Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Avrupa yolunda el kol Allah'a emanet

Avrupa Birliği, Avrupa Birliği... Pek çoğumuzu "Ah bizi beğenseler de lütfedip aralarına alsalar" diye kıvrandıran uygar, zarif, insancıl ulusların birliği... Ne insancıllığı yahu? Ne birliği? Birbirlerini yiyorlar! Lafın gelişi değil. DNA'larında yamyamlık var. Yüz binlerce yıl önce İspanya'nın kuzeyindeki dağlık bölgelerde yaşamış insanlar 'ilk Avrupalılar' sayılır. Oralarda yapılan kazılarda korkunç bir gerçeğin kanıtları bulundu: Söz konusu kavimlerin üyeleri başka insanlarla -özellikle çocuklarla- besleniyorlarmış. Araştırmaları yürütenlerin başındaki Avrupalı arkeolog açıkladı bunu. "Tarih öncesinde yaşanmış vahşet daha sonraki Avrupa'nın insancıllığına gölge düşürmez," diyenler çıkabilir. Aman efendim, milattan sonrasına bakalım! Gelmiş geçmiş en yaygın, en sistemli, en gaddarca işkence uygulaması olan engizisyon daha birkaç yüzyıl önce Afrika'da mı yaşandı? Arkadan üstün silah geliştirerek gezegenin dört yanına yayılan teknoloji ustası sömürgeciler - kendilerinden çok daha eski uygarlıkların mirasçısı Çinliler ve Hintliler dahil- sayısız kavmi zincirlediler, direnenleri namlu ağzına bağlayıp top ateşlediler. Avrupa'nın göbeğinde milyonla insanın gazlanıp fırına verilmesinin üstünden 70 yıl geçmedi daha. (Öyle şeyler yapılırken ben ilkokul öğrencisiydim ve vahşet kınanıyordu evimizde.) Daha, çok daha yakın geçmişe bakalım. Balkanlar'da Avrupalılar tarafından güvenlikli bölge diye adlandırılmış bir kasabada, Hollanda birliklerine emanet edilmiş -çoğu çocuk yaşta- 7.000 müslüman erkek Avrupalı Sırplar tarafından takır takır kurşunlandı... Gelelim bugüne. Ve yamyamlığa. Geçenlerde bir Alman filminin galası yapıldı Berlin'de. Baş rolünde ünlü Alman oyuncu Thomas Kretschmann. Konusu Almanya'da birkaç yıl önce yaşanmış gerçek bir olay: Alman vatandaşı Armin Meiwes'in internetten tanıştığı bir Berlinli mühendisi Rohtenburg'daki evine davet edip kendi rızasıyla öldürmesi. Ve yemesi. Evet. Afiyetle, güzelce yemesi. Lütfen "Sapıklık her yerde olabilir," diye normal karşılamayın durumu. Olay sırf birinin adam yemesi değil. Bir başkası oturmuş, bunun üstüne senaryo yazmış. Prodüktör okumuş, beğenmiş, para koymuş. Yönetmen, oyuncular, teknisyenler, pazarlamacılar, reklamcılar kolları sıvayıp işe girişmişler. Uzun uzun uğraşılıp film çekilmiş, kurgulanmış, müziklendirilmiş, kopyalanmış, dağıtılmış, tanıtılmış. Galası da yapılmış. İnsanlar koltuklara kurulup izlemişler keyifle. Bütün bunları normal bulanımız varsa, buyursun Almanya'ya. Rohtenburg Yamyamı diye ünlenen kahramanın filmini kaçırmasın. Avrupa Birliği tutkunlarından birkaçını da yanına alsın... Oraya girmeyelim demiyorum. Naz duvarlarını aşabilirsek girelim, bezirganlık labirentlerinde yolumuzu bulabilirsek kozlardan yararlanalım. Ama kimseye gözü kapalı hayranlık duymayalım. Ve de - şayet girebilirsek- elimize kolumuza mukayyet olalım. Hani, elini verince kolunu kaptırmak diye bir sözümüz vardır da... İnsana her zaman gereklidir el kol.

MÜBAREK OLSUN!
Avrupa'nın dünyanın kanını emerken büyük kültür birikimi üretmiş olduğunu görmezden gelen yok. Ama o birikimin bugün nasıl değerlendirildiği de önemli. En ünlü Alman bestecilerinden Richard Wagner'in torunu Winifred Wagner'in Adolf Hitler'le 'aşk yaşamış' olduğu söyleniyor, ama kanıtlanamıyordu. O kadının torunu Katharina Wagner servet harcayarak araştırma ekibi kurdu, uzun uğraşlardan sonra ulaşılan sonucu sevinçle açıkladı: "Evet, iddia doğru!" Şaşmaz mısınız? Anneannemin Hitler'in koynuna girdiği yolunda söylenti duysam ben de borç harç ekip kurardım. Doğru çıkarsa rezilliği gizletmek için.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA