atıyye'nin üzerine Fas'a gönderilen ordunun kumandanı oldu. İki yıl sona Abdülmelik b. Mansûr'un Kurtuba'ya (Cordoba) çağrılması üzerine onun yerine Fas valiliğine getirildi. 392'de (1002) Halife II. Hişâm tarafından babasının yerine hâcibliğe getirilen Abdülmelik b. Mansûr'un ilk yıllarında da önceki seçkin konumunu korudu. Onun idarî işlerdeki becerisini, kararlılığını ve Âmirî ailesine bağlılığını dikkate alan Abdülmelik b. Mansûr kendisini halifeye vezir tayin ettirdi ve ayrıca kızını da oğluna verdi; böylece İbnü'l-Kattâ', Hâcib Abdülmelik'ten sonra devletin en güçlü kişisi haline geldi (396/1005-1006).

İbnü'l-Kattâ'ın yükselişi sakālibe* reisi Tarafe'nin kıskançlığına yol açtı. Tarafe, sonunda Abdülmelik b. Mansûr'un İbnü'l-Kattâ'a olan güvenini sarsarak onu bulunduğu mevkiden uzaklaştırmayı ve yerini almayı başardı; dolayısıyla sakālibenin saray ve idaredeki ağırlığı iyice arttı. Ancak bu durum uzun sürmedi ve Tarafe, Abdülmelik b. Mansûr'un geçirdiği ağır bir hastalığı fırsat bilerek idarenin saygınlığını zedeleyici bazı tasarruflarda bulunması üzerine İbnü'l-Kattâ'ın yaptığı uyarıların etkisiyle idam edildi. İbnü'l-Kattâ' bu olayın arkasından eski nüfuz ve itibarını yeniden kazandı. Fakat Tarafe'nin idamı onun rahatlaması için yeterli olmadı. Çünkü Hâcib el-Mansûr'un döneminden beri daima üst makamlarda bulunması sebebiyle devlet ricâli arasında ortaya çıkan kendini çekemeyenlerin sayısı az değildi; kibirliliği, ihtiyaç sahiplerine karşı umursamaz tavrı, insanlarla ilişkilerindeki kaba ve katı tutumu da ondan hoşlanmayanların sayısını her gün arttırmaktaydı. Diğer taraftan Abdülmelik b. Mansûr'un annesi Zelfâ da oğlunun bir câriyeyle evlenmesine yardımcı olduğu için ona kızgındı. Bütün bunlardan dolayı İbnü'l-Kattâ'ın Abdülmelik b. Mansûr nezdindeki itibarı yeniden sarsıldı. Bu gelişmelerin hayatına mal olacağını anlayan İbnü'l-Kattâ', Emevîler'in gücünü zayıflattığı ve Berberîler'i kendilerine tercih ettiği için Âmirî yönetimine karşı çıkan bazı Arap ileri gelenleriyle anlaşarak II. Hişâm'ın yerine III. Abdurrahman'ın torunlarından Hişâm b. Abdülcebbâr'ı getirecek ve Âmirîler'i iktidardan düşürecek bir darbe hazırlığının içine girdi. Fakat bu planı haber alan Abdülmelik b. Mansûr, İbnü'l-Kattâ'ı bir eğlence meclisinde bulunduğu sırada öldürttü (20 Rebîülevvel 397 / 14 Aralık 1006); sonra da bütün mallarına el koydurup çocuklarını hapse attırdı.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA