Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Hayal ve Hakikat.. Benim İstanbul'um..

Türkiye'de çok güzel şeyler de oluyor.. Biz içerde birbirimizi yerken, dünyadan bize gıpta ile bakanlar var..
Vincent Boland dünyanın en saygın gazetelerinden Financial Times'da yazdığı bir makalede bir İstanbul anlattı.. İstanbul'un nasıl dönüştüğünü anlattı, geçen yazın başında.. Bir nefeste okumuştum..
Ben yıllar önce, bir müzenin (Guggenheim) bir kasabayı (Bilbao) nasıl değiştirdiğini yazmıştım.. Bu defa Boland, İstanbul Modern'in, dünyanın gözünde İstanbul'u nasıl dönüştürdüğünü anlatmış..
Modern sanat müzeleri dünyanın bir kente ve kentin kendisine bakışını değiştiriyor.
Bakın ne diyordu, Financial Times yazarı..
"Tate Modern, Londra'yı sanatsal demodelikten çıkartıp, modernlik tapınağına çevirdi. Bilbao'daki Guggenheim Müzesi, İspanya'nın kuzeyindeki çok ağır gelişen endüstriyel kasabayı hızla dönüştürdü. İ
İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin 2004 yılında açılması da, bu eski kentin, kentsoylu, sınır tanımayan küresel seçkinlerin hayal gücüne ve seyahatlerine güç sağlayan şebekeye daha gösterişsiz ama bir o kadar etkili biçimde bağlanmasını sağladı
."
Geçen hafta sonu bir gün öğleden sonramı İstanbul Modern'de geçirdim gene..
"Hayal ve Hakikat" adlı sergide..
Bu isim, aslında, daha düne kadar hayal bile edemediğim şeyleri gerçekleştiren İstanbul'a cuk oturuyor.. Ama bir alıntı..
Bir romandan alıntı.. 1981 yılında Ahmet Mithat Efendi ile, ilk Türk kadın romancısı Fatma Aliye Hanım birlikte bir roman yazmışlar. Adı Hayal ve Hakikat..
Hayal ve Hakikat, başlangıcından bugüne, Türk Kadın Sanatçılarını bir araya getiriyor.
Romanı, bir kadın, bir erkek beraber yazmışlar ama, ayni adı taşıyan sergide erkek yok..
Ayrımı biz yaparsak Adı "Maçoluk, faşoluk" oluyor.. Ama onlar kendileri ister, yapar, yaparlarsa, "Pozitif ayrımcılık.."
Peki ama, hani eşittik?..
Sergiyi gezerken bir kamera belirdi yanımda..
"Yalnız kadın sanatçılar!.. Ne diyorsunuz" dedi, muhabir kız..
"Ben ayrım yapmıyorum" dedim.. "Sanatçı sözcüğü yeterdi.. Niye Kadın Sanatçı?.."
Aslında oturup düşünmek de lazım.. Ayrıma hak vermek de lazım belki.. Kadının sanatçı olması, hayal bile değildi, 1800'lü yılların sonu, hatta 20'nci Yüzyılın başında.. Oysa şimdi, gerçeğe bakın.. Kadın sanatçıdan geçilmiyor.. Ama sayıları erkeklere göre hala azınlıkta.. Neden?..
Çünkü Anadolu'nun büyük bir kesiminde, kadın yeteneğin kendini gösterme fırsatı, imkanı bulması erkeğe göre hala çok zor..
Böyle olunca, arada sırada "Kadın Sanatçılar" diye sergiler açmak doğru olabilir.
Fırsat sağlamak için. Onlardan söz edilmesini sağlamak için.. Televizyon programları yapılması için..
Ama gene de zor..
"Kadın ve maç" deyince yer yerinden oynuyor.. Ama "Kadın ve sanat" deyince, pek kıllar kıpırdamıyor..
O gün sergide erkekten çok kadın gördüm dolaşan gene de.. Demek "Sadece kadınlar" sergisi "Bakalım benim cinsim neler yapmış" diyenleri, belki de ilk kez İstanbul Modern'e çekmiş.. Bu bile iyi bir şey..
İstanbul Modern'in başında bir kadın var zaten.. Orayı kuran, yaşatan ve İstanbul'u değiştiren kadın.. Oya Eczacıbaşı..
Zonaro'nun öğrencisi Mihri Müşfik'ten başlayıp, Nazlı Ecevit, Fahrelnisa Zeid, Aliye Berger'lerle başlayıp, Eren Eyüpoğlu, Semiha Berksoy, Füreya ile devam ederek, Candeğer Furtun, Kezban Arca Batıbeki ile günümüze gelen 74 kadın sanatçının resimleri, seramikleri, heykelleri, fotoğraf ve yerleştirmeleri aslında müthiş bir tarih..
22 Ocak'a kadar sürecek bu sergiyi mutlak gezin.. İstanbul Modern'in hazırladığı Hayal ve Hakikat adlı kitabı da mutlak alın.. Hem kitaplığınız için şart. Hem de bir kız arkadaşınız, ya da kadın sevdiğiniz için harika bir armağan olur!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA