Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Adalet yok ama demokrasi var!.. mı?..

Hasan Cemal, hayatının en güzel yazılarından birini yazdı, "Böyle demokrasi olur mu" başlığıyla.. (4 Ekim, Milliyet)
Şili'deki olayları ekranlarda izliyorsunuz.. Başkentte terör havası görüntüleri.. Polisle öğrenciler çatışıyor.. Molotof kokteylleri, yanan arabalar, falan filan..
Çatışmanın sebebi.. Öğrenciler parasız eğitim istiyorlar ve durmadan gösteri yapıyorlar. Polis güç kullanınca, öğrenciler de boş durmuyorlar..
O hareketin lideri Camila Vallejo adlı bir öğrenci. Şili Milli Eğitim Bakanı Camila'yı davet ediyor. Oturup konuşuyorlar. Camila açıklama yapıyor..
"Umutluyuz.."
Hasan Cemal Şili'den, Camila'dan, bize getiriyor lafı..
Berna Yılmaz.. Ankara Üniversitesi öğrencisi.. Başbakanın katıldığı bir toplantıda pankart açıyor, bir arkadaşıyla.. "Parasız eğitim istiyoruz.."
Sadece o.. Ne nümayiş.. Ne sokakları, okulları işgal.. Ne polisle savaş.. Ne molotof atmalar, ne araba yakmalar.. Sadece bir pankart açma..
Anında göz altı. Anında tutuklama kararı.. 15 yıl hapis istemi ile dava.. Ve Berna 17 aydır, yani, bir buçuk yıldır hapiste.. Mahkûmiyeti yok, ama mahkûm gibi..
Savcı tahliyesini talep ediyor. Buna rağmen mahkeme "Tutukluluk halinin devamına" kararı veriyor.
Berna ve arkadaşı okullarından kovuluyorlar. Beraat isteyen savcının tayini çıkıyor. (Ya da çıkartılıyor. Bilemem..)
Siz bu satırları okurken, bugün Berna, Beşiktaş Ağır Ceza'da dördüncü kez hakim önüne çıkacak..
Yahu, sanırsınız, Kafka'nın bir başka "Dava"sını yaşıyoruz, hem de "Demokrat" Türkiye'de..
Hasan Cemal baş kaldırıyor..
"Gelin hep birlikte haykıralım..
Parasız eğitim istemek suç değil haktır!
Evet, birinin adı Camila.
Ötekinin adı Berna.
Biri Şili'de öğrenci.
Öteki Türkiye'de.

İkisi de parasız eğitim istiyor.
Biri, eylem koyabiliyor, sonunda Eğitim Bakanı'yla görüşebiliyor.

Öteki hapsi boyluyor.
Şili mi demokrasi, Türkiye mi?"

Şimdi ben Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin'e soruyorum..
Demokrasi'nin en temel unsuru "İfade özgürlüğü" değil mi?.
Bir pankart açmak, ifade özgürlüğünün en masum kullanılışı değil mi?.
Pankart açmak suç olur mu?.
Oldu diyelim, Ağır Cezalık suç olur mu?.
Oldu diyelim.. 15 yılla mı yargılanır?. (Siz ki 'Şiir okudu" diye mahkûm olan ama halkın yüzde 50 oyu ile iktidara gelen bir liderin Adalet Bakanısınız..)
Yargılandı diyelim, hem de bir öğrenci, 17 ay tutuklu kalır mı?. Hem de savcı, yani "Kamu iddia makamı" bile tahliye isterken..
Parasız eğitim isteyen öğrenci okulundan kovulur mu, geleceği karartılır mı?.
17 ayda, dört kez hâkim önüne çıkılabilen ülkede yargı kaç yıl sürer?.
Berna daha kaç yıl "Yargısız infaz"la yatar, Sayın Bakan, fikrinizi söyler misiniz?.. Sadece fikrinizi söyleyin..
O zaman ben de size "Daha ne bekliyorsunuz" diye sorayım?..
Ne stratejisi?.. Ne planı?.. İnsanlar niye yattıklarını, ne kadar yatacaklarını bilmeden yatıyorlar bu ülkede, aylarca, yıllarca.. Hayatları, itibarları, işleri, okulları, aileleri mahvoluyor?..
Bunca insan, ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen "Yargı Reformu Stratejisi ve Eylem Planı"nı bekler mi?. Siz olsanız, sizin kızınız olsa, bekler miydiniz?.
Bugün aslında bana verdiğiniz yanıtın ana hatlarını nakledecektim. Ama Berna'nın davası tam da bugün olunca, siz yarına kaldınız Sayın Bakan..
Özür dilerim, sizi sadece bir gün daha beklettiğim için!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA