Ozan
Doğulu'nun tıpkı kardeşi Kenan gibi kocaman bir kahkahası var. Artık alamet-i farikaları sayılabilecek bu kahkaha nereden geliyor? Anneannelerinden. Subay dedeleri, komşulardan gelen, "Karınız çok yüksek sesle gülüyor," şikayeti üzerine sokağa fırlayıp, "Karımın kahkahası bir gün eksik olursa hepinizi öldürürüm," diye bir tehdit savurmuş olmasaydı, bu enerjik kahkaha kuşaktan kuşağa geçemeyecekti belki de. Doğulu kardeşlerin Arnavutköy'deki stüdyosuna girerken pencereden sokağa yayılan bu kahkahayı sohbet sırasında da sık sık duymak mümkün. (Bazı arkadaşları iki kardeşi birlikte eve davet etmeyi bırakmış, şikâyet geleceği garantiymiş çünkü.) Tüm bunları gülerek ve sakin bir şekilde anlatan Ozan Doğulu aslında epey hareketli bir dönemin içinde şu sıralar. Bunun nedeni, salı günü kendi adıyla yayınlayacağı ilk albümü
130 bpm'in piyasaya çıkacak olması. 13 şarkının yer aldığı albümde çoğuna aşina olduğumuz parçaların farklı versiyonları var. Nasıl olduğunu merak ediyorsanız, bu yaz kulüplerde ya da beach'lerde çalınıp dans ettirecek türde diyebilirim. Sezen Aksu'dan
Kaybolan Yıllar, Ajda Pekkan'dan
Bir Garip Yolcuyum, Tarkan'dan
Unutmamalı ve
Pare Pare, Kenan Doğulu'dan
Bunlar da Geçer,
Tutamıyorum Zamanı ve
Öp, Ferhat Göçer'den
Ay Yüzlüm, Ziynet Sali'den
Sen Mutlu Ol, Mustafa Ceceli'den
Hata'yı bambaşka düzenlemelerle dinliyorsunuz. Geri kalan şarkılardan biri Sıla'nın
...dan Sonra'sının İngilizce versiyonu (Söyleyen kişi Almanya'da yaşayan, bu şarkıyı duyup çok beğenen Tony T.), diğeri bestesi Doğulu'ya ait olan ve Kusturica filmlerini hatırlatan
Herkes Oynuyo ve öbürü de albümün çıkış şarkısı
Alain Delon. Sözü Sıla'ya, müziği Doğulu'ya ait bu parça komik ve eğlenceli. İlk klip de bu şarkıya geliyor.
ATARI İLE MÜZİK
Şimdiye kadar sayısız düzenlemeye imza atan, prodüktörlük yapan, pek çok ünlü isimle çalan ve 2002'den beri de DJ'lik yapan Doğulu'nun elektronik müzik sevgisi aslında küçük yaşlara dayanıyor. Müziğe piyanoyla başlayan, yedi-sekiz yaşındayken babası Yurdaer Doğulu'ya eşlik eden piyanistin synthesizer'ıyla ilgilenen, bir süre sonra da, "Benim için büyük bir oyuncaktı," dediği ilk klavyesine sahip olan Doğulu'nun Atari yardımıyla müzik yapmışlığı bile var. Daha 15'ine bile gelmeden bilgisayarla tanışmasının da kendisi için bir avantaj olduğunu söylüyor. Aslında Doğulu pek çok şeye erken yaşta başlayanlardan. Misal, 13 yaşında sahip oldukları müzik okulunda org ve piyano hocası olması, 15 yaşında "Bayağı teknolojik bir şarkıydı, hiç canlı enstrüman yoktu," dediği
Tek Kürekçim'i (Erdal Çelik söylemişti) bestelemesi. O dönemlerde dinlediği isimler arasında Duran Duran, Modern Talking, A-ha, Depeche Mode ve Jean Michel Jarre var. DJ'lik ise, "Kendi kronolojimi düşünürsek geç başladım aslında," dediği bir iş. 2002 yılında önce arkadaş partilerinde, daha sonra da bir arkadaşının sahip olduğu kulüpte çalmaya başlayan Doğulu, giderek bu işten daha çok keyif almış.
130 bpm'i yayınlama sebebi, çalarken kendisinden çok fazla Türkçe şarkı istenmesi. "Önce çalmayı reddettim çünkü kulüplerde çalınacak Türkçe şarkı adedi çok az. Sound'ları yeterli kalitede olmuyor ya da insanları moda sokacak şeyler yapılmıyor. Madem yok, kendim yapayım dedim. Hem ben çalayım hem DJ arkadaşlar çalsınlar, hem de kulübe gelenler eğlensin." Albümde neredeyse bütün şarkılar Doğulu'nun yaptığı yeni düzenlemelere göre baştan söylenmiş. Niye bu şarkıları seçtiğini sorunca her şeyin doğal bir şekilde geliştiğini söylüyor. Örneğin daha önce
Bir Garip Yolcuyum'un remiksini yaptığından ve çok sevildiğinden,
Kaybolan Yıllar'ı, "Mozart, Sezen ve ben bir arada nasıl olur acaba?" diye düşünerek düzenlediğinden, bir arkadaşı, "
Ay Yüzlüm'ü de yapsana," deyince, "En güzel kim söyler?" diye düşünüp Ferhat Göçer'i aradığından bahsediyor.
130 bpm, Doğulu'nun kızı için yaptığı bir albüm. "Arya doğduğunda, 'Onun için bir şarkı yapacak mısın?' dediler. 'Şarkı değil albüm yapacağım,' dedim. O bana bir enerji verdi. Yepyeni bir şey girdi hayatıma. Yerinde duramayan, nur topu gibi bir şey," derken gülüyor ve gözleri parlıyor. Şu sıralar ikinci bir albümle de uğraşan Doğulu, "Senfonik chill-out, etnik gibi adını tam koyamadığım bir şey olacak. İki ay sonra Amerika'da yayınlanacak," diyor. Zamanının çoğunu stüdyosunda geçiren ve gece yarılarına kadar çalışan Doğulu için bu yaz belli ki epey hareketli geçecek.