Türkiye'nin en iyi haber sitesi

HAŞMET BABAOĞLU

Durmadan eğitimi konuşsak, yeridir

"Çok uzun zamandır orta öğrenimin çeşitli kademelerinde yöneticilik yapıyorum" diyor temiz yüzlü beyefendi...
Çok düzgün, hatta resmi diyebileceğim cümlelerle konuşmasından anlamalıydım.
Kahvelerimizi yudumlarken laflamaya başlamıştık...
"Bakın" diye devam ediyor; "size bir şey söyleyeyim mi? Beş yıl öncesine kadar her sınıfta derslerini ve okulu ciddiye alan en az on, on beş öğrenci olurdu. Son yıllarda şaşırıyoruz; her sınıfta böyle öğrencilerin sayısı artık üçü geçmiyor."
"Eh, dünya çok hızlı değişiyor, çocuklar bunun dışında kalabilir miydi?" diye soruyorum...
Cevabı ikimiz de biliyoruz.
Esas kanaatimi belirtiyorum: "Benim gördüğüm kadarıyla velilerden başka eğitim-öğretime hâlâ inanan kalmadı."
Buruk bir gülümsemeyle bakıyor bana...
"Onlar da aslında derslerin yararına falan değil yarışa inanıyorlar" diyor; "Toplum içinde azıcık daha iyi bir yer elde etme yarışına; hepsi o kadar!"

***

Kahveler bitip vedalaştıktan sonra yazımı yazmaya dönüyorum...
2026 diyoruz...
Yeni bir yıl olacağına inanıyoruz.
Ama iş eğitime gelince...
Hepimiz biliyoruz işte, yalan yok!
Devasa ve çok eski bir yapının orta yerinde "mucize" bekler gibi yeni yılı da devirip geçireceğiz işte!
Malum, son yıllarda ( haklı olarak) müfredatı önemsedik, müfredattaki değişiklik ve yeniliklerin önemine inandık....
Eh, nihayetinde yetişkiniz, yukarıdan bakıyoruz.
Oysa esas hikâye sistemin ta kendisinde...
Çocuklar zaten müfredatı falan takmıyorlar ki!..

***

Geçenlerde X'te bir odada eğitim üzerine laflıyorduk...
İstanbul'un seçkin bir üniversitesinde hoca olan dostum aldı mikrofonu ve şöyle dedi:
"Ne konuşuyorsunuz Allah aşkına? Öğrencilerim basit bir sorunun tek paragraflık cevabını bile yazamıyor. Doğru cevap vermesini beklemiyorum, düzgün yazamıyor. Sayıları öyle çok ki!"
Sustuk hepimiz...
Sonra şunu ekledi: "Ben üç, dört yıldır umudumu kaybettim. Ortaöğrenim düzeyini geçememiş bir çocuğa üniversitede ne öğretilebilir?"

***

Bu konuda yazılacak çok şey var...
Özellikle de velilere dayalı öğretim sisteminin problemlerini en baştan tartışmak zorundayız.
Yeni yılda bana hatırlatın!

***


NOT DEFTERİ
Yalnızca kaybetmeye mahkûm tipler işler kötüyken büyük kararlar alır. Hayatını değiştirmek isteyen, büyük kararları her şey yolunda gözükürken yapar. (DOUGLAS COUPLAND / Oyuncu)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.