Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Zina ve demokrasi

Avrupa Birliği, zina tartışmalarında Başbakan Erdoğan'ı fena halde mahcup etti.
Erdoğan, Ankara Temsilcimiz Aslı Aydıntaşbaş'a "Zinanın şikâyete bağlı suç sayılmasına AB'nin bir tepkisi olmaz" dedi. Ama AB daha bu sözlerin üstünden 24 saat bile geçmeden tepkisini koydu.
Hem de pek diplomatça olmayan ifadelerle: "Zinayı suç saymayı hedefleyen yasa değişikliği, başka bir çağdan kalma uygulamadır ve AB felsefesiyle bağdaşmamaktadır. Zina ile uğraşacağınıza, Türk Ceza Kanunu'ndaki eksiklikleri gidermeye çalışın..."
Erdoğan'ı yanlış bilgilendirmişler. Çünkü AB, "Avrupa toplumunu bir değerler çerçevesinde bütünleştirmeyi" amaçlıyor ve yazımına Türkiye'nin de katıldığı AB Anayasası'nda bu değerler şöyle sayılıyor: İnsan onuruna saygı, özgürlük, demokrasi, hukuk devleti, insan haklarına bağlılık.
Yine aynı Anayasa'da "özgürlük" kavramı tanımlanırken, ikinci sırada "özel ve aile yaşamına saygı" vurgulanıyor. Avrupalı hukukçular bu tanım çerçevesinde zinayı özel yaşam ve aile içi ilişkiler kapsamında değerlendiriyorlar. Zinanın ceza yasalarına konulmasını "kamusal röntgencilik" olarak görenler bile var. 1990'lardaki uzun tartışmalardan sonra şu görüşte birleşildi: "Demokrasilerde zina suç sayılamaz."
Bir başka deyişle, zinanın suç kabul edildiği ülkelerde "Tam demokrasi"den söz edilemez. Yeni Türk Ceza Yasası'na zinayı ister şikâyete bağlı, ister savcıların re'sen soruşturacağı bir suç olarak koyarsak, demokrasimizde gedik açmış olacağız. Bu da ünlü Kopenhag Kriterleri'ne ters düşmek ya da ihlal etmek anlamına gelecek.
Durduk yerde başımıza ne işler açıyoruz, gördünüz mü?
En iyisi, henüz yol yakınken konuyu kapatmak.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA