F.Bahçe'nin geçiş dönemlerinde çıkardığı kahramanlardan biridir 'Aziz' Piyer. 103 gollü dönemde Rıdvan, sonrasında Boliç, ardından Baliç, Revivo, Rapajç ve nihayetinde önce Tuncay Şanlı, sonrasında Van Hooijdonk.
Seyircinin kahramanı olmak kolay değil. Üstelik Fenerbahçe gibi zor beğenen ve çabuk vazgeçen bir taraftar grubu, kulübede bile sizi gördüğünde ayağa kalkıyorsa, önemli birisinizdir.
Van Hooijdonk bugüne kadar oynadığı tüm kulüplerde problemler yaşadı. Nottingham Forest'dayken Campbell'ı satan yöneticilere "Bana transfer yapacağınızı söylediniz. Ama en iyi adamınızı satıyorsunuz. Hedefsiz bir kulüpte oynamak istemiyorum" dedi. Sonra Feyenoord ile UEFA Kupası'nı kaldırdı ve F.Bahçe'ye geldiği ilk sezonda şampiyonluğu kucakladı.
Aziz Piyer, F.Bahçe'nin gelecek için planlarında yeri olmadığını anlayınca, her üst düzey oyuncu gibi kendisinden bekleneni yaparak önümüzdeki sezon oynayacağı takımı seçti. Önemli olan bu süreçte kendisine olan yaklaşımdı. Daum ile anlaşamadılar. Tedavi için ülkesine gitmeden önce Başkan Yıldırım ile kısa bir görüşmesi oldu. Yıldırım bunu Fener TV'deki açıklamalarında, "Bana sorun çıkarmayacağını söyledi" diyerek özetledi. Ne konuştular, neden böyle dedi bilmiyorum. Ama şu bir gerçek ki Pierre, herkese lider futbolcunun nasıl olacağını çok iyi öğretti.
Ama bir gerçek daha var ki, Van Hooijdonk kariyerindeki bir oyuncu yedek kulübesinde oturmayı sindiremezdi. Bunu belki Hollanda Milli Takımı'nda kabullenebilir ama Fenerbahçe de bu mümkün değildi.
Kararı, genç futbolculara iyi bir örnek oldu. Büyük kulüplerde iyi olduğunuz sürece varsınız. Tökezlediğinizde kimse geçmişinizi düşünemez. Çünkü onlardan başarı beklenirken, sizi kazanmak için riske giremezler. Ayağınızı denk alın. Yıldızınızın ışığı azaldığında, anılarla size yalnız tribündekiler yaklaşır. Yöneticiler de sizin gibi profesyonel düşünmek zorundadır; paranızı aldınız ve oynadınız.