Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bu nasıl bir filmdir, Ang Lee!..

Yani adamın adı senet.. Kaplan ve Ejderha /Crouching Tiger, Hidden Dragon'da büyülenmiştim. Ben o Uzakdoğu dövüş sanatları filmlerini pek sevmem. Zorla götürmüşlerdi. Ortada bir dövüş değil, bale filmi vardı.. Bu nasıl bir dövüş koreografisidir?..
Ya Brockback Mountain?.
Bu defa hepsini aşmış üstelik.
Pi'nin Hayatı, sinema sanatının en güzel örneklerinden biri.. Yani bir yandan üst düzey bir sanat filmi çekip eleştirmenleri mest edeceksin, öte yandan gişe önündeki kuyruklar rekor kırdıracak..
İkisi bir arada olur mu?.
Oluyor işte.. Olması gerek.. Filmler eleştirmenler değil insanlar için yapılıyor, çünkü..
Ang Lee, bizim seyircisiz festival filmleri çekmeye meraklı yönetmenlerimize örnek, ders, kulak küpesi olmalı..
Pi'nin Hayatı, hayatta gördüğüm en güzel, en unutulmaz filmler listesinde yerini aldı..
Çin (Tayvan) asıllı Amerikalı Yönetmen, bu defa Kaplan ve Çocuk filmi yapmış.. Ya da Hemingway'in "İhtiyar Adam ve Deniz"ine karşılık, "Küçük Çocuk ve Deniz!.." Ama ne yapmış?.
Aslında ortada iki film var arka arkaya, Uçuş'ta olduğu gibi..
Birinci yarı tek başına, enfes bir aile filmi olurdu. Hindistan'ın bir kasabasında yaşayan, Hayvanat Bahçesi sahibi bir aile.. Küçük Pi.. Bildiğiniz Pi işte.. Matematikteki ünlü rakam.. 3.1415 diye sonsuza kadar giden kesir.. Sınırı yok. Bitmez.. O adın hikâyesi de fevkalade güzel, filmde.. Pi adı, çocuğun simgesi sanki.. Onun da sınırları yok çünkü....
Baba, ailesi ve hayvanlarıyla Kanada'ya taşınmaya karar verip, bir Japon yük gemisine binince, ikinci film başlıyor.. Deniz!.. Fırtına.. Geminin batışı.. Pi'nin bir zebra, bir sırtlan, bir orangutan ve bir kaplanla kurtuluşu.. Uçsuz bucaksız okyanusta 227 gün..
Filmin daha birinci sahnesinde, sonunda kurtulduğunu görüyorsunuz merak etmeyin. Çünkü öyküyü, artık büyümüş Pi anlatıyor, yazara..
2003'te ödül kazanmış bir roman Pi'nin Hayatı.. O zaman filme çekilmesi söz konusu dahi değildi. Bir Bengal Kaplanı ile bir çocuk, minnacık sandal içinde..
Bir Amerikalı eleştirmen "İlaç yutturulmuş kim bilir kaç kaplan ve ikiz gibi birbirine benzeyen kim bilir kaç çocuk lazımdı" diyor.. Ama bugün bilgisayar teknoloji ile yaratılan sanal kaplanla, gerçek çocuğu ayni sandala bindirmenin hiç bir riski yok..
Bakın, bu film hakkında kafamdakileri yazarak, bu sayfanın tamamını doldurur, hatta üç gün tefrika edebilirim. O kadar söylenecek çok şeyi var.. Günü gelir söylerim de.. Ama şimdi seyretme zevkinizden zerre kaybetmemeniz için susmaya karar verdim.. Böyle filmler sinema tarihinde çok az.. Gidin mutlak.. Gidin, görün.. Sonra dostlarınız, ailenizle bol bol tartışırsınız!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA