Meclis "okul" değil. "Zil çalınca herkes içeri girecek" diye bir kural yok.
Siyaset de "emir komuta ile yapılan bir iş" değil.
"İktidar istiyor, herkes oy kullanacak" diye kural da yok.

***

"İsteyen" genel kurula girer. "İstemeyen" girmez. Her partinin "kendine göre bir politikası" vardır.

***

CHP de kendisine "yeni siyaset alanları" yaratmak istiyor.
Dün de Meclis'e girmedi. "Kendi bilecekleri" bir şey.

***

Eskişehir'deki SAKARYA gazetesi 1925'ten beri çıkar.
1946'dan bu yana da gazeteyi "Ünügür ailesi" yayınlar.
Gazete sahibi "Üstün Ünügür bizi "gazetenin bir etkinliğine" davet etmişti. Giderken, TBMM kütüphanesinden gazetenin "1946'da Ünügür ailesindeyken yayınlanan ilk sayılarının kopyasını" çıkardık.
Çerçeveletip, törende Üstün beye armağan ettik.
O tarihte Meclis'te bir "boykot olayı" olmuş.
Bazı milletvekilleri genel kurul salonuna "girmeme kararı" almışlar.
Eskişehirliler de Ankara'daki "vekillerine" bir telgraf çekmişler:
- Biz sizi oraya Meclis'e girmeyin diye yollamadık... Girin... Ne söyleyecekseniz içerde söyleyin.
Telgraf "sonuç vermiş." "Herkes" Meclis'e girmiş.

***

Biz bu yazıyı "22 Temmuz seçiminden hemen sonra" yazmayı düşünmüştük. Zira yüzde 47'lik sürpriz "Eskişehirlilerin telgrafını" aklımıza getirmişti.