Bu yaz günlerinde "Donma Hissi" yaşamak istiyorsanız, sinemaya gidin.. İstinye Park sinemaları her zaman serindir. Bu yüzden tedbirli giderim.
Sırtıma bir kazak.. Bu defa sırtımda kalmadı.. Reklamlar biterken giydim..
Nasıl ayarlamışlarsa klimayı, yetmedi.
Ara verilince Caner'e fısıldadım, arabada bir yedek mont taşırım hep. Onu getirttim.
İkinci yarıyı ancak öyle rahat izleyebildim.
Püfür püfür değil, sıcacık!.
Film ilginç..
Bir Amerikalı eleştirmeni okudum..
"Seyirciyi bölen filmler vardır.. Sezon sonu anketlerinde 'Yılın Filmi' de seçilirler, 'Yılın En Kötü Filmi' de.. Terminal işte bunlardan biri" diyordu.
Haklı.. Biz de "Felaket" diyenler de çıktı. İyi not verenler de..
Ben ikinci taraftayım..
Başından sonuna tek boş sahnesi olmayan bir film bir defa.. Hep tetikte, hep merakta izliyorsanız, yeterli değil mi, bir gerilim filmi için..
Filmin ana noktası "İntikam.." Son zamanlarda "İntikam" filmlerini de sık izler olduk zaten.
Ben hem güzel, hem de iyi oyuncu Margot Robbie için gittim. Gittiğime de değdi. O başta, herkes çok iyi oynuyor..
Film, içinde pek kimsenin olmadığı bir izbe, unutulmuş, adeta terk edilmiş bir Terminal'de geçiyor. Orada iki kişi yaşıyor görünüşte.. Şişman, topal ve yaşlı temizlikçi ve kimsenin uğramadığı büfe/ barda çalışan genç kadın.
Sonra bir iki kişi daha ekleniyor görüntüye..
Şimdi bu ortamda seyirci ilgisini ve merakını dimdik ayakta tutmak ne demek, düşünün..
Bence bu yaz sıcaklarında gidin ve üşüyün!.