Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Mustafa Miyasoğlu'nun vefatını öğrendiğim an...

Kıymetli kültür ve edebiyat adamı Mustafa Miyasoğlu'nun vefat haberini telefonuma gelen mesajla öğrendiğim an Miyasoğlu tarafından derlenmiş Ahmet Midhat Efendi Armağanı kitabını okuyordum. Çok tuhaf oldum, irkildim... Bu hayatın geçiciliğini bir kez daha anımsadım...
Beykoz Belediyesi tarafından basılmış bu güzel ciltli kitabı okurken hemen yanımdaki masada daha küçük ebatlı Ahmet Midhat Efendi ve Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabı vardı. O kitabı da yayına hazırlayan Mustafa Miyasoğlu'ydu. Editörü de yine Miyasoğlu ailesinden Emre Miyasoğlu idi. Bu iki kitabı da bana kütüphanecim Ayşe Kasap hediye etmişti. Benim darmadağınık kütüphanemi mükemmelen şekle sokan Ayşe'nin de o eserde 'Ahmet Midhat Efendi ve Zengin Kütüphanesi' başlıklı bir makalesi vardı. Ben de son üç aydır nerdeyse günaşırı Üsküdar'dan Beykoz'a sahilden gidip geliyordum. Her gittiğimde ve Beykoz'dan denize açıldığımda muhakkak Ahmet Midhat Efendi Yalısı'nı görüyordum. Her seferinde o yalıdaki entelektüel hayatı tahayyül ediyor ve devrin münevverlerinin fikir, sanat, siyaset ve edebiyat sohbetlerini kafamda canlandırıyordum... Beykoz'la ve Efendi Baba'yla gönül bağım daha da kuvvetlenmişti...
Miyasoğlu deyince edebiyat camiasının aklına ilk olarak Necip Fazıl gelir ama ben Miyasoğlu'nun edebi tarzını ve çok çeşitli ilgi alanlarını daha çok Ahmet Midhat Efendi'ye yani Efendi Baba'ya benzetirim. Yıllar önce Şehir Tiyatroları'nda da yine Ahmet Midhat Efendi'den hareket eden bir çağdaş uyarlama izlemiştim. Bu piyesin altında da Miyasoğlu'nun imzası vardı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA