"
Hakiki
edebiyat okurundan gelen her türlü eleştiriyi önemserim, ciddiye alırım. Onun dışındaki klişe eleştirileri dinlemem. Öyle okurlarım var ki, çok uzun zamandır beni okuyor ve 'yazı'ya bakıyor. Yazı üzerinden konuşuyor, yazar üzerinden değil. Bu çok önemli bir ayrım. Yazıya odaklı olanı dinlerim, şahsi eleştiriyi; kişiye, dedikoduya odaklı olanı es geçerim," diyor Elif Şafak, yeni romanı
İskender münasebetiyle Ayşe Arman'a verdiği söyleşide (
Hürriyet, 19 Temmuz). 1. İnsanın sorası geliyor: Elde en şahanesinden böyle iki set fotoğraf varken (1. İngiltere'de çektirilmiş, bıçkın varoş oğlanı pozları, 2. İstanbul'da çektirilmiş, dört ayrı tuvaletli, seksi kül kedisi pozları) ve bunlar bol kepçe kullanılıyorken, önce yazıya bakmak mümkün mü? Kitap kapağına, kendi erkek kılığına girmiş halini koyan biri, okurundan, yazar üstünden konuşmamasını isteyebilir mi? Yıllar içindeki 'parmağında gümüşler, dik yakalı gömlekler' imajına şahitlik etmiş bizlerden, geçen yıl itibarıyla baş gösteren bu dantelli, dekolteli, yapılı fönlü, profesyonel makyajlı abiye
Vogue kadını karşısında sadece yazıya odaklanmamızı beklemek reva mı? Reklam-marketingpr- marka kariyerini bunca titizlikle inşa etmiş birinin, buradaki emeği görmezden gelmemizi talep etmesi bizi bozmaz mı? 2. İnsanın 'yazı'ya bakası geliyor: Başlık, "En çok incittiklerimiz aslında en çok sevdiklerimiz". Oscar Wilde'ın
Reading Zindanı Baladı'nı yazmasına sebep Charles Thomas Wooldridge'in asılmasının üstnden 115 sene geçtikten sonra mı? "Ama gene de herkes sevdiğini öldürür / Bu böylece biline / Kimi bunu kin yüklü bakışlarıyla yapar / Kimi de okşayıcı bir söz ile öldürür / Korkak, bir öpücükle / Yüreklisi kılıçla, bir kılıçla öldürür..." Bunu bütün Türkiye'ye belleten Ramiz Dayı öldükten, sakız olan
Ezel bile bittikten sonra mı? 3. İnsanın kurcalayası geliyor: Alıp başını giden dedikodularla ilgili onca sual, onca cevap,
İskender'i iskandil etmek mümkün değil mi? (İskandil etmek: Nabız yoklamak, ağzını aramak.) 4. İnsanın tavsiye edesi geliyor: Mukadder Çakmak'ın geçen yaz
RED dergisine yazdığı Elif Şafak analizi. Adının hakkını veriyor!