Sübkî, tâceddin

727 (1327) yılında Kahire'de dünyaya geldi. İbnü's-Sübkî diye de tanınır. Bazı kaynaklarda doğum tarihi 728 veya 729 olarak kaydedilirse de kendisinin öğrenimiyle ilgili olarak verdiği bilgiler ilk tarihi doğrulamaktadır. İlk eğitimini babası Takıyyüddin es-Sübkî'den aldı, küçük yaşta Kur'an'ı ezberledi. Şam kādılkudâtlığı görevine tayin edilen babasıyla birlikte 739'da (1338) Dımaşk'a gitti, orada birçok âlimden ders aldı. Tanınmış hocaları arasında Zehebî, Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî, Şemseddin İbnü'n-Nakīb, Şehâbeddin İbnü'l-Keyyâl, Zeynüddin İbn Teymiyye, Ebû Hayyân el-Endelüsî, İbn Nübâte el-Mısrî, Bedreddin İbn Cemâa ve İbn Seyyidünnâs anılır. Yeteneği ve çalışması sayesinde daha on sekiz yaşında iken fetva icâzeti aldı. Fıkıh, hadis, tabakat, usûl-i fıkıh ve Arap dili alanlarında temayüz etti. İbn Sa'd el-Makdisî, Sübkî'nin kendilerinden semâ veya icâzet yoluyla hadis rivayet ettiği, on dokuzu hanım 172 hocasına ait bir mu'cem derlemiş olup rivayet ettiği hadis külliyatı onun bu konudaki geniş birikimini yansıtmaktadır (İbn Sa'd, Muʿcem, neşredenin girişi, s. 89-138). Azîziyye, el-Âdiliyyetü'l-kübrâ, Gazzâliyye, Azrâviyye, eş-Şâmiyyetü'l-Berâniyye, eş-Şâmiyyetü'l-Cevvâniyye, Nâsıriyye, Emîniyye ve Eşrefiyye Dârülhadisi gibi Dımaşk medreselerinin birçoğunda ders veren Sübkî, Kahire'de İmam Şâfiî Camii, Şeyhûniyye Medresesi ve İbn Tolun Camii gibi kurumlarda hocalık yaptı. Öğrencileri arasında Fîrûzâbâdî, Şehâbeddin İbn Hiccî, İbn Sened (Muhammed b. Mûsâ) el-Lahmî, Nâsırüddin İbn Aşâir el-Halebî ve İmrân b. İdrîs el-Kinânî gibi âlimler anılmaktadır.

Sübkî, 754'te (1353) Şam nâibi Emîr Alâeddin Ali b. Ali el-Mardînî'nin özel kâtipliğine tayin edildi. Babasının kadı nâibi olan ağabeyi Cemâleddin Hüseyin'in vefatı üzerine babasına bir süre niyâbet etti (755/1354) ve babasının isteği üzerine 756 yılı Rebîülevvel ayı sonlarında (Nisan 1355) bu göreve asaleten getirildi. 759 (1358) ve 763 (1362) yıllarında kısa aralıklarla iki defa azledildiği bu görevi vefatına kadar sürdürdü. 759'da el-Bîmâristânü'n-Nûrî'ye nâzır oldu. Sübkî Dımaşk'ta vebadan öldü (7 Zilhicce 771 / 2 Temmuz 1370) ve Kāsiyûn'daki Sübkîler Türbesi'ne defnedildi. Kısa süren ömrüne rağmen birçok eser kaleme alan Tâceddin es-Sübkî eserleriyle ilim çevrelerinde geniş ilgi uyandırmış, bilhassa tarihçiliği ve usulcülüğüyle aile fertleri arasında temayüz etmiştir. Babasının başlayıp tamamlayamadığı bir kısım eserleri de o tamamlamış, bu sebeple baba ile oğulun bazı eserleri kimi zaman birbirine karıştırılmıştır.

Eserleri. 1. Cemʿu'l-cevâmiʿ* fî uṣûli'l-fıḳh. Daha önce fıkıh usulüne dair yazılan çok sayıda eserin başarılı bir şekilde özetlendiği kitapta plan ve muhteva bakımından Beyzâvî'nin Minhâcü'l-vüṣûl'ünün etkisi görülür. Usulde Hanefî ve Şâfiî metotlarını birleştiren Cemʿu'l-cevâmiʿ yüzyıllar boyunca medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş, pek çok şerh, hâşiye ve nazım çalışmasına konu olmuştur. Eserin çeşitli şerh ve hâşiyeleriyle birlikte birçok baskısı yapılmıştır (Kahire 1304, 1306, 1310). 2. Menʿu'l-mevâniʿ ʿan Cemʿi'l-cevâmiʿ. Müellifin Cemʿu'l-cevâmiʿe yönelik soruları cevaplandırmak suretiyle eserin anlaşılması zor yerlerini açıkladığı bir çalışma olup daha sonraki şârihler tarafından metnin lafızlarının tahlilinde sıkça kullanılmıştır (Kahire 1322; nşr. Saîd b. Ali Muhammed el-Humeyrî, Beyrut 1420/1999). Eserin birinci kısmı, Şemseddin Muhammed b. Muhammed el-Esedî el-Gazzî'nin el-Burûḳu'l-levâmiʿ fîmâ evrade ʿalâ Cemʿi'l-cevâmiʿ adıyla kaleme alıp müellife gönderdiği otuz üç soruya, ikinci kısmı Cemâleddin el-Horasânî'nin sorularına, üçüncü kısım da derste talebelerin sorduğu sorulara verdiği cevaplardan oluşmaktadır. 3. Refʿu'l-ḥâcib ʿan Muḫtaṣarı İbni'l-Ḥâcib. İbnü'l-Hâcib'in Müntehe's-sûl ve'l-emel fî ʿilmeyi'l-uṣûl ve'l-cedel adlı eserine yazdığı şerhtir (nşr. Ali Muhammed Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd, I-IV, Beyrut 1419/1999). 4. el-İbhâc fî şerḥi'l-Minhâc. Kādî Beyzâvî'nin Minhâcü'l-vüṣûl ilâ ʿilmi'l-uṣûl adlı eseri üzerine babasının başlayıp "Vâcib" bölümüne kadar getirebildiği şerhi Tâceddin es-Sübkî tamamlamıştır (nşr. Şa'bân Muhammed İsmâil, I-III, Kahire 1401/1981; Beyrut 1404; nşr. Ahmed Cemâl ez-Zemzemî – Nûreddin Abdülcebbâr Sagīrî, I-VII, Dübey 1424/2004). 5. el-Eşbâh ve'n-neẓâʾir (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd – Ali Muhammed Muavvaz, I-II, Beyrut 1411/1991). Müellif genel olarak İslâm hukukundaki küllî kaideleri, benzer fıkhî meseleler arasındaki ortak hükümleri ele aldığı bu eseri, babasının tavsiyesi üzerine alanındaki ilk çalışma kabul edilen İbnü'l-Vekîl'in aynı isimdeki eserini örnek alarak yazmıştır. 6. Ṭabaḳātü'ş-Şâfiʿiyyeti'l-kübrâ* (I-VI, Kahire 1324, 1348; nşr. Mahmûd Muhammed et-Tanâhî – Abdülfettâh Muhammed el-Hulv, I-X, Kahire 1383-1396/1964-1976, 1413/1992). Müellif önce küçük ve orta hacimde iki tabakat yazmış ve muhtevayı sürekli geliştirerek alanındaki en muhtevalı çalışma olan eserine son şeklini vermiştir. 7. Muʿîdü'n-niʿam ve mübîdü'n-niḳam (nşr. D. W. Myhrman, London 1908; nşr. Muhammed Ali en-Neccâr – Muhammed Ebü'l-Uyûn – Ebû Zeyd Şelebî, Kahire 1367/1948, 1413/1993; nşr. Ahmed Ubeydlî, Beyrut 1983; Beyrut 1407/1986). Maddî ve mânevî kazanım ve kayıpların sebeplerini araştıran Sübkî bu bağlamda siyasî ve idarî görevlerin yanı sıra toplumsal meslekleri saymakta, bu mevki ve meslek sahiplerinin riayet etmesi gereken hususları siyasetnâme ve hikemiyat tarzında ele almaktadır. Eser Oskar Rescher tarafından özet halinde Almanca'ya tercüme edilmiştir (İstanbul 1925). 8. es-Seyfü'l-meşhûr fî şerḥi ʿaḳīdeti Ebî Manṣûr. Risâle Arapça aslı ve Türkçe çevirisiyle birlikte neşredilmiştir (M. Saim Yeprem, Mâtürîdî'nin Akîde Risâlesi ve Şerhi, İstanbul 1989, 2000). 9. Ḳāʿide fi'l-cerḥ ve't-taʿdîl ve ḳāʿide fi'l-müʾerriḫîn (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, Beyrut 1388/1968, 1400/1980, 1402/1982; Kahire 1398/1978, 1404/1984).

Sübkî'nin diğer bazı eserleri de şunlardır: et-Tevşîḥ ʿale't-Tenbîh ve'l-Minhâc ve't-Taṣḥîḥ (Nevevî'nin Taṣḥîḥu't-Tenbîh adlı eseri üzerine yazılmış olup Tevşîḥu't-Taṣḥîḥ adıyla da anılır), Terşîḥu't-Tevşîḥ fî tercîḥi't-taṣḥîḥ (babasının Tevşîḥu't-taṣḥîḥ fî şerḥi'l-Minhâc adlı eserinin tekmilesidir), Tercîḥu Taṣḥîḥi'l-ḫilâf (Nevevî'nin fıkıh eserlerindeki hataları düzelten recez tarzında yazılmış 1600 beyitlik bir eserdir), Kavâʿidü'd-dîn ve ʿumdetü'l-muvaḥḥidîn, el-Ḳaṣîdetü'n-nûniyye fi'l-ʿaḳīde, Ḳaṣîde maʿa elġāz fî ʿilmi'n-naḥv, Ṣalâtü'ṣ-ṣûfiyye, et-Taʿlîḳa fî uṣûli'l-fıḳh, Ṭabaḳātü'ş-Şâfiʿiyyeti'ṣ-ṣuġrâ, Ṭabaḳātü'ş-Şâfiʿiyyeti'l-vüsṭâ, Evḍaḥu'l-mesâlik fi'l-menâsik (eserlerinin bir listesi ve yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL, II, 108-110; Suppl., II, 105-107; İbn Sa'd el-Makdisî, neşredenin girişi, s. 50-54).

Sübkî çeşitli yönleriyle modern dönem çalışmalarına konu olmuştur: Muhammed Abdülmün'im Ali Mütevellî, İctihâdâtü İbni's-Sübkî ve mülâḥaẓâtühû ʿalâ mâ sebaḳa bihî min mebâḥis̱i'l-mecâzi'l-mürsel (baskı yeri yok, 1997); Abdurrahman en-Nahlâvî, el-Iṣlâḥu't-terbevî ve'l-ictimâʿî ve's-siyâsî min ḫilâli'l-mebâdiʾ ve'l-itticâhâti't-terbeviyye ʿinde't-Tâc es-Sübkî: Dirâse terbeviyye taḥlîliyye mevżûʿiyye (Beyrut-Dımaşk 1988); Hasan Sâlih, "en-Naẓar fi't-terbiye ʿinde's-Sübkî" (el-Fikrü'l-ʿArabî, III/21 [Trablus 1981], s. 114-121).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA