Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Demet'in iki kuralı

Geçtiğimiz günlerde aslen Ankaralı olduğumu öğrenen ve İstanbul'a transfer olma hikayemi merak eden bir grupla beraberdim. "Nasıl geldin? Anlatsana Mert" dediler. O gece masada Demet Akalın da vardı ve bu şehre gelmeme sebep olan kişi oydu! Başladım anlatmaya... Bir daha da ne olur sormayın.
2000'lerin başlarındayız. Ankara'da işletmesini yaptığım bir mekandayım. Mekanda eğlenenler arasında kimi göreyim; Demet Akalın. Aman Allah'ım, bendeki hayranlık ve onunla tanışma arzusu zirve yapmış du- rumda. 'Bittim gözünaydın/bittim helal olsun'lu yıllardayız; yani Demet'in patladığı yıllar. Gidip, bir bahane bulup yanaşmalıyım. Hemen cesaretimi toplayıp yanına gittim. O akşam kurduğumuz samimiyetle, Demet'in hayatına balıklama atladım. Daha sonra Demet'le iletişimi kesmedim, çekingen durmadım, terslenme olasılığımı, yanlış iletişim kurma riskini hesaplayıp başıma ne gelecekse gelsin, ben bu arkadaşlığı geliştireceğim dedim. Haftasına, atlayıp İstanbul'a geldim. Elimde küçük bir bavulla, özgüvenimi yitirmeden... Seste hafiften bir titreme, az da kekeleme vardı tabii. O hafta dileklerimi bir bir gerçekleştirdi Demet. Tanışmak istediğim kim varsa, tuttu kolumdan götürdü. İstanbul'un kurallarını öğretip bir bir altını çizdi. İstanbul'u kullanma kılavuzunu hızlandırılmış programla okuttu bana, bir de deneyim kazandırdı.
İlk hedefim İzzet Çapa ile çalışmaktı. O zamanlar Tepebaşı Cahide vardı. Gittim mekanında İzzet ile tanıştım. O zamanlar beni görmeyin, bilmeyin. Onlarca kilo fazlam var ve küçük Emrah'tan bozma bir profildeyim. O hafta tüm hedeflerimi belirledim, tanıştığım herkesi tek tek not aldım. Sonrası mı? Bu kez büyük bir bavulla İstanbul'a yerleştim. Omzumda hep Demet'in eli oldu, her adımımda desteğini gördüm.
Demet ile karşılaştığımda, ne kadar hayırsız birine dönüştüğümü, şehrin tüketen sisteminde kaybolduğumu ve onu arayıp sormadığımı farkettim. İçim acıdı, kendime kızdım. Çıktığım bu yolda, sana bir kez daha teşekkür ederim Demet. İçimdeki azmi ateşlediğin için, bana güvenip yaptığım her işe sonuna kadar destek olduğun için. İyi ki varsın...

REKLAM ARASINDA MEKİK ÇEKİYOR!
Demet, bana iki şey öğretti, bunlar kulağıma hep küpedir. Sizinle de paylaşmak isterim. İlki, Allah boş duranı sevmez. Demet, TV izlerken reklam arasında kendini yere atıp mekik çeken biri. Hayatında hiçbir anını boş geçirmeyeceksin, çalışacaksın ve hedefe yürüyeceksin. İlk dersimiz azim üzerineydi. İkincisi ise 'üç maymunu oynamayı bilmek'le ilgili. Bu şehirde ne görüyorsan, ne duyuyorsan, ne biliyorsan unutacaksın. Bildiğin sana kalacak.
Bunlar, hep aklımın bir köşesinde oldu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA