Kazanıp kaybetmenin her iki takım için de tek önemi ezeli rekabette hanelerine artı veya eksi 1 yazdırmalarıydı. Çünkü ne ligdeki konumları değişecek ne de bir şey kaybedeceklerdi. Bunu başaran da Beşiktaş oldu. Gerçi maça istekli ve arzulu başlayan taraf Galatasaray'dı. Ama bir gerçek var ki, Galatasaray'ın gücü kazanmaya yetmiyor artık. Mağlup olmaya o kadar alışmışlar ki, oyun 2-0'a geldiğinde, sarıkırmızılı futbolcuların direnecek, seyircilerin de destekleyecek gücü kalmadı.Bu sezon için yenilgi Galatasaray'ın en çok alıştığı sonuç oldu. Gerçi Beşiktaş'ın da aman aman bir oyunu yoktu. Toraman ve Sivok'la beraber defans dörtlüsü belki de bu sezon ilk defa bu kadar az pozisyon verdi rakibe. Bu da tabii savunmanın başarısı mı yoksa Galatasaray forvetinin üretkenlikten, yaratıcılıktan uzak oyunu muydu tartışılır. Orta sahada ise Fernandes'i hakikaten beğeniyorum. Fakat kiralık oynamasından dolayı mıdır nedir bilemiyorum, sanki yüzde yüzünü maça vermiyor gibi. Marko da eski Marko olmayınca orta sahada çok da istediği şeyleri yapamıyordu Beşiktaş. Guti ise sanki kafasında sezonu bitirmiş gibi oynadı. Bu yetersiz fiziki görüntüsü seneye dair neyi değiştirir bilemiyorum.

QUARESMA DA OLMASA
Quaresma'ya baktığımızda ise 'Evet, kendine oynuyor, bireysel davranıyor, takım oyunundan uzak' diyebiliriz. Fakat inanın ondan başka da yaratıcı oyuncu yok Beşiktaş'ta. .
Dün akşam Galatasaray'ın en iyisi belki de en yaşlısı olan Ayhan'dı. Galatasaray'ın oturup düşünmesi gereken konu da bu zaten. Bu kadronun gelecek sezona şampiyonluk yarışında iddialı bir hale getirilmesi için gerçekten çok fazla işler yapmak gerekiyor. Ve belki dün hiçbir şey yapmayan bir Arda vardı sahada. Buna rağmen onu da kaybederse takımı taşıyacak hiç yıldız oyuncusu kalmayacak Galatasaray'ın diye düşünüyorum. Arda hiç olmazsa hayal ettirebiliyor.