Hiri kimdir?

Receb 361'de (Mayıs 972) Nîşâbur'un Hîre mahallesinde doğdu. Nîşâbur'da İbn Habîb en-Nîsâbûrî, Muhammed b. Ali el-Mâsercisî, Ebû Tâhir Muhammed b. Fazl b. Huzeyme, Ebü'l-Hasan Ahmed b. İbrâhim el-Abdevî, Hasan b. Ahmed el-Mahledî gibi âlimlerden istifade ettikten sonra dönemin pek çok ilim merkezine seyahatlerde bulundu ve Zâhir b. Ahmed es-Serahsî, Ebü'l-Fazl Muhammed b. Hüseyin el-Mervezî el-Haddâdî, Ebû Abdurrahman Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî, Ebû Nuaym Abdülmelik b. Hasan el-İsferâyînî gibi âlimlerden başta hadis olmak üzere tefsir, Şâfiî fıkhı ve diğer ilimlerle ilgili dersler aldı; Bağdat'ta Ebü'l-Heysem Muhammed b. Mekkî el-Küşmîhenî'den Ṣaḥîḥ-i Buḫârî'yi dinledi.

423 (1032) yılında hac maksadıyla çıktığı yolculuk esnasında Bağdat'a uğrayan Hîrî hocalarından aldığı hadisleri burada rivayet etti. Hatîb el-Bağdâdî onun Bağdat'ta rivayet ettiği hadisleri yazdıklarını söyler. Hac yolculuğuna Mekke'de mücâvir olmak niyetiyle çıktığından aralarında Ṣaḥîḥ-i Buḫârî'nin de bulunduğu bir deve yükü kitabı yanına aldığı kaydedilir. Ancak o yıl yol güvenliği olmadığı için hac kafilesi Nîşâbur'a dönmek zorunda kaldı. Dönüşünden birkaç gün önce Hatîb el-Bağdâdî Hîrî'den, onun Ebü'l-Heysem el-Küşmîhenî - Ebû Abdullah Muhammed b. Yûsuf el-Firebrî - İmam Buhârî kanalıyla aldığı Ṣaḥîḥ-i Buḫârî'nin tamamını üç oturumda okumuştur (Târîḫu Baġdâd, VI, 314). Kaynaklar, Hîrî'nin talebelerinden Hatîb el-Bağdâdî'nin yanında Mes'ûd b. Nâsır es-Siczî'nin ismini de zikreder.

Bazı kaynaklar Hîrî'nin 430 (1039), bazıları da 431 (1040) yılında vefat ettiğini kaydeder. Hatîb el-Bağdâdî ve Abdülgāfir b. İsmâil el-Fârisî ise Hîrî'nin talebesi Mes'ûd b. Nâsır'dan naklen onun 430 yılından biraz sonra öldüğünü belirtirler (a.g.e., VI, 314). İbnü's-Salâh'ın Ṭabaḳātü'l-fuḳahâʾi'ş-Şâfiʿiyye'sinde (I, 423) Hîrî'nin vefat yeri Nîşâbur olarak verilmekle birlikte Mes'ûd b. Nâsır'dan naklen Tüster'de öldüğü de kaydedilmiştir ki bu yanlışlık, Mes'ûd b. Nâsır'ın ifadesinde geçen "biraz sonra" anlamındaki "bi-yesîr" (بيسير) kelimesinin "bi-Tüster" (بتستر) şeklinde okunması sonucu ortaya çıkmış olmalıdır.

Eserleri. 1. el-Kifâye (fi't-tefsîr). Hîrî'nin en meşhur eseri olup Kifâyetü't-tefsîr adıyla da anılır. Rivayet ve dirâyet metotlarının birlikte kullanıldığı eserde bir sûrenin tefsirine geçilmeden önce onun Mekkî veya Medenî oluşuna işaret edilmiş, âyet, kelime ve harf sayısı, varsa sûrenin diğer isimleri verilmiştir. Tefsirin dikkati çeken yönlerinden biri de her sûrenin başındaki besmelenin o sûrenin muhtevasına uygun biçimde açıklanmasıdır. Selef'ten yapılan nakillerde genellikle rivayet senedi verilmemiş, ilk râvi ile yetinilmiştir. Eserde âyetlerin nüzûl sebeplerinin kaydedilmesine özel bir önem verilmiş, mübhemâtü'l-Kur'ân ve kıraat vecihleri üzerinde durulmuş, kelâma dair meselelerde genellikle Eş'arîler desteklenmiş, ehl-i bid'at fırkalarının görüşleri reddedilmiş, fıkhî konularda daha çok Şâfiî mezhebinin görüşleri tercih edilmiştir. Orijinal yorumların yer aldığı tefsirde sade bir dil kullanılmıştır. el-Kifâye'nin bir nüshası iki cilt halinde Köprülü Kütüphanesi'nde bulunmaktadır (nr. 145-146). Ayrıca İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde (AY, nr. 1787) Sâd sûresinin 21. âyetinden, Kayseri Râşid Efendi Kütüphanesi'nde (nr. 2318, vr. 134a-180a) İnsân sûresinin 8. âyetinden, Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Hasan Hüsnü Paşa, nr. 81) Nebe' sûresinin başından Kur'an'ın sonuna kadar olan kısmı ihtiva eden nüshaları mevcuttur (diğer nüshaları için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 729; el-Fihrisü'ş-şâmil, I, 167-168; a.e.: maḫṭûṭâtü't-tefsîr ve ʿulûmuhû: fehâris, s. 94). 2. Vücûhü'l-Ḳurʾân. Eser, Muhammed Abdüssettâr (University of Cambridge, 1975) ve Necef İrşâd Ureşî'nin (el-Külliyyetü'z-Zeytûniyye li'ş-şerîa ve usûli'd-dîn, Tunus 1983) doktora, Fazlurrahman Abdülalîm el-Efgānî'nin yüksek lisans (Câmiatü Ümmi'l-kurâ Külliyyetü'ş-şerîa, Mekke 1404/1984) çalışmalarıyla neşre hazırlanmıştır. 3. Esmâʾü men nezele fîhimü'l-Ḳurʾân. Süyûtî (el-İtḳān, I, 20) ve Kâtib Çelebi (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 89) Hîrî'nin bu isimde bir eserinin bulunduğunu belirtmektedirler. Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlı (Şehid Ali Paşa, nr. 2840) Esâmi'lleẕîne nezele fîhimü'l-Ḳurʾânü'l-ḥakîm adlı eser üzerinde yüksek lisans çalışması yapan Fethi Güngör (İsmâil ed-Darîr ve Esmâ'ü men nezele fîhimü'l-Kur'ân, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1990), Süyûtî ve Kâtib Çelebi'nin verdiği bilgilerin yanında Hîrî'nin el-Kifâye'siyle de karşılaştırmak suretiyle bu eserin Hîrî'ye ait olduğu sonucuna varmıştır (s. 14-16). Eserin mukaddimesinde müellif bu kitabın on beşinci eseri olduğunu belirtmiş, hâmişinde de on beş eserinin isimleri kaydedilmiştir ki bunlardan bazıları şunlardır: ʿUnvânü't-tefsîr, Teẕkiretü'l-vâʿiẓîn, Tenbîhü'l-vâʿiẓîn, Kitâbü't-Tenzîl, Târîḫu'l-müverriḫ, Tilke ʿadedü'l-ây, ʿİlelü ḳırâʾati Ebî ʿAmr, Ḳırâʾatü ʿÂṣım.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA