Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Karanlık iki kaza

Türkiye'de bir nesil, "Devlet hata yapmaz, milletin bekası adına hareket eder" anlayışı ile yoğruldu. Kutsal devlete inandığı için ulusal çıkarı ileri sürüp, hukuki sınırlara tecavüz eden ne kadar şahsiyet varsa ya itibar etti ya da korudu. Meselenin özü sorgulandığında "gizlilik zırhı" kalınlaştırıldı. Merak edip araştıranlar, kendisinin ve ailesinin geleceği için bu işleri karıştırmaması amacıyla sindirildi, korkutuldu. Ve o karanlık eller, rutin dışı uygulamalarını sürdürdü. Şimdi devlete veya siyasete bulaşan kim olursa olsun ölümleri, herkesçe kuşkulu bulunuyor. 1993 yılına rastlayan bir dizi ölüm, cinayet, suikast hâlâ tartışılıyor. Zihin bulanıklığı giderilemeyen olaylar arşivlerde öylece duruyor.

***


Yakın tarihin iki kazası güncelliğini koruyor.
1- BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ortadan kaldırıldı mı?
2- Ölümünün üzerinden üç yıl geçmesine karşın Hazine Kontrolörler Kurulu Başkanı Hikmet Esen'in makam aracında geçirdiği kaza yeterince araştırıldı mı?
Merhum Yazıcıoğlu için Meclis çalıştı, Cumhurbaşkanlığı da çalışıyor. Şüpheli yönlere rağmen Yazıcıoğlu'nun ölümü için "suikastı" teyit edecek bulgular adeta köreliyor. Örneğin, "Yazıcıoğlu ve beraberindekiler zehirlendi mi?" Kan gazlarına bakıldığında, "Allah Allah" dedirttiği bir gerçek. Nitekim Çankaya'nın da konuyu bilimsel açıdan incelettiği kamuoyuna yansıdı. Uzmanlar da ar'afta kaldı. Adli Tıp'tan farklı nedenlerle ölen kişilerin kan örneklerini geriye yönelik olarak tahlil etmesi istendi. Karşılaştırma yapıldı. Zehirli gaz oranında artış da görüldü azalma da. Hal böyle olunca Yazıcıoğlu için "zehirlendi" hükmü verilemedi.
Peki ya enkazın yanlış yerde aranması? Kriz merkezinde görevli mülki idare amirleri ve askeri yetkililerin tatmin etmeyen ifadeleri? Telefon operatörünün verdiği koordinatların üzerine gidilmemesi? Enkazda delil karartılıp karartılmadığı hususu? Bunlar soru işareti olarak ortada.
Yazıcıoğlu kadar tanınmasa da Hikmet Esen önemli bir devlet görevlisi idi. Tehdit aldığı duyulmuştu. Bir sabah, evden işe giderken resmi plakalı aracı kamyonun altına girdi. Şoföre bir şey olmadı, iki hafta komada kalan Esen öldü. Ne aracın son halini gündeme getiren oldu ne de bu olayın üzerine giden. Dönemin bakanı da müsteşarı da teğet geçti...
Devlet dediğimiz organizma, ülkeyi emanet ettiği siyasetçisine, memuruna sahip çıkamıyor, kanayan yaraları dindiremiyorsa vicdanlarda mahkûmdur!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA