Mora yarımadasının güneydoğusunda buulunan Çuka adası

Eski Yunanca'sı Kythera, Latince'si Cytera, İtalyanca'sı Cerigo'dur. Osmanlı kaynaklarında Çuha şeklinde de geçmektedir.

Pîrî Reis Çuka'yı Benefşeburnu'ndan (Monemvasia) 15 mil güneybatıya doğru çevresi 60 mil bir ada olarak tarif eder (Kitâb-ı Bahriyye, s. 291). Avrupalı coğrafyacılar burayı genelde Girit adasının bulunduğu adalar grubu ile Yedi Adalar diye tanınan takım içinde sayarlar. Çünkü ada gemiler için bir geçit ve barınma yeri olarak kullanılırdı. Bu kayıtlardan faydalanan Pîrî Reis de eserinde liman ile kalesini tarif ederken Çuka'nın etrafındaki adalarla birlikte güvenli bir sığınma yeri olduğunu söyler. Çuka adası Seyyid Nuh adlı bir denizcinin kitabında da bir haritada gösterilmiştir.

Çuka adasına 1204 yılında Venedik Cumhuriyeti sahip oldu, idaresi ise Venier adlı bir aileye bırakıldı. Adadan ilk Osmanlı-Venedik antlaşmalarında söz edilmiş ve burada Nakşa adası ve ona tâbi yerlerde dostluğun devam etmesine dair bir ibare yer almıştır. Bu kayıttan, mahallî Venedik aileleriyle Osmanlı yöneticileri arasında önemli bir problem bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca zimmetine para geçiren bir âmilin (vergi memuru, Venedik kaynaklarında amaldaro) adalara kaçması halinde iadesinin Venedik'ten isteneceğinin belirtilmesi, ada yöneticilerinin kaçaklara karşı daha dikkatli olmasını sağlamıştır. Çuka adasının çok iyi korunmasına rağmen 1537'de başlayan savaşta Türkler'in buradan 7000 esir götürdükleri rivayet edilmektedir. Bu olaydan başka Türkler'in adaya yönelik herhangi bir akını kaynaklarda yer almamaktadır. Ancak 1715 yılında ada Osmanlı yönetimi altına girmiş, fakat bir süre sonra imzalanan Pasarofça Antlaşması'nın (21 Temmuz 1718) 3. maddesinde yer alan hüküm gereğince iade edilmiştir. Bu tarihten seksen yıl kadar sonra Venedik Cumhuriyeti'nin yıkılması üzerine sahipsiz kalan ada, Yedi Adalar statüsü içine sokulduktan bir süre sonra Yunanistan'a devredilmiştir. Mora yarımadasına uğrayan Batılı seyyahlar Çuka'yı ve yakınındaki Cerigotto adasını da mutlaka ziyaret ederlerdi.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA