Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

"Her yer" titriyor

Kadıköy'ün havası maç öncesinde şampiyonluk sıcaklığına kavuşmuştu. Attığınız her adımda, gördüğünüz her yüzde aslında başka bir dünyada olduğunuzu hissediyordunuz. Bu taraftar yıllardır hasretini çektiği mücadele eden takımı bulmuş, gerisini "teferruat" yapmıştı kafasında. Rakibi kadar koşan, kazanmayı isteyen, bunun içinde emek üreten oyuncuları vardı artık. Bir de kendi içlerinden çıkardıkları, ne istediklerini çok iyi bilen teknik direktörleri elbette...
İkinci dakikada gelen golle birlikte, "endişeler de" silinip atıldı kafalardan. Maçın şarkısı başladı. Bir sağdan, bir soldan, "şampiyonluk geliyor" diye sesleniyorlardı. İlk 15 dakikanın senfonisi içinde, "kazanmışlık" esintisi herkesi sarmaladı, Belediye'yi tıkadı. Sonrasında sert bir fren sesi geldi elbette. Birden bire top Lugano ile Yobo'nun ayaklarında hapse girdi. Rakip baskısı özürleri de ortaya çıkardı. Topu rakip sahaya taşımak için orta saha yaklaşmayıp, oyunun boyu uzayınca, iki takım adına da gittikçe artan "top kaybı" süreci başladı.
45'te Alex ile gelen ikinci golle birlikte, sahada sinip kalmış Fenerbahçe orta sahası da rahat bir nefes aldı. Alex ne kadar az koşup, bir o kadar da çok iş yapan oyuncu olmuştu yine. O ana kadar sahadaki hiçbir şeydi. O golle birlikte "çok şey" oluverdi yeniden.

BARÇA'NIN GÖZLEMCİSİ YARADI!
Böyle bir baskıyı ancak öne atılan koşularla atlatacaklarını bilmemeleri imkansız Fenerbahçeli oyuncuların... Ama akıllarına risk almamak, hata yapmamak girmiş bir kere. Stoch'un veya Gökhan Gönül'ün zorlamaları olmasa kimse yerinde de kıpırdamayacak. Paslaşarak çıkmaları gerektiği zaman, "pası atıp durarak" bakıyorlardı gelişmelere... Buna rağmen, farklı yeteneklerin getirdiği pozisyonlarla farkı attıracak fırsatlarda yakaladılar.
Barcelona'nın gönderdiği "gözlemci" mi böyle yapmıştı acaba oyuncuları? Ayağına topu alanın kendi şovunu yapmadan, pası düşünmemesi, bunun peşinden de hataların artması da dikkat çekici.
Aykut Hoca ikinci yarıda Alex'in santrafora çekerek, Semih'e sağ taşıdı. Topuz ise orta sahaya üçledi. Önde olduğu maçta direnci arttırarak, kontrolü ele almak istedi. "Önemli olan üç puan" diye düşünüyordu oyuncuları. Emre'yi veya Alex'i bile yerinden kıpırdatamadığını görünce, virüsün "seyir defterini" değiştirmeyi tercih etti. Çatır çatır oynayan rakiplere karşı, üreterek, direnerek, isteyerek ve hak ederek yürüyor Fenerbahçe... Attığınız adım sert olunca, "her yer" titriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA