Erdoğan, burada yaptığı konuşmada kendisine bu ödülü veren DSÖ yetkililerine teşekkür ederek, şunları söyledi:
''Bu ödül tütünle mücadelede bize çok daha farklı bir şevk ve heyecan verecek. Zaten yüzde 90'ları aşmış desteği daha da güçlendirecektir. Şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Birçok Avrupa ülkesinde çok yoğun sigara kullananlara 'Türk gibi sigara içiyor' deyimi geçmişte kullanılıyordu. Bugün ise Türkiye birçok Avrupa ülkesine göre tütünle daha büyük bir hassasiyetle mücadele eden ortam meydana getirmenin gayretiyle gerçekten ciddi aşama kaydetti ve bu konuda başarı sağlayan bir ülke konumuna yükseldi.''
''TERÖRDEN DAHA FAZLA KAYIP VERDİRİYOR''
Türkiye'nin tütün mücadelesinin böyle samimi, anlamlı bir ödülle belgelenmiş olmasının da kendilerini gururlandırdığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Daha önce de çeşitli vesilelerle de ifade ettim. Bütün veçheleriyle özellikle bu konuyu değerlendirdiğimizde sigara tüketiminin -bunun altını özellikle çiziyorum- terörden daha fazla kayıp verdirdiğini müşahede ediyoruz. Bugün dünyada bilinen 50'nin üzerinde hastalık sadece sigara kullanımından dolayı ortaya çıkıyor. Dünyada yılda 5 milyon kişi, ülkemizde ise her yıl yaklaşık 100 bin kişi tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunun bir de pasif içicilik boyutu var. Zira sigara içenleri olduğu kadar çevresindekileri de ciddi şekilde etkiliyor. DSÖ'nün tahminlerine göre 700 milyon çocuk yani dünyadaki çocukların yarısı sigara dumanına maruz kalıyor.''
''ÜZERİNDE DOĞRU DÜRÜST ELBİSESİ YOK, EVİ PERİŞAN AMA CEBİNDE SİGARA...''
Sigara tüketimi sosyoekonomik olarak da hem aile bütçesine hem ülke ekonomisine azımsanmayacak oranda zarar verdiğini, adeta darbe indirdiğini vurgulayan Başbakan, şunları kaydetti:
''Son derece yoksul ailelerde, yaşam şartları son derece ağır ailelerde dahi sigara tüketimimine pay ayrıldığını görüyorsunuz. Böyle gelişmemiş şehrin varoşlarında, gidip dolaştığınızda o fakir fukara garip gureba evleri şöyle gezdiğinizde. Diyorsunuz ya 'Fakir arıyorum, garip gureba arıyorum'. Bu biraz benim her zaman yaptığım iş olduğu için dolaştığımda bakıyorum ki fakir, üzerinde doğru dürüst giyecek, elbisesi yok, evinin hali perişan ama şu cebinin içerisinde bir paket sigara. Bak 'param yok' diyorsun ama bu ne? Hemen verdiği cevap hazır, ama bu da farklı değil belli bir cevap, 'Kederden, dertten'... Tamam da benim senden çok daha fazla derdim var. Ben 73 milyon insanın derdiyle dertleniyorum. Bunun gayreti içerisindeyim bak buraya da onun için geldim. Ama ben derdimin çaresini sigara içmekle değil ya sizi arayıp bulmakta buluyorum. Sizinle dertleşmekte buluyorum.''
''ÇOCUKLARINA AYAKKABI ALAMAYAN BÜTÇE AYIRABİLİYOR...''
Başbakan Erdoğan, çocuklarına ayakkabı, elbise alamayan, hatta kimi zaman ekmek dahi alamayan aile reislerinin ne yazık ki duman olup havaya karışan sigaraya bütçe ayırabildiğinin görüldüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Bu olacak iş mi? Sigara kullanımının gittikçe yaygınlaştığı, daha da ürkütücü bir şekilde sigara kullanım yaşının her geçen gün daha da aşağılara indiği vahim tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı bir şekilde duramazdık, duramayız, durmamalıyız. Dolayısıyla ben bugün bu törende bizimle beraber olan dostlarımdan, kardeşlerimden özellikle bunu rica ediyorum. Mücadelemizi çok daha kararlı bir şeklide sürdüreceğiz. Ben şahsen sigarayla mücadeleyi vatandaşlık görevi olarak görüyorum ve bunun karşısına dikilenleri, o insanlara, adeta onların yaşamlarına müdahale eden insanlar olarak görüyorum. Çünkü sağlıklı yaşama herkes ortam, zemin hazırlamak durumundadır. Ben, bulunduğum yerlerde sigara içen birini gördüğümde sigarayı bırakması için ikna etmeye çalışıyorum elimden gelen her şeyi yapıyorum. 'Gel kardeşim, arkadaşım, burada bu işi bitirilelim' diyorum her yerde ama. Sadece kahvehanede değil, camide her yerde. Camide bile bakıyorum ki tokalaşırken burada sigara. Hemen ona başlıyorum anlatamaya, gel şu sigarayı bırakalım. Bunu yapmaya mecburuz.''
Sigara içme özgürlüğünün kısıtlandığını düşünen vatandaşlara, birkaç hususu hatırlatmak istediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
''İntiharın özgürlüğü olmaz. Ben bu olayı intihar olarak görüyorum, öncelikle bireylerin sigara kullanma özgürlüğünü, bizler özgürlük tanımında anlaşamadığımızı söyleyerek ifade ediyorum. Kullanıyor, kullanabilir bu ayrı bir konu. Ama bunu kimse özgürlükler tanımı içerisinde yorumlamasın. Biz muhafazakar ve demokrat bir iktidar olarak olayı böyle tanımlıyoruz. Ve bir kısıtlamaya, yasaklamaya bu alanda bizler gittik. Yapılanın sigara içmeyenlerin sağlığını korumak amacıyla hayata geçirilmiş bir uygulama olduğunu belirtmek durumundayım. Elinde silahla, elinde öldürücü sağa sola saldıran insan ne ise, bana göre bir aktif içici olarak, pasif içici durumunda olan bizlerin de o tür ortamlardaki hali odur. Ben mecbur muyum canım senin içtiğin sigaranın dumanı ile zehirlenmeye? Sen bana bunu yapamazsın, böyle bir hakkın yok, öyle ise saygı duy çık dışarda iç. Benim yanımda bunu içemezsin benim Bakanlar Kurulu'mda bir kişi sigara içemez, zaten sigara içen de kalmadı Allah'a şükür. Varsa bile gizli içiyorlar. Bizim toplantılarda sigara filan içilmez. Çünkü sağlıklı düşüneceksen sigara içmeyeceksin.''
''TÜTÜN KONTROL TEDBİRLERİNİ ÜLKE SEVİYESİNDE KARARLI VE SÜREKLİ BİÇİMDE UYGULAYAN TÜRKİYE OLMUŞTUR''
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Direktörü Zsuzsanna Jakab, Türkiye'nin, tütün kontrol tedbirlerini ülke seviyesinde kararlı ve sürekli biçimde uyguladığını belirterek, ''Türkiye, çalışmalar neticesinde artık DSÖ Avrupa Bölgesi'nde halka açık, kapalı alanlarını yüzde 100 dumansız hale getirmiş 3 seçkin ülkeden biridir'' dedi.
DSÖ tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a verilen ''DSÖ Genel Direktörü Küresel Sigara ile Mücadele 2010 Özel Ödülü'' takdim töreni Rixos Otel'de yapıldı.
Törene, Başbakan Erdoğan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, Sağlık Bakanlığının çeşitli birimlerinde görev yapan yöneticiler, çeşitli hastanelerin başhekimleri ile DSÖ heyetinden temsilciler katıldı.
Törende konuşan DSÖ Avrupa Bölgesi Direktörü Jakab, ödülü DSÖ Genel Direktörü Dr. Margaret Chan ve Türkiye'nin ulusal tütün kontrol programlarında çalışan bütün DSÖ personeli adına Başbakan Erdoğan'a takdim etmekten büyük bir mutluluk ve onur duyduğunu söyledi.
Jakab, şunları kaydetti:
''Bu ödül, tütün kontrolü alanındaki güçlü ve sürekli önderliğiniz ile özellikle Türkiye'nin halka açık kapalı alanlarının dumansız kılınarak, sağlıklı yaşam biçimlerini teşvik konusundaki kararlılığınız ve ülkenizin tütün kontrolü çalışmalarında başı çeken ülkelerden biri haline gelmesine önderlik etmeniz nedeniyle verilmektedir.''
Türkiye'nin tütün kontrolünü çok ciddiye aldığını ve bu konuda büyük ilerleme kaydettiğini bildiren Jakab, şöyle devam etti:
''Geçtiğimiz yıllar içerisinde halka açık, kapalı alanların tümünde sigara içilmesi yasaklanmış ve ikram sektörü de yasak kapsamına alınmıştır. Sigara fiyatları artırılmış sigaraya uygulanan vergi oranları DSÖ MPOWER politikası tarafından önerilen yüzde 75'in üzerine çıkarılarak DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki en yüksek vergi oranlarından birisine ulaşılmıştır. Hükümetin, halk sağlığı çevrelerinin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle halkın farkındalığı, eğitilmesi ve savunuculuk yapılması sağlanmıştır.
Bu ülkede çocukları, gebeleri ve diğer bütün yetişkinleri, okullarda, toplu taşıma araçlarında, hastanelerde, restoranlarda ve barlarda sigara dumanına maruz bırakmamak için çok çalıştınız. Türkiye, bütün bu çalışmalar neticesinde artık DSÖ Avrupa Bölgesi'nde halka açık, kapalı alanlarını yüzde 100 dumansız hale getirmiş 3 seçkin ülkeden biridir. Bu seçkin ülkeler Türkiye, Birleşik Krallık ve İrlanda'dır.''
''TÜRKİYE'NİN GAYRETİNİ TAKDİR EDİYORUZ''
Jakab, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile DSÖ arasındaki işbirliğinin daima örnek teşkil edecek nitelikte olduğunu ifade ederek, ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, DSÖ'nün teknik desteğinden Bloomberg Sigara ile Mücadele Küresel girişimi ortaklarının halk sağlığı alanındaki desteğinden en etkili biçimde yararlanmasını bilmiştir. Tütün kontrol tedbirlerini ülke seviyesinde kararlı ve sürekli biçimde uygulayan ise Türkiye olmuştur'' dedi.
Türkiye'nin bu konudaki tüm gayretini takdir ettiklerini vurgulayan Jakab, ''Bu noktaya gelinmesi için ciddi cesaret ve feraset sergilenmiştir. DSÖ, halk sağılığı adına her türlü siyasi farklılıkların üstesinden gelmek için gayret sarf eden ülkelerin yanındadır'' diye konuştu.