Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Tek kasette nasıl demokrat olunur!

CHP kongresi beni çocukluk günlerime götürdü. Sağ olsunlar! Televizyonun ülkemize henüz teşrif ettiği yıllardı... Gün geldi, bizim fakirhaneye de girdi. Hem de baş köşeye. Şimdiki yeni yetmelerin sandığı gibi öyle rengârenk değil. Harbiden siyah-beyaz. Yaşı kemale ermiş olanlar biraz dumur olmuştu. Nasıl olmasınlar. Evin ortasında bir kutu! İçinde insanlar 'cirit' atıyor. Hiç unutmam. Rahmetli dedem, meseleyi çözebilmek için sağını solunu az kurcalamadı. Ama bugün gelinen noktada, acaba o ihtiyarlar, 'görünenin göründüğü gibi olmadığını' sezmişler miydi diye düşünüyorum. Bugün yüzlerce kanal var. Yüzlerce radyo, gazete. Söz, imge, görüntü patlaması yaşıyoruz. Bilgi bombardımanı altındayız. Lakin, görünen ile sunulan, gerçeklik ile hakikat arasındaki bağ her gün biraz daha kopuyor. Zayıflıyor. Bunun son örneği CHP kongresi. Toplu ayin, toplu halüsinasyon, toplu hezeyan... Ne derseniz deyin. Televizyonlar, anlı şanlı yorumcular çocuklar gibi şendiler. CHP'den kırpıp kırpıp yıldız yapma arzusu ile dolup dolup taştılar. İmaj bombardımanı altında kaldık. Bir ortadaki tabloya baktım, bir yaratılan havaya. Ya birileri bizimle kafa buluyordu ya da bende bir anormallik vardı. Kimyam bozuldu! Ve karar verdim ben anormalim! - Çünkü; bu ülkede devrimler yukarıdan aşağıya doğru yapılmıştır. Ülke bir toplum mühendisliği ürünüdür. Bu sürecin en önemli aktörleri de CHP'dir. Ve o da, yukarıdan aşağıya kurulan bir partidir. Bu parti şimdi yeniden dizayn ediliyor. Yukarıdan aşağıya! Gerçekleşen hiçbir şey kendi dinamikleriyle olmadı. Bir gecede olmayan üyeler kaydediliyor. Bir gece de o üyeler parti yönetimine giriyor. Ben buradan demokrat ve devrimci bir partinin çıkamayacağını düşünüyorum. Taraf yazarı Roni Margulies'in yazdığı gibi eğer böyle solcu olunuyorsa, şu kaseti herkese izlettirelim! Hatta, 'bir kasette garantili demokrat yapılır!' kursları açalım! - Çünkü; bir gece öncesine kadar Baykal'ın sağcı söylemine ses çıkarmayan, kendisine biat eden vekillerin, delegelerin ve diğerlerinin bir gecede demokrat olabileceklerini düşünmüyorum. Bugüne kadar siyasi özne olarak ortaya çıkamayanların, bugünden sonra devrimci özne olabileceğine hiç inanmıyorum. - Çünkü, solculuğun sadece yoksulluk ve halk edebiyatıyla sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Kürt meselesinin 'etnik kimliklere saygımız var' naifliğiyle çözülebileceğine inanmıyorum. Askeri vesayete karşı çıkmadan, darbe anayasalarının ve çetelerin avukatlığını yaparak solcu olunabileceğine aklım ermediği gibi. - Çünkü; bazı solcu arkadaşlar gibi CHP'nin eteğini çekiştirerek bir yere varılacağını da sanmıyorum. Ecevit dönemine hatırlatanlara da hatırlatmak isterim. O günlerde solcular CHP'nin peşine takılmamıştı. CHP, solcuların peşine takılmak zorunda kalmıştı. Öyle bir sol dalga vardı ki, CHP kurmayları klasik devletçi çizgiyi esnetmek zorunda kaldı. Benim anormal zihnime göre bu 'çünkü'ler uzar gider. Buradan Fizan'a yol olur. Ama bu yolun, CHP'ye ve ondan medet uman demokratlara, solculara bir faydası olmaz. Olup bitene, sevgili dostum Atilla Akar'ın tanımlamasıyla olsa olsa 'montaj demokrasisi' denir. Çekilen de sadece kes, yapıştır, şişir, cilala yöntemiyle çekilen kısa metrajlı "demokrasi klibidir!"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA