CHP'nin cemaate karşı bu tutumu, avukatlığını yaptığı Ergenekon ve Balyoz davasında yargılananları da şaşırtıyor. O davalarda sahte belgelerle birçok insanın tutuklandığı hatta hüküm giydiği biliniyor. Onlardan biri de Balyoz davasından yargılanıp hüküm giyen Deniz Kurmay Albay Servet Bilgin...
"Dijital verilerde ismim geçtiği için haksız ve hukuksuz şekilde 18 yıl hapis cezası aldım" diyen Bilgin, dışarıda neler olup bittiğini de yakından izliyor. Özellikle de 17 Aralık sonrası daha görünür olan "paralel yapı"yla muhalefet ilişkisini... Bilgin'den, bu konuya dikkat çeken bir mektup aldım. 17 Aralık'ı, ülkeye ihanet düzeyinde ağır tahribat veren bir girişim olarak niteleyen Bilgin şöyle diyor:
"Paralel yapıyı hem devletimiz hem de vatandaşlarımız açısından büyük bir tehdit ve tehlike olarak tanımlayan, hatta paralel yapının foyasının ortaya çıkartılması için siyasi alanda çaba gösteren muhalefetteki siyasi partilerin ve bazı köşe yazarlarının, şimdi bu paralel yapıyı adeta koruyup kollamalarını, hatta işbirliğine varan yaklaşımlarını anlamak ve onaylamak mümkün değildir. Bu durum 'amaca ulaşmak için her yol mubahtır" şeklindeki hastalıklı düstur ile hareket eden söz konusu paralel yapıyla aynı politikayı izlemek anlamına gelir ki bu yol tehlikelidir ve sonu da uçurumdur."
Bilgin, yolsuzluklar meselesiyle ülkede yaratılan kaosu da kıyaslayarak şöyle bir sonuç çıkartıyor: "Tabii ki yolsuzluk ve rüşvetle mücadele edilmelidir ve bu konudaki iddialar adil bir yargılama ile neticelendirilmelidir. Bu iddialar doğru çıksa telafisi mümkündür. Ancak, kurumlarımızın zaafa uğratılması, nice masum hayatlardan çalınan özgürlüklerin, ülkemizde oluşturulmak istenen kaos ve istikrarsızlık algısının maddi ve manevi anlamda telafisi mümkün değildir. "