''TÜRKİYE HIZLI ŞEKİLDE BÜYÜYOR''
Gelinen noktada ABD'de, Avrupa'da krizin etkilerinin sürdüğünü ifade eden Erdoğan, ''Türkiye'nin dikkatleri tüm dünyada üzerine çektiği artık her kesimde dile getiriliyor. Biz krizi büyük ölçüde geride bırakıyoruz'' dedi.Erdoğan, bazı Avrupa Birliği ülkelerinin kredi notlarının dört kademe birden düşürüldüğüna işaret ederek, şunları kaydetti:
"aponya Başbakanı borç yükünün azalmaması durumunda iflas edecekleri duyurusunu yaptı. Bu tabloya rağmen, Türkiye hızlı şekilde büyüyor. Kredi notu artıyor, bütçe açığını düşürüyor, üretimini ihracatını hızlı şekilde artırıyor. En son Mart ayı işsizlik oranlarında son derece umut verici bir tabloyla karşılaştık. Haziran başıydı, Mayıs sonuydu. Ben şurada, iki-üç ay içerisinde dedim ki 'İnşallah biz burada 2-3 puan işsizliği düşüreceğiz.' Hemen dalga geçmeye başladılar. Ne oldu şimdi? Bunlarda kızaracak yüz yok ki nasıl yüzleri kızarsın. İşte Mart ayında işsizlik yüzde 13.7'ye geriledi. Geçen yıl bu oran yüzde 15.8'di. Yani tam 2.1 puanlık bir düşüş kaydettik. Polonya, İspanya, Slovakya, Macaristan, ABD, Avrupa Birliği'nde işsizlik oranları artarken, bizde tam tersine ciddi oranlarda düşüyor.
Mayıs ayında ihracatımız, geçen yılın Mayıs ayına göre yüzde 25 oranında artış gösterdi. 'IMF, IMF, IMF' dediler, 'Gidin bunlarla muhakkak anlaşın' dediler. Bir taraftan bir diğer grup da 'Bunları IMF yönetiyor' dedi. Biz dedik ki, 'Biz kendi kararımızı kendimiz veririz. Kendi göbeğimizi biz bugüne kadar kendimiz kestik, kendimiz keseriz. Biz kimseye bu noktada asla kalkıp da aleyhimize olacak bir kararı aldırtmayız' Ne oldu? IMF ile biz Stand-by anlaşması yapmadan bu süreci atlattığımız gibi, IMF'e olan borçlarımızı da azaltmaya devam ediyoruz. DSP-MHP-ANAP Hükümeti'nden devraldığımız, IMF'ye 23.5 milyar dolar borç vardı, borç.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bütün Kürt kökenli annelere sesleniyorum; çocuklarınızı bu kanlı tüccarların elinden çekin alın. Biliyorum sizlerin de yüreği yanıyor, uykularınız kaçıyor. Bu kanlı oyuna sizler de karşısınız ama lütfen hem karşı durun hem sesinizi yükseltin. Bu kanlı senaryoyu ancak sizler elele verirseniz bozabilirsiniz'' dedi.
Ülkenin diğer bölgelerindeki anne-babalara, gençlere de seslenerek, terörün topyekun bir halka, kitleye karşı öfke, nefret oluşmasını sağlamaya çalıştığını belirten Erdoğan, teröre inat kardeşliğin, dayanışmanın yüceltilmesini istedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, terörün Türkiye'nin 30 yıllık sorunu olduğunu söyledi.
''Geçmişte, açılım var diye mi terör vardı?'' diye soran Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi diyorlar ki 'Çıkardılar bir açılım, terör arttı' Geçmişte neydi? Yılda 5 bine yakın şehidimizin olduğu o dönemde demokratik açılım mı vardı? Milli birlik ve kardeşlik projesi diye bir proje mi vardı? Niye o zaman yılda 5 bin şehidimiz oldu. Bunu açıkla bunu izah et. Maalesef geçmişte demokratik hakların olmaması, ekonomik kalkınmanın olmaması, ayrımcılığın had safhaya ulaşması terörü azdırmış olabilir. Ama bugün geçmişle kıyaslanmayacak kadar terör azalmıştır. Bugün terör olayları görülüyorsa bunun sebebi açılım süreci değildir. Bunun sebebi terör örgütünün açılımdan duyduğu rahatsızlıktır. Çözüm sürecini sabote etme çabalarıdır. Çünkü nemalandığı piyasa ortadan kalkacak mesele bu.
Dün sorun derinleştiği için terör tırmanıyordu. Bugün sorun çözülmeye başladığı için terör tırmandırılmaya çalışılıyor ama beyhude. Terör örgütü Allah'ın izniyle amacına ulaşamayacak. Milli birlik ve kardeşlik süreci hız kesmeden devam edecek. Terör çirkin yüzünü gösteriyor diye hiç bir çalışmadan geri durmayacağız. Türkiye'nin dış politikadaki, ekonomideki atılımlarının, demokrasi hamlelerinin bu sebeple bir kez daha ertelenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Terörün finansörlerine, ipleri elinde tutan savaş baronlarına, silah tüccarlarına asla boyun eğmeyeceğiz. 30 yıldır yanlış politikalarla terörü bu noktaya taşıdılar. Şimdi bir kez daha yenilmekten, vazgeçmekten, geri çekilmekten, söz ediyorlar. Ne geri çekileceğiz ne de vazgeçeceğiz. Biz Türkiye'nin kazanması için yolumuzdan dönmeyeceğiz.''
''BU ÇOCUKLAR PİYON OLARAK KULLANILIYOR''
''Oğlu dağa çıktığı için yüreği yanan Doğu'daki, Güneydoğu'daki annelere özellikle bir kez daha seslenmek istediğini'' belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ülkemin her yeri için geçerli ama o bölgedeki anneler için, bacılarım için özellikle bunu hatırlatmak istiyorum. Şunu lütfen bilsinler, görsünler, kandırılıp dağa çıkarılan çocukları, terör baronları, savaş baronları, silah tüccarları, nifak odakları adına kullanılıyor. O annelerin çocukları dikkat ediniz, öldürmeye gönderildikleri kadar öldürülmeye de gönderiliyor. 18, 19, 20 yaşında kızlar, erkekler hayatlarının baharında kirli oyunların, senaryoların parçası haline getiriliyor. Kazanılmayacağı belli olan terör eylemlerinde bu çocuklar piyon olarak kullanılıyor. Çünkü terör meşru bir yöntem değildir, olamaz. Terör ne bölgeye ne de benim Kürt kökenli vatandaşlarıma, kardeşlerime felaketten başka sonuç getirmedi, bundan sonra da getirmeyecek.
Bütün Kürt kökenli annelere sesleniyorum; çocuklarınızı bu kanlı tüccarların elinden çekin alın. Biliyorum sizlerin de yüreği yanıyor, uykularınız kaçıyor. Bu kanlı oyuna sizler de karşısınız ama lütfen hem karşı durun hem sesinizi yükseltin. Bu kanlı senaryoyu ancak sizler elele verirseniz bozabilirsiniz. Yüreğinizi ortaya koyun, yeter artık deyin. Anadolu kadınına yakışan bir olgunlukla masaya yumduğunuzu vurun ve çocuklarınıza sahip çıkın.
Ülkenin diğer kesimlerindeki, bölgelerdeki annelere, babalara, gençlere de sesleniyorum; terör bizim aramıza nifak sokmaya çalışıyor. Topyekun bir halka, kitleye karşı öfke oluşmasını, nefret oluşmasını sağlamaya çalışıyor. Kim ki toptan bir bölge insanını potansiyel suçlu olarak görürse ister bölge olsun ister etnik unsur olsun bilin ki o terörün tuzağına düşmüştür. Teröre inat biz kardeşliğimiz, dayanışmamazı yüceltelim. Teröre inat gelin milletçe bir kez daha kucaklaşalım. Bu mübarek aylarda sevgimizi daha da artıralım. Karadeniz'in fındık bahçelerinde, Çukurova'nın pamuk tarlalarında, Harran'ın bereketli topraklarında, Bursa'nın Yavuz Selim Mahallesi'nde, Diyarbakır'ın Benusen Mahallesi'nde kucaklaşalım. Gelin husumetleri ortadan kaldıralım, nefreti ortadan kaldıralım. Düşmana inat aydınlık geleceği hep birlikte kuralım.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti il başkanlarına Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin hız kesmeden devam edeceğini halka anlatmalarını isteyerek, ''Bugün bazı gazetelerde malum olayla ilgili olarak, 'işte Diyarbakır Mahkemelerinin verdiği karar', 'İşte açılım bitti.' Hayır arkadaş, açılım bitmedi aynı kararlılıkla devam ediyor'' dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada DSP, MHP, ANAP koalisyonundan hükümeti devraldıklarında IMF'ye 23.5 milyar dolar borcun olduğunu belirtti.
Erdoğan, bu partiler arasında şu anda sadece MHP'nin parlamentoda bulunduğunu hatırlatarak, ''Ey MHP 23.5 milyar borç devrettin bize, 30 milyar dolar gittin IMF'den aldın. Sen mi IMF'cisin biz mi? Senin borçlarını biz ödedik. Şu anda 7.5 milyar dolara kadar geriledi bu borç. Utanmadan, sıkılmadan çıkıyorlar, yolsuzluk, yolsuzluk, yolsuzluk. Ya yolsuzluklar içinde olan bir hükümet bu borçları nasıl ödesin?'' diye konuştu.
Konuşmasında dış politikaya da değinen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Aleyhimizde yürütülen kara propagandaya rağmen Türkiye'nin dış politikada... Bu aralar, bütün Türkiye de öğrendi, dünya da öğrendi, eksen kayması diye bir şey söz konusu değil, tam aksine Türkiye'nin ekseni genişliyor ve tam dere yatağında akıyor. Hiç endişeniz olmasın Türkiye yere daha sağlam, güçlü basarak tüm bölgede barış çağrılarını daha güçlü şekilde dile getiriyor.
İsrail'in Akdeniz'deki korsanlığının ardından Türkiye'nin susması ve bu devlet terörünü sineye çekmesi bekleniyor. Her zamanki gibi İsrail'in hukuk tanımazlığının yanına kar kalması bekleniyordu. Ama biz bu korsanlık, hukuksuzluk karşısında susmadık, susmayacağız. Uluslararası hukuk çerçevesinde bu işin peşini asla bırakmayacağız. Türkiye'nin bu işin peşini bırakması için bazı lobiler içerde ve dışarıda, kusura bakmasınlar. Biz kimseye şirin görünmenin gayreti içinde değiliz. Bazı lobiler küresel ölçekte aleyhimize bir kampanya başlattılar. Bu kampanyada uluslararası basın öncü rol oynuyor. Maalesef bizdeki malum basın kuruluşları ve malum yazarlar da bu kampanyaya su taşımaya devam ediyor. Biz içerde ve dışarda yürütülen bu çirkin kampanya karşısında elbette geri adım atmayacak, basit menfaatlerin hesabını yapmayacak, ülkemizin, vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğiz. Bizim sorunumuz İsrail'deki hükümetin hukuk tanımazlığıyla ilgili, İsrail halkıyla değil. Bu sorunu bir Türkiye, ABD sorunu gibi göstermeye çalışanlar, bu sorunu bir eksen kayması gibi göstermeye çalışanlar yanılgı içindeler ve mahcup olacaklardır.''
Başbakan Erdoğan, İran'a yaptırım konusunda takındıkları tavrın İsrail'in saldırısıyla bir ilgisi olmadığını belirterek, ''Türkiye, ABD ilişkileriyle de bir bağlantısı yoktur. Nitekim biz Tahran anlaşmasını, ABD Başkanı'nın, bana ve sayın Lula'ya yazmış olduğu mektuplar çerçevesinde yürüttük. Ve bu mektup çerçevesinde yürüttüğümüz gibi kendileriyle anlaşma sonrası yaptığım telefon görüşmesinde de atılan bu adımın gerçekten takdir edilecek bir adım olduğunu söylerken 'İran'a güvenmediklerini' söylediler. Artık bunu söylemek zorundayım. Güvenmediklerini söylediler, biz de dedik ki 'mektupta verilen sözler, anlaşmada olanlar, eğer yerine gelmezse, o zaman İran, Türkiye'den de, Brezilya'dan da desteğini kaybeder' dedik. Ama İran, Viyana'ya yazdığı mektupta sözünü yerine getirdi. Viyana grubu ne yazık ki oylanacağı sabahı cevabını yazdı. Çok enteresan, niye bu ana kadar bekletildi? Bunlar hep tarihin kaydına giren görüşmelerdir. Daha sonra açıklanacaktır.''
KIRGIZİSTAN'DAKİ OLAYLAR
Kırgızistan'daki gelişmelere değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan'da yaşananları kardeş kavgası olanak gördüklerini ve bir an önce istikrara kavuşması için çaba harcadıklarını söyledi.
Erdoğan, ''Bu konuyu bile muhalefet, özellikle MHP lideri beyefendi, bunu bile istismar etti. Artık herhalde bize söyleyecek bir şey bulamıyor. Güney Kore'de bulunan Cumhurbaşkanı'na haber gönderiyor. 'Gel bu işe müdahale et' diyor. Şu yaklaşıma bak'' diye konuştu.
Ulaştırma alanında gerçekleştirdikleri konulara da değinen Erdoğan, il başkanlarına seslenerek, şunları söyledi:
''Türkiye ekonomisinin dünya genelinde nasıl takdirleri üzerinde topladığını, gidin onlara anlatın. Dış politikada Türkiye'nin nasıl onurlu, güçlü bir çizgi izlediğini, gidin onlara anlatın. AK Parti iktidarının, AK Parti'nin kaybetmesi pahasına nasıl çirkin oyunların hedefi haline getirildiğini vatandaşlarımıza anlatın. Meyvesi yenen ağaç taşlanır, meyvesi yenmeyen ağacı kimse taşlamaz. Bazıları zaten kıskançlıklarından çıldırıyor. Biz işimize bakacağız, onlara da bir tebessüm yapacağız.
Anayasa değişikliğinin Türkiye'ye, ekonomimize kazandırdıklarını kazandıracaklarını vatandaşın huzurunu nasıl artıracağını anlatın.Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin hız kesmeden devam edeceğini, bugün bazı gazetelerde malum olayla ilgili olarak işte, Diyarbakır mahkemelerinin verdiği karar. 'İşte açılım bitti'. Hayır arkadaş açılım bitmedi, aynı kararlılıkla devam ediyor. Biz yasama, yürütme olarak devam edeceğiz, bizim alanımız burasıdır. Biz alanımızda mücadele veriyoruz, vereceğiz. Bu başlıkları atanlar bu ülkenin açılımda önünü kapamak isteyenlerdir. Yapacağın bir şey varsa bir mum sen de yak aydınlansın Türkiye. Ama bunların öyle bir derdi yok. Benim tüm vatandaşlarım şunu bilsin. Burada Ankara'da 73 milyona eşit mesafede duran, 73 milyonun hak ve hukukunu koruyan güçlü hükümet var.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz taş atan çocuklarımızla ilgili konuyu samimiyetle takip edeceğiz ve parlamentodan çıkaracağız'' dedi. Erdoğan, belirledikleri takvimde yer alan tasarılar çıkıncaya kadar TBMM'nin çalışmaya devam edeceğini bildirdi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Anayasa değişikliğinin TBMM'de görüşülmesi sırasında CHP ve BDP'li milletvekillerinin oy kullanma hürriyetlerini dahi kullanamadıklarını belirterek, bunun milletvekili olmanın tanımına ters olduğunu söyledi.
Milletvekillerini milli iradenin TBMM'ye gönderdiğini anlatan Erdoğan, ''Madem benim düşüncelerimi temsil ediyorsun, oyunu kullanarak bunu tescil et. Evet dersin, hayır dersin, çekimser dersin ama oyunu tescil edersin. Gelip kürsüde 'zaman çalmak için ne yaparım' bunun tezgahtarlığına soyunma. Bir maddede 3-4 milletvekilinin olumsuz yaklaşımı neticesinde ki o da siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırmasını getiren bir maddeydi ve bundan devamlı dert yananlar dahi ne yaptılar, adeta zil takıp oynadılar'' diye konuştu.
Erdoğan, kamuoyunda ''taş atan çocuklarla ilgili düzenleme'' olarak bilinen yasa teklifiyle ilgili olarak da ''Biz taş atan çocuklarımızla ilgili konuyu samimiyetle takip edeceğiz ve parlamentodan çıkaracağız. Belirlediğimiz bir takvim var. Temmuz başına kadar bu takvim bitti, bitti. Aksi takdirde biz tatil matil dinlemiyoruz, bunları bitirene kadar yola devam ediyoruz. Beyefendiler de bizimle beraber kuzu kuzu Meclise gelecekler'' dedi.
''ONLAR LAF ÜRETİYOR BİZ ESER ÜRETİYORUZ''
Yaptıkları hizmetlerin halk tarafından yeterince bilinmediğini belirten ve teşkilattan bu hizmetleri halka anlatmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, TOKİ tarafından yapılan konutlara değinerek, şunları kaydetti:
''(Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri) Biz eser bırakıyoruz, eser. Onlar laf üretiyor biz eser üretiyoruz. Bunu da aslında kendi aralarında konuşuyorlar. 'Ya Allah var adamlar çalışıyor' diye konuşuyorlar. Ama parlamento kürsüsüne gelince zehir zemberek... Ama özele gelince 'ya biz muhalefetiz böyle konuşmak zorundayız' diyorlar. Gerçeği söyle. Kendi memleketine giderken uçak bulamıyordun be vicdansız, şimdi uçakla gidiyorsun. Gidecek yol yoktu. Şimdi 'iyi güzel de yol bozuldu' diyor. Ee bozulur, bozulursa yeniden yapılır.''
(Son)