Başlık Cem Uzan'ın seçim vaadi gibi oldu... Durun, hemen heyecana kapılmayın, önce şu yeni kanun maddelerini okuyun...
1- Daha önceki iktidarlar tarafından emperyalist ülkelere söz verilen 120 milyar dolar, halkımızın sağlık ve eğitim gereksinimlerine ayrılacaktır.
2- İç borçlar silinmiştir. Sosyalist iktidarımız yaklaşık 130 katrilyon iç borç devralmıştır. Bu miktarın önemli bir bölümü, devletin büyük sermayelerden aldığı yüksek faizli borçlardan oluşmaktadır. Yıllarca devlet patronlara parayı kredi olarak ucuza vermiş ama aynı patronlardan yüksek faizli borç almıştır. Bu borçların, geri ödemesi kesin olarak durdurulmuştur.
3- Kamuda ya da özel sektörde ücretli olarak çalışan vatandaşların, bankalara ya da başka kuruluşlara olan her türlü borçları faizleriyle birlikte silinmiştir.
Bu kanun maddeleri, 1 Mayıs 2011 tarihinde yürürlüğe girecek ama sadece sinemalarda! 12 farklı öyküden oluşan 'Devrimden Sonra' adlı uzun metraj filmin tanıtım filminde yer alıyor bu kanun maddeleri.
HERKESİN DİLİNDE
Facebook'ta ortalık yıkılıyor, herkes bu teaser'dan bahsediyor. Aslında 'Devrimden Sonra', Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nin öncülüğünde ikincisi 1 Mayıs 2011'de başlayacak 'Kısa Film Dayanışması' adlı festivalde ilk kez gösterilecek. Yani bu tanıtım filmi, bir anlamda bu festivalin halkla ilişkilerini de yapıyor. Anlatmak saçma olacak ama tanıtım filmi özetle şöyle: Türkiye'de sosyalist devrim ilan edildikten sonra, bir çift ülkeden arabayla kaçarken radyoyu açıyor ve yukarıda yazdığım yeni kanunları bir spiker açıklıyor. Mustafa Kenan'ın yazdığı ve çektiği filmin tanıtım filmini merak edenler, Google'dan arasın. Bu teaser, 12 Eylül döneminde gösterilse herhalde önce bu filmi çeken, sonra da bu yazıyı kaleme alan yazar içeri atılırdı. Görüyorsunuz ya dostlar, Türkiye değişiyor... Bir zahmet değişmeye devam etsin! Evet, sosyalizm, büyük bir ütopya olarak hafızalara kazındı ama şimdilik! Belki adı sosyalizm olmayacak, çok farklı bir yönetim sistemi icat edilecek ve gelecekte bir gün, ütopyalar gerçeğe dönüşecek. Pollyanna'dan beter, çok iyimser bir yaklaşım oldu galiba... Haklısınız, böyle bir ütopyanın gerçekleşebilmesi için önce tüm insanoğlunun genetik yapısına format atılmalı... Bu da eski bir bilgi aslında. İncil'de insanoğlunun kusurlu doğduğu yazıyor zaten.
'MANDERLAY' BAŞKA
Bence 'Devrimden Sonra'nın finali 'Fight Club' gibi olmalı... Düşünsenize bütün bankalar havaya uçuruluyor, insanların kredi borçları sıfırlanıyor. Tabii bu türden bir kıyağın faydalı olup olmayacağı da meçhul! Ne de olsa insanoğluna iyilik yaramıyor... (Bu noktada Lars Von Trier'in 'Manderlay' filmini izlemenizi tavsiye ediyorum.) 'Devrimden Sonra' filminin vizyon tarihi de anlamlı, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda gösterime girecek. Bu film, sol partiler için bu filmi izlemek ev ödevi olabilir. Tabii Türkiye'de bir sol parti kaldıysa... Gerçek bir sol partiden bahsediyorum ama... CHP bile Sosyalist Enternasyonal'e davet ediliyor ne de olsa! Sona doğru toparlarsak, bir filmin tanıtım filmi de olsa bile bu türden eleştirileri duymak güzel.
